152 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Sanırım yazarın tek kitabı olan bu satırlar tam da kitabın adı gibi geliyor insana Sakura çiçeklerini düşünürseniz;Sakura çiçekleri Japon kültüründe güzellik ve yeniden doğuşu temsil ediyor.Japon kültürünün en önemli simgelerinden biri olan bu çiçekler mart ayının ortasında başlayarak senede sadece bir kere açıyor ve Japonlar için kutsal
Sakura
SakuraKabuljan Murzaev · Doğan Novus · 2015171 okunma
Kim İsveç’li Kim Bu Memleketli Bilinsin...
Başka bir ülkenin mesela Rusya’nın büyükelçiliği önünde kutsallarına devlet destekli hakaret edilseydi, herhalde o hakareti yapan kişi bir gün evinde ya da arabasında yanmış halde bulunurdu. Cami duvarına bevlederek şöhret devşirmeye çalışanların herhangi bir devletin hukukuyla ve mahkeme kararıyla öldürülmeleri bile aslında ceza sayılmaz. Bu tür
Reklam
Musa Ağacı Efsanesi (HATAY)
Hz. Hızır ile Hz. Musa, Samandağ ilçesinin Çevlik denilen kıyısında bir araya gelmişler, Hızır burada karaya çıkarak Hz Musa ile buluşmuştur. Nitekim bu rivayete dayalı olarak Samandağ’ın Çevlik adlı sahil şeridinde Hz. Hızır’a ait olduğu iddia edilen bir türbe bulunmaktadır. Çevlikte buluşan Hz Musa ile Hızır Musa Dağı’na çıkmak üzere yola çıkarlar. Hızır ile Hz. Musa, Hıdırbey köyüne ve şimdiki Musa Ağacı’nın bulunduğu yere geldiği zaman Hz Musa çok susamış ama etrafta su görememiştir. Bunun üzerine Hz Musa elindeki asası ile toprağa vurur. Hz Musa’nın asasını vurduğu yerden su çıkar ve Hz Musa buradan eğilerek biraz su içer. Hızır ve Hz Musa, tekrar dönüp baktıklarında asanın vurulduğu yerden bir fidanın yeşerdiğini görürler. İşte bu fidan bu günkü Musa Ağacıdır. Hz.Musa’nın asasının vurduğu yerden bir de fidan çıkmış, topraktan çıkan fidan dibindeki ab-ı hayat suyu ile de sulanmış olduğundan bu ağaç ölümsüz olmuş, bu nedenle hem üç bin yıldır kurumamış hem de bugünkü halini almıştır. Hz. Musa’nın diktiğine inanılan, ölümsüzlük suyu sayesinde yeşerip büyüdüğü düşünülen Hıdırbey Musa Ağacı’nın üç bin yaşında olduğuna inanılmaktadır. Bu ağaç yöre halkı arasında adak ağacı işlevini görmektedir. Bu ağaç, dileği olanların ve adak adayanların uğrak yeridir. Ahali dileklerini bir kâğıda yazarak ağacın gövdesinin içindeki kıvrımlara bu kâğıtları sıkıştırır. Böylece dileklerinin yerine geleceğine inanırlar. Bu nedenle Musa Ağacının gövdesindeki kıvrımlar yüzlerce dilek kâğıdı ile sıkışmış durumdadır.
YÜRÜYEN KÖŞK
"Yürüyen köşk" başlıklı haber, 10 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı, çok ciddi eleştiri konusu oldu. Ankara kaynıyordu. Muhaliflere malzeme çıkmıştı. "Koskoca devletin başka işi yok mu, alt tarafı bir ağaç dalı için bunca masrafa girişilir mi, bunca zahmet'e değer mi? filan deniyordu. Çevre bilincinin anca 1970'li yıllarda gelişmeye başladığını düşünürsek, o yıllarda eleştiri konusu yapılması gayet normaldi. Mustafa Kemal her zaman olduğu gibi eleştirileri anlayışla karşıladı. Ama, devletin başka işi yok mu diyenlere şu muhteşem yanıtı verdi: "O çınar ağacı devlettir!"
Sayfa 176Kitabı okudu
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
“Yalnızca akşam yaşar Hâşim, Dranas geceye saplanır, Nâzım’da sabahın büyülü gücü salınır, Asaf ne geceyi ne gündüzü tanır, şimdidedir, şimdide.“ Bu kitap üzerine bir inceleme yapmak fikrimde yoktu. Zira herkes bilirdi
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
’ın az sözle çok şey anlatma sanatının üstâdı olduğunu, anlaşılmak için değil anlamak için şiirler yazdığını… Zordur dili
Dokuza Kadar On
Dokuza Kadar OnÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 202316 okunma
öyle ya...bir tek insanlar birbirlerine iyi gelmiyormuşş!
"ben, Şefaatli'deki bir ıhlamur ağacı olarak, suyu ve baharı bekledim bu sene de; yaz akşamları yapraklarım çok güzel kokuyormuş, öyle diyorlar. Ama ben anlamıyorum, koku alma duygum yok galiba; dün çınara, “Benim yapraklarımı, çiçeklerimi filan kaynatıp içiyormuş insanlar, iyi geliyormuşum, seni de kaynatıyorlar mı?” diye sordum, kaynatmıyorlarmış; sonra insanlar, koyunları, kuzuları da kaynatıp yiyorlarmış, onlar da iyi geliyormuş insanlara; otlar, sebzeler, meyveler, benim yapraklarım, hayvanlar, insanlara hep iyi geliyormuş, galiba bir tek İNSANLAR BİRBİRLERİNE İYİ GELMİYORMUŞ. Birbirleri ile iyi geçinemiyormuşlar, o yüzden de birbirlerini kaynatıp yemiyorlarmış"
Sayfa 111 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
89 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.