Sen haset ettiğinde Allah'ın kaza ve kaderine öfke duymuş, O'nun kulları arasında taksim etmiş olduğu nimetlerden tiksinmiş, mülkünde ikame etmiş olduğu hikmetleri gizli olan adaletini çirkin görmüş olursun. Bu ise tevhidin özüne karşı işlenen bir cinayet, imanın gözüne saplanmış çöptür. Bunların din hususunda cinayet olması vebal olarak sana yeter!
Sayfa 157Kitabı okudu
Oyunlarımıza kim karışabilir? Herkesi istediğimiz gibi yargılayabiliriz. Bütün yaşantıları, düşünceleri, her şeyi dilediğimiz gibi yorumlayabiliriz. Acaba gerçekten öyle mi? Oyunlarda bile hür olmak mümkün mü? Trajik çelişkiler her yanı sarmış mıdır? İşte sayın seyirciler, bu ve bunun gibi evrensel sorunların karşılığını bulmak için oyunumuza buyurun. Hiçbir şey elde edemezsiniz bizden. Aslında ekmek kavgası için yazıyoruz oyunlarımızı. Bir gün daha kafamızı besleyebilmek için, yarını ve sizleri düşünmeden insafsızca yalan söylüyoruz, her şeyi tahrif ediyoruz, bilinci küçümsüyoruz, tarihi gülünç duruma düşürüyoruz, sanatı ayaklarımızın altında eziyoruz, ölüsünün üzerinde tepiniyoruz. Bize ne verdiniz ki ne bekliyorsunuz? Karanlık, çarpık, taşlı yolların kirli meyhanelerinde iyi yarınları tasavvur etmekten aciz, hamur-ekmek ve biberli fasulyeye yatıyoruz. İşte size gecekondu felsefesi. İnsana benzer bir tarafımız var mı? Dıştan bakınca kan-sefalet-şevhet-hırs-cinayet. İçten bakınca can sıkıntısından boğuluyoruz. Sayın başbakan sefalet edebiyatı yapmayın diyor. Bir şey yaptığımız yok. İçimize düşenlere ilgisiz bir düşmanlık besliyoruz. Bizi kimse anlamadı, biz de kimseyi anlamıyoruz. Hikmet de iç dünyasıyla gece kondu felsefesine uygun.
Sayfa 72 - 74Kitabı okuyor
Reklam
Gözlerini kapadı. "Yok olacağız, yok olacağız. Yırtın kitaplarımı, yakın kitaplarımı, temizleyin, parçalayın, süpürün. Tabutları yerlerinden çıkarın, yakın, kurtulun. Öldürün bizi, ah, öldürün çünkü biz geceyarısının kasvetli şatolarıyız, rüzgârda sallanan ağlarız, kaçışan örümcekleriz; ve gıcırdayan kapılarız, panjurların çarpışıyız, biz öylesine uçsuz bucaksız bir karanlığız ki on milyon gecenin karan- lığını tek bir beyin hücresinde muhafaza edebiliriz. Cinayet işlenmiş yatak odalarına gömülmüş yürekleriz biz, yer tahtalarının altında parlayan yürekler... Biz şıkırdayan zincirleriz, tülden peçeleriz ve uzun zaman önce ölmüş büyülü ve sevimli hanımefendilerin, şatonun büyük merdivenlerinde yüzen, uçuşan, fısıldayan, inleyen, rüzgârlı kokularıyız. Biz Maymun Pençesi'yiz, dehliz mezarda köpürdeyen Amontillado fıçısıyız, harçla örülmüş tuğla duvarız, Üç Dilek'iz. Biz pelerinli adamız, cam gözüz, kanlı ağızız, sivri azı dişiyiz, damarlı kanadız, soğuk karanlık gökyüzündeki sonbahar yaprağıyız, sabahleyin kırağı çalmış beyaz postunu parlatan kurduz, biz dünyaya geri gelmeyecek eski günleriz, biz kan bürümüş vahşi gözüz, aniden beliren bıçağız ve tabancayız. Vahşi ve karanlık olan her şeyiz biz. İnleyen rüzgârlarız, hüzünle düşen kar tanecikleriyiz. Doğayı alev alev, mavi, melankolik bir dumanla kasıp kavuran ekim ayıyız biz. Mezartaşlarıyla dolu tepeleriz, mermerlere kazınmış isimleriz, doğum ve ölüm yıllarıyız biz. Tıkırtıyla açılan tabutuz ve geceleyin atılan çığlığız biz."
Yanlış zamanda yanlış yerde olmak..."
Olimpos yayınları
264 syf.
3/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Hayal kırıklığı yaratan bir kitapla daha karşınızdayım. Ciltlerce tutan John Rebus serisinin albenisine inanarak başladım Düğümler ve Haçlar'a. Sonuç: fiyasko. Kitabın yarısından fazlasında John Rebus karakterinin kurulmasını dinledik. Bildiğin ileriye yatırım yapmış adam. Cinayet süs olarak kalmış arkada. İkinci yarısında ise Cennet Mahallesi'ndeki "POLONEZKÖYDEYİM" akrostişi gibi bir akrostişle, hanidir göze sokulan ana hedefin ne olduğunu öğrendik. Klişeler deryası: - Kafayı kırmış asker eskisi - Bunun ipsiz sapsız ilişkileri - Geçmişi unutma - İhanete uğradığını düşünen eski bir dost Kitabın bana tek faydası Edinburgh'da yeraltı şehirlerinin olduğunu öğretmesi oldu. Bir de New York'la yarışır bir gece hayatı (yazarın abartısı da olabilir). Şu noktada hakkını yemeyelim. Kitap seksenlerde yazılmış bir roman. Döneminin (bizde doksanlara tekabül ediyor) ruhunu nispeten iyi yansıtmış, diyalogları ve mizahı ile. Ama bu yetmiyor tabi. Benden 3/10 aldı.
Düğümler ve Haçlar - Bir Dedektif John Rebus Polisiyesi-1
Düğümler ve Haçlar - Bir Dedektif John Rebus Polisiyesi-1Ian Rankin · Alfa Yayınevi · 2018114 okunma
Ben kesinlikle çok becerikliyim
" Soğanlar öldükten sonra salçayı kat" " Öldüğünü nasıl anlayacağım? Ayrıca ben bunları niye öldürmek zorundayım? Yemek yaptığımızı sanıyordum, cinayet işlediğimiz değil!" " Amasya'mın canım fındıklarını yemezsen böyle aptallaşırsın" " Olcay bahsetme memleketine! Bu soğanlar nasıl ölür!" " Kızardığında." " Utandırayım mı onları?"
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.