"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
YouTube kitap kanalımda Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabını yorumladım : ytbe.one/CwJC6YxG8do&
İçselleştirmelere doyamadığım, hatıralarıyla birlikte Ring Caddesi'nde dolaştığım, dönemin siyasetini ve erkek-kadın ilişkilerini en iyi kurguya döken yazarlardan biri: Stefan Zweig.
Zweig, novellalarında tezatlıkları seviyor.
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
--------------------------------------------------
Mayıs ayı hikaye etkinliği sona ermiştir. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Etkinlik hatıra kitabını aşağıdaki linkten indirebilirsiniz. Haziran'da görüşmek üzere.
yadi.sk/d/xiW6R9jv3WZL7C
--------------------------------------------------
Etkinliğin son gününü bugün olarak
Cinsiyet Belası, son zamanlarda feminizm ve toplumsal cinsiyet araştırmalarını içeren okumalarımın içinde kendini akademik dille belli eden eserlerden bir tanesi oldu. Butler'i ilk kez tanıdığım bu eser bana birçok kazanıma ve kendimce kimi farkındalıklara ulaşmamı sağladı. Feminizm ve toplumsal cinsiyet araştırmaları son 50 yıla nazaran çok daha
Maalesef kanım bu yazara hiç ısınmıyor. Gördüğüm ilk anda bir soğukluk hissettim, nedenini inanın ben de bilmiyorum.
Düşünceleri sürekli eleştirilen Emine Şenlikoğlu'ya karşı olmadım çünkü henüz düşüncelerini bilmiyor ve kitaplarını okumamıştım. Dini içerikler yazdığını sadece biliyordum. Tabi ülkemizde 'İslam'a karşı kişiler de az değil. :)
...
Bir klasiği okumaya başlamadan önce siz ne yaparsınız, kendinizi nasıl hazırlarsınız, yazar ve eser hakkında nasıl bir altyapı oluşturursunuz ya da kitabın içine balıklama mı dalarsınız bilemiyorum. Ama ben, hem yazar hem de kitabı hakkında bulabildiğim makalelere, yazılara, incelemelere göz atmayı tercih ediyorum. Bu benim satır aralarını
Bu incelemeyi resmi tanımlamalarla doldurma amacında değilim ama yine de konuya ve bu kavramlara yabancı, uzak olabilecek insanlar için Wikipedia'dan alıntıladığım şu tanımı sizlerle paylaşıp incelemeye geçmek istiyorum:
Transseksüellik nedir?
"Transseksüellik, kişinin atanmış cinsiyetine ait hissetmeyerek farklı bir cinsiyet kimliğini
24 Nisan 2021 Cumartesi
Kupa bardakta Türk Kahvesi içen tek ben miyim acaba? Fincanda içmenin olumlu yanı: otantik geldiği için insana, köklü bir geçmişin mirasından pay sahibi hissettirmesi. Fincanda içmenin olumsuz yanı: çabuk bitmesi. Ağır ateşte pişmesini, bilhassa cezveden taşmamasını beklemek sadece iki içimlik bir sıvı için mi diye
"Bir Kahır işçisi Talip Apaydın"
(Osman Şahin'in Apaydın'ı anlatırken kullandığı bir tabir)
Son zamanlarda inceleme yazmak için pek zamanım olmuyor. Lakin Talip Apaydın'ı etraflıca ele almadığımı fark ettim ve kendisine değer veriyorum o yüzden zaman ayırarak farklı kaynaklardan derlediğim bölümlere kendi yorumumu da ekleyerek ilk
Selamlar,
Internet'in daha sık kullanılır olmasıyla bilgi akışının hızlanması hepimizin şahit olduğu bir hakikat. Bununla birlikte, kirli bilginin de daha hızlı bir şekilde akarak pek çok zihinde yanlışların filizlenmesine yol açtığını da aynı emniyet hissiyle biliyoruz. Bu ikinci durumun bir yansımasını da Üstad'la alakalı
İnsan olabilmek kolay bir meziyet değildir. Hepimiz anamızın karnından doğup dünyaya gözlerimizi insan olarak açarız, ama bazılarımız insan olmayı başaramaz, hak etmez...
İşte bu kitapta da bunun örneklerini çok net görebiliyoruz. Yazarımız kitaba "Sözde Kızlar" ismini vermiş ama, ben daha çok "Sözde Erkekler"in olduğunu fark ettim. Hatta bu kitabın ismini ben koyacak olsaydım, bir cinsiyet ayrımı yapmadan "Sözde İnsanlar" olmasını isterdim.
Okuduğumuz hikayeye gelecek olursak, mütareke döneminin bunalımlı günlerinde, babasını aramak amacıyla İstanbul'a gelen ve geçici olarak uzaktan akrabalarında kalan genç kızımız Mebrure'nin, yüksek tabakanın içinde bulunduğu ahlaki çöküntüyü fark edip, bundan kendini korumaya çalışma hikayesini okuyoruz.
Peyami Safa'nın diğer eserlerinde olduğu gibi akıcı bir şekilde okunabilecek hoş bir kitap. Ama tabii ki, eğer okuduysanız
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu gibi bir kitap beklemeyin. (Hayal kırıklığına uğrarsınız:) Hâlâ okumadıysanız da bu eseri daha fazla geciktirmeyin derim.
Not: Kitapta eski Türkçe'den birçok kelime kullanılmış. Bir oran verecek olursam, %25-30 oranında diyerek belki yakın bir tahmin yürütmüş olabilirim. Eğer bu kelimelere çok aşina değilseniz bazı yerlerde bunalabilirsiniz. (Ama hemen endişelenmeyin kuzum!) Yazarımız sizleri de düşünmüş ve arkaya bu kelimelerden oluşan bir sözlük de eklemiş :)
Kitabın özeti mahiyetindeki şu alıntıyla incelememi bitirmek istiyorum. Keyifli okumalar...
"Demek ki dünyada yapılan budalalıklar ve günahlar cezasız kalmıyor..." #100704743