Her kitabı ayaklarınızı uzatıp çayınızı yudumlarken keyifle okuyamazsınız. Normal zamanda dingin bir müziği okuma anınıza eş edebilirsiniz ama bazı kitaplar buna müsaade etmez; rahatsız eder, dürter, kendinizi tamamen kendisine vermenizi ister... Çürümenin Kitabı’nda Cioran da tam olarak bunu başarmıştır. Hayat deyip gün ismini verdiğimiz 24 saati nasıl geçirdiğimizle ilgili olduğu kadar hayatın temeline oturttuğumuz tüm olguları sorgulamanıza neden oluyor Çürümenin Kitabı. Kitabı elinize almadan önce mutlaka yanınızda kalem ve kağıt olduğundan emin olun. Ve mutlaka yalnız olduğunuz zamanları seçin.
Hayatı “burukluğun tahrip ettiği bir mucizedir.” şeklinde tanımlıyor Cioran. Genel olarak anlam veremeyeceğiniz bir umutsuzluk ve insan olmanın sonucu olarak sunduğu feveranla ulaşıyor bizlere. Kitabın birçok yerinde hayatta öylece hareketsiz durup ölümlülüğünün tadını çıkartmak istediğinin altını çizse de yazmış olduğu kitap keyif kaçırmak ve ölümlülüğün kötü getirilerini gözümüze sokmak için pusuda beklemektedir.
Düşünselliği ön planda tutup bünyeyi sarstığı için hazmı kolay bir kitap değil. bu nedenle de sık sık nefes alma arası vermeniz gerekiyor. Ama bu nefes araları kitaptan kopartmak yerine daha büyük bir iştahla kitaba dönmenizi sağlıyor.
