Geceleri sabahlara kadar okumayayım da ne yapayım? Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir. O vakit bu çıplak ve yalçın oda, gerçek dünyadan daha geniş, daha ferahlı bir âlemin munis, sevimli ve her biri sihir ve füsunla yoğrulmuş mahlûkları ile dolmağa başlar.
Sayfa 21
başımı yastığa koyarken bu alıntıyı düşünüyor olacağım.
Yazık sana! İslâm gömleğin paramparça. Îman gömleğin pislik içinde. Îmânın çıplak. Kalbin câhil. Sırrın bulanık. Sadrın İslâm’a açılmamış. Bâtının harap, ama zâhirin mâmur. Sayfaların simsiyah. Sevdiğin dünyâ seni terk ediyor. Kabir ve âhiretin yaklaşıyor. Uyan, çok yakında gideceğin yer konusunda dikkatli ol! Sonra bu mümkün olmayabilir.
Sayfa 51 - pdfKitabı okudu
Reklam
BULANIK EZBER Kalabalığın uzun sürmüş sözüne Mine çiçeklerinden bir merhem edindim. Limonların denize gamzeler açtığı Bir sokağı dünyaya ekleyip duruyorum. Ay masalı, kum masalı, nar masalı Yalnızlığı seviyorum sessizce. Denizden çocuk, dağlardan çıplak Bir zaman oluyor kalbim Sitem yok, diyorum, hayatıma değmiş hiçbir hayata. Gözlerim kocaman atkestaneleri Kime baksam, ıhlamurlar içinde Bir şehir düşüyor kirpiklerimden. Yetmedi ölüme bunca ayrılık Bütün sevdiklerim bulanık bir ezber Sonsuzluğu öğreniyorum unutarak. Nerelerde bıraktınız şaşırma güzelliğimi Ey çocukluğun inanan yaşları...
Sayfa 97 - KırmızıkediKitabı okudu
Tomurcuk gül, minicik, bazen çıplak ve ufacık, sığacakmış gibi avucumun içine, tutup seni böyle ağzıma götürürcesine, ama ansızın dokunur ayaklarım ayaklarına ve ağzım dudaklarına.
İnsan her yerde hep o insandır ve bir insanın özünde soyluluk olmadı mı, dünyanın tacını giyse yine çıplak kalır.
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Fransızca aslından derleyerek çeviren: SABAHATTİN EYÜBOĞLUKitabı okudu
Yıldızlar çıplak gözle bakıldığında beyaz ve sarı görünseler de aslında renkleri maviden koyu kırmızıya kadar değişir. Bir yıldız ne kadar maviyse, o kadar sıcaktır.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Reklam
II.James bir kilise rahibesine altın lamba hediye etmek istediğinde
Urus: “Belli ki kutsal bir bakirenin altın lamba isteği, çıplak ayakla gezen çoçukların ayakkabı ihtiyacından çok daha önemli.”
Sana söylüyorum patron, bu dünyada bütün olanlar haksız, haksız, haksız! Ben, ufacık kurt, ben çıplak salyangoz Zorba, hiçbir şeyin altını imzalamıyorum! Neden delikanlılarla genç kadınlar ölsün de hurdalar kalsın! Küçük çocuklar neden ölsün?
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.