Ben bu gülüşü, bu yürüyüşü bir yerlerden anımsıyordum. Birden tanıdım onu.
...Allah'ım Allah'ım diye yakardım, sen bizi ayırma bu topraktan! Bu toprak bizimdir. Atalarımızın mirasıdır. Aç, çıplak kalsak da bu toprakta olalım. Ölsek de bu toprakta ölelim. Vatanım, vatanım! Dünyanın hangi köşesinde olursam olayım, ben yaşadıkça sen de bizimle beraber olacaksın...
Reklam
Mutluluk çıplak gözle görülebiliyor, daha zor anlatılıyordu ama mutsuzluğu dokunmadan anlayabilmek olanaksızdı ve nedense daha kolay anlatılıyordu. Mutluluk başka bir şeydi belki de.
Çünkü ölmek rüzgarda çıplak durmaktan ve güneşte erimekten başka nedir ki ? Soluk almaz olmak, yükselebilmesi, genişleyip engelsiz bir şekilde Tanrı’yı arayabilmesi için, soluğu o bitip tükenmez gelgitlerden kurtarmaktan başka nedir ki? Ancak sessizlik ırmağından içtiğiniz zaman gerçekten şarkı söyleyeceksiniz.
"İyi ama şekerim, bunun ne önemi var? Varsın konuşsunlar. Zaten insan hiçbir şey yapmasa da herkes konuşuyor, hatta daha da çok..."
Şu güneşli gün kadar çıplak olmak için tek yapmamız gereken ellerimizi ve göğsümüzü açmak. "Bu akşam yeşil bir cinayet işlenecek, biliyorsun. Zavallı dostum, dünyadan haberin yok. Şu kapıyı ardına kadar aç ve kendine havanın karardığını, gündüzün dirilmemek üzere öldüğünü itiraf et."
Reklam
İslâm'ın ilk yıllarında resim yasağı henüz yürürlüğe girmez. İslâm İmparatorluğu'nun kuruluş yıllarında fethedilen yeni ülkelerde yüzyıllar boyunca kökleşmiş resim gelenekleri ile karşılaşılmıştır. Emevi halifeleri bu gelenekleri ortadan kaldırmaktansa yeni dinin ün ve gücünü dört yana duyurmak için bunlardan yararlanma yoluna gidiyorlar. Bu devirde yaptırılan camilerde naturalist bir anlayışla uygulanan duvar dekorasyonları yer alıyor av köşklerinin ve hamamların duvarlarında insan figürleri ne hatta çıplak kadın resimlerine bile rastlıyoruz. İslâm öncesi geç Helenistik ve Sasâni sanat geleneklerinin etkisi altında yapılmış olan bu resimlerde İslâm düşüncesine bağlanabilecek hiçbir özellik görünmüyor.
Sayfa 88 - YKY, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okuyor
Gerçekte kral çıplaktır, ama küçük oğlan dışındaki herkes harika giysiler gördüğüne inanmaktadır. Herkes, kralın harika giysilerinin olması gerektiğine başından beri inandırılmıştır. Bu olgu, yani kral çıplak olduğu halde onun giysilerini görme olgusu, binlerce yıldan beri varlığını korumuştur. En ahmak insanların bile yetkili makamlara gelebilmelerinin nedeni budur.
Önsöz
Çiçekleri açmış bir bahçede bulunmak/eğleşmek [Verweilen] beni yeniden inançlı biri yaptı. Cennet Bahçesi'nin var olduğuna ve olmaya devam edeceğine inanıyorum. Tanrıya inanıyorum, Yaradan'a, sürekli baştan başlayan ve böylece her şeyin yenilenmesini sağlayan bu Oyuncu'ya inanıyorum. İnsan da onun yarattığı bir varlık olarak bu oyuna katılmakla yükümlüdür. İş/çalışma [Arbeit] ya da görev [Leistung] oyunu tahrip eder. Çalışmak kör, çıplak, dilsiz bir eylemdir. Elinizdeki kitabın bazı satırları yeryüzüne ve doğaya bir yakarış, itiraf ve hatta ilân-ı aşktır. Biyolojik bir evrim yok. Her şey varlığını tanrısal bir devrime borçlu. Ben bunu tecrübe ettim. Biyoloji de en nihayetinde bir çeşit Teolojidir, bir Tanrı Öğretisidir.
Sayfa 10 - İnka Yay. 2. Baskı: Nisan 2022Kitabı okuyor
Şüphe: çıplak ayaklı bir gece gibi ilerliyor içimde. -Nazım Hikmet
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.