İlgi Gören Çipte ne vardı? Gönderileri

Hasan Sürgücü,işkencede öldürülen oğlu Devran'ın hakkını tam 25 yıl aramıştı.Onlarca şikayet dilekçesi,onlarca takipsizlik kararı.Gazetede bu konuya dair çıkmış haberlerin sararmış küpürleri.En altta da Devran'ın siyah beyaz fotoğrafı.Salim Bey dağ yolunun ortasında,karların içindeki cipte kendini bir ceset gibi hissediyordu.Yapıp ettikleri,bütün bu alçaklık önünde duruyordu işte.Şikâyet edilenler arasında kendisi de vardı,Savcı Salim Kurtoğlu.Onlarca şikâyet dilekçesi vermişti Hasan Sürgücü,hepsinde kendisinin,jandarma komutanının,doktorun,kaymakamın adı vardı.Her şeyi anlamıştı dilekçelerde Hasan Amca.Biliyordu,yıllardır her şeyi biliyordu.Tek bir dilekçesi bile işleme konulmamıştı.Dönemin savcısı olarak kendisine tek soru dahi sorulmamıştı.Ne soruşturma açılmış ne araştırma yapılmıştı.Öylece sümen altı edilmişti.Hasan Sürgücü,Hasan Amca vazgeçmemiş,her yıl yenilemişti şikâyet dilekçesini.Hepsinde de,"soruşturmaya yer olmadığı"kararı verilmişti.

Sayfa 22 - İletişim YayınlarıKitabı okudu

Devran Selahattin Demirtaş

Glbn Eskl

@glbneskl

23 Eylül 2018 01:05

296 syf.

· Kitabı okudu

7/10 puan verdi

·

8 günde okudu

Çipte ne vardı?

Türkiyede yaşanan günümüz olaylarına değinerek kurguladığı bir hikayeyi sunmuş bize Ayşe Kulin. Okuduğum ilk kitabı yazarın. Gazeteci sandığı sevgilisine yardımcı olmak amacıyla onun verdiği emaneti söylediği kişiye vermek üzere yola çıkmasıyla kendini olayların icin de bulan Esra'nin hikayesi. Diğer kitapları nasıl bilmiyorum ama bunda oldukça yalın bir dil kullanmış. Anlaşılması gayet kolay bir anlatımıyla sürüklemedi de değil. Ama eksik biseyler vardı hikâyede. Kötü adamla iyi adam sandığımız kişilerin tam tersi oldgunu kitabın sonunda bikac satıra sığdırmış. Her karakteri farklı başlıklar altında tanımlayıp sonra tek bir karakter üzerinde yoğunlaşmış. Bütün hikaye bir cip üzerine kurgulanmışken o çipte ne oldugnu söylememesi havada kalmış bence. Ayrıca kitabın neden polisiye kategorisine konduğunu da anlamış degilim. Evet çözülmesi gereken bir olay var ama polisin başrolde olmadığı tamamen Esra'nin cevresinde donen bir kitap neden polisiye olsun ki? Yine de okunabilir ama.

KördüğümAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20176,7bin okunma

Reklam

okumakbenimterapim

@okumakbenimterapim

05 Aralık 2020 16:20

296 syf.

· Kitabı okudu

5/10 puan verdi

Kördüğüm, Ayşe Kulin’in ‘Kanadı Kırık Kuşlar’ kitabından tanıdığımız karakterlerden birinin hikayesini anlatıyor. (Ama o kitabı okumadan Kördüğümü okuyabilirsiniz, birbirine bağlı değil) Bir kaza sonrası hafızasını kaybeden Gizem, gözünü bir hastanede açar. İlk başlarda ne olduğunu, kim olduğunu hatırlayamaz ama zamanla hafızası yerine gelmeye, kafasındaki soru işaretleri aydınlanmaya başlar. Hafızası yerine geldikçe korkmaya başlar çünkü kendisini birinin takip ettiğini hatırlar. Savaş muhabiri olan sevgilisine günlerce hastanede baktığını hatırlar ve o kitabın damgası çip:) Herkes o çipin peşinde ama içinde ne olduğu meçhul. Gizem de bir kez baktı korktu ve sildi. Kitap beklentiyi yükselten ancak kurgusu eksik kalmış bir polisiye roman okumuşum hissi verdi. Kafamda bir çok taş yerine oturmadı. Mesela tüm kitap boyu bahsedilen , abarttıkça abartılan çipte hangi bilgiler vardı? Hep bi kuşku havası oluşturulmasına rağmen, Komiser Vural, Doktor Cemil ve Orhan niye bu kadar düzgün insanlardı? :) ya da sonuç olarak Tarık neyin peşindeymiş, kimlerdenmiş, ne için savaşmış, davası ne? Gibi temel sorunun bile cevabı yok... ( Yazarın ‘Son’ isimli kitabının, bu kitabın devamı olduğu söyleniyor, belki de tüm soruların cevabı oradadır ) Kitap çok yüzeysel yanlış hükümet politikaları, ortadoğu gerçeği, tarikatlar, örgütler, kumpaslara değinmiş. Yazarın vermek istediği cok çarpıcı mesajlar var ama verememiş gibi.

KördüğümAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20176,7bin okunma