— Küçük bana melek olup olamayacağını sordu?
— Hepsi de kanat takmak ister.
— Onlara nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.
— Onlara doğruyu anlat. Melekler insan değildir. Biz daha önce insan değildik.
— Peki, onlara kağıttan kanat taksak nasıl olur, acaba?
— Onlara doğruyu söyle.
— Söyledim bile...
— E, buna tepkisi ne oldu?!
— Rüzgârı yüzünde hissetmedikten sonra kanatların hiçbir önemi yok, dedi.
Bugün tanıtacağım kitap, yazar Steven Shagan’ın dilimize kazandırılmış üçüncü kitabı. Ancak, bu kronolojik açıdan dilimizde ki ilk kitabı oluyor. Ben bu eserini diğer ikisini okuduktan sonra fark ettim ve kütüphaneme kattım. İtiraf edeyim, şans eseri de olsa doğru bir sıralama olmuş; çünkü diğer iki eseri bu romanından çok daha iyi.
Bu arada,
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Cerrah sessizce ağlıyordu, gözlerinden akan birkaç damla yaş yanağına süzüldü. Bu arada , gözyaşlarının nedenini açıklamaya çalıştı , uzun uzun anatomiden ve fizyolojiden söz etti . "MELEK" bu açıklamadan tatmin olmamışa benziyordu.
"Belki de ," diye başladı cerrahın gözlerinin içine bakarak, "RUHUN BEDENINE SIĞMIYORDUR DA DIŞARI SIZIYORDUR ."
City of Angels ( melekler şehri ) filminden