Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı tarihsel ikilemler en sıra dışı kişiler tarafından bile çözülemez. Arap âlemi birlik olma düşünü gerçekleştirmek için tutkuyla, canla başla mücadele etmeye, ama diğer taraftan da ondan yoksun kalmaya yazgılıydı.
Bugünkü dünyanın gerçekliği, işin bütün bu farklı yüzleri sürekli olarak akılda tutulmadan anlaşılamaz. Dünya çapındaki tek süper güç tarafından sırtlandan baskın bir uygarlığın ortaya çıkmasından sonra, uygarlıklar ve uluslar artık soğukkanlı biçimde aşılamaz. Kendilerini kültürel açıdan yok edilme ya da siyasal açıdan marjinalleştirilme tehdidi altında hisseden halklar, kaçınılmaz olarak, onları direnişe ve şiddetli çatışmaya çağıranlara kulak verirler.
Reklam
Hiçbir toplumun bilincinden asla bütünüyle silinmeyen ama her yerde aynı yoğunlukta ortaya konmayan bir sorudur bu; Onurumuzu kaybetmeden çağdaş dünyayla bütünleşebilmemiz için geçmişimizden neye sahip çıkmalı, neyi dışlamalıyız?
Sayfa 174Kitabı okudu
“Geçmişin geçmiş olması için, zamanın geçmesi yetmez.”
Ulusların "kutsal bencilliği"nin tek sınırı bütün sistemin çökmesini engelleme zorunluluğudur.
Reklam
İnsanların ve çatışmaların dünyaya açılması gerçekten de iletişim araçlarındaki gelişmenin olağan bir sonucu. Bunun üzülecek ve eleştirilecek yanıysa, bu teknolojik gelişmeye, canları pahasına tarihin kargaşasına itilen o halkları koruyacak bir bilincin eşlik etmemesi..
Peygamber’in şu sözü bilinir: “ İnsanların en iyisi, insanlara en çok yararı dokunandır.”
Reklam
Dünyanın hepten çivisinin çıktığını düşündüren kaygı verici olaylar meydana geliyor; üstelik bunlar birçok alanda birden gerçekleşiyor - entelektüel dünyanın, finans dünyasının, iklimin, jeopolitiğin, etiğin çivisi çıkmış durumda.
Zamanaşımı, hukukçuların icat ettiği bir kavramdır; halkların belleğinde, zamanaşımı diye bir şey yoktur. Daha doğrusu: Yakasını kurtaran yoksulluktan, gerilemeden, marjinalleştirilmekten kurtulan halklar en sonunda bağışlayabilirler, öte yandan korkularını bütünüyle bir kenara bırakmazlar; yakasını kurtaramayanlarsa, sonsuza dek bunu düşünüp dururlar.
Çocuk kendisini evlat edinen bir anne ile üvey anne arasındaki farkı bilir. Halklar da kurtarıcılar ile işgalciler arasındaki farkı bilir. Yerleşik düşüncenin aksine, Batılı güçlerin yüzyıllık hatası dünyanın geri kalanına kendi değerlerini benimsetmeye çalışmaları değil, tam tersine, egemenlikleri altına aldıkları halklarla olan ilişkilerinde kendi değerlerine göre davranmaktan sürekli olarak kaçınmasıdır. Bu ikircillik ortadan kaldırılmadığı sürece, aynı hatalara düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalınır. Bu değerlerin ilki evrenselliktir, insanlığın bir bütün olduğu düşüncesidir. Farklı farklı öğelerden oluşmasına karşın bir bütün olduğu düşüncesi. Dolayısıyla, ötekilerin o değerleri benimsemeye hazır olmadığı yönündeki daimi bahaneyle temel ilkelerden ödün verilmesi bağışlanamaz. Avrupa için başka, Afrika, Asya ya da İslam âlemi için başka insan hakları yoktur. Yeryüzündeki hiçbir halk kölelik, despotluk, zorbalık, cahillik, karanlıkçılık için ya da kadınların köle olması için yaratılmamıştır. Bu temel gerçeklik ne zaman yadsınsa, insanlığa ihanet edilmiş olur, kendine ihanet edilmiş olur.
Kendi adıma, Batı uygarlığının diğer uygarlıklardan daha fazla evrensel değer ürettiğine inanıyorum hâlâ; ama onları başkalarına gerektiği gibi aktarmayı başaramadı. Bugün bütün insanlığın bedelini ödediği bir kusur bu..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.