Ona baktı. Gözbebeklerine çizerek hayalini saklamak, son halini en güzel olanla hatırlamak için baktı.
Unutmak. Küçümsenemez bir açıklama getiriyor bu kelime, yaşadığımız medeniyetin zavallılarına. İnsanlar, peygamberler aracılığıyla ulaştırılan bilginin gereklerini unutmakla attılar bu medeniyetin temellerini. Yani hep yaratılmakta olan kâinatın kendilerine hatırlattığını değil, kendi zihni kabullerinin, mantık mekanizmalarının kazandırdığını üstün saydılar. Zannı sistemleştirdiler. Risaletin insanlara ulaştırdığını unutmak ile hakikatin, hakkın üzerini örtmek bir medeniyet olarak temayüz etti. Burada "küfr" kelimesinin aslî anlamının "örtmek" olduğunu hatırlamak yerinde olur. İnsanoğlu kendi aslına ait, eşyanın yaradılışının aslına ait hakikatin üstünü örtme çabasına giriştiği zaman küfre doğru yol almış oluyor. Örtme çabası "nefs" dediğimiz, bizi beş duyumuzun sınırları içinde tutan gücün eğilimlerine duyduğumuz zaafla belirginleşiyor. Hatırlamayı ihmal ettiğimiz zaman kendi koyduğumuz kuralları, keyfi görüşümüzü mutlaklaştırıyoruz. Böylece "bâtıl itikad" dediğimiz psikolojik ortam içine düşüyoruz. Bizim türbelere çaput bağlamaktan herhangi bir şey beklememizle, çağdaş bilimden herhangi bir şey beklememiz arasında bu bakımdan büyük bir fark yoktur. Her iki durumda da insanın fizik ve moral yapısının sınırlarını çizerek, bu sınırları mutlaklaştırarak yani bu sınırlamayı kendi keyfimize göre yaparak dünyayla bir bağlantı aramış oluyoruz.
Reklam
Bir Hafıza Sarayı Nasıl İnşa Edilir? Romalı hatip Cicero'ya göre mekan yöntemi (loci yöntemi) olarak bilinen mekansal ezberleme tekniği Simonides isimli Yunan şair ve sophos (bilge adam) tarafından keşfedildi. De Oratore diyaloğunda Cicero, Simonides'in katıldığı bir şölende ev sahibinin onuruna bir şiir okuduğundan bahseder. Şiiri okuduktan kısa bir süre sonra, dışarı çağrılır ve o gittiğinde şölenin yapıldığı salonun çatısı aniden çöker ve diğer konukların ezilerek ölmesine neden olur. Bazılarının cesedi parçalanıp tanınmayacak hale gelir ki bu büyük bir sorundur çünkü uygun cenaze törenlerinin yapılması için kimliklerinin belirlenmesi gereklidir. Fakat Simonides, şölen masasının etrafında oturan her bir konuğun yerini görsel hafızasını kullanarak, ölülerin kimliklerini belirleyebilmiştir. Bu deneyimden yola çıkarak, Simonides herkesin konumlarını seçerek ve hatırlamak istedikleri şeylerin zihinsel imgelerin çizerek hafızalarını geliştirebileceğini fark etti. Eğer resimler zihinde canlandırılan yerlerde belirli bir sırayla saklanırsa, o zaman çağrışımın gücü sayesinde herhangi bir şeyi hatırlamak mümkün olacaktı. Sonucunda ortaya çıkan mekan yöntemi, Antik Yunan ve Roma'nın bazı retorik tezlerinde tarif edilmiştir ve günümüze daha çok hafıza sarayı olarak bilinmektedir.
Sayfa 15
Daha iyi zamanlarını hatırlamak onu mutlu mu ediyormuş yoksa geçmişin hatıraları sadece acı mı veriyormuş?
Kitabı Çizerek Okumak
* Kitap okurken elde kalem bulundurmak, önemli cümlelerin altını çizmek, sayfa kenarlarına, paragraf yanlarına "hüküm" ve "intiba" belirtici notlar düşmek, işaretler koymak da faydalı bir yöntemdir. Böylece güzel olan, ilgiyi çekeni, hatırda tutulması gereken, ileride kullanılması ve tekrar okunması gereken, yoğun anlamlar ve ana-fikir taşıyan, mesaj veren cümleler belirlenmiş olur. Paragrafın yanına veya sayfa başına, o kısmın ana-fikri ve konusu da yazılabilir. * Kitabın sonundaki boş sayfalara, her okuyucu, okuduğu yerlerin fihristini çıkarabilir. Çoğu kitabın fıhristi (içindekiler) vardır ama, okuyucunun, değer yargılarına ve önemli bulduğu fikirlere göre çıkardığı fihrist " daha kullanışlı ve yararlı olur. * Daha ileri düzeyde bir inceleme tarzı ise, kitaptaki önemli bilgilerin ve beğenilerin fikirlerin not edilmesi, yazılması ve fişlenmesi suretiyle yapılan inceleme ve okuma tarzıdır. Bu not alma işinde bir defter de kullanılabilir,. Böylece, kitap bittikten sonra, "acaba hatırımda ne kaldı, ben bu kitaptan ne öğrendim?" diye insan kendi kendine sorduğu zaman, zihninde/belleğinde, hiç değilse notlarında birşeylerin kaldığını görür. O tutulan notlar ve fıhrist, ileride hatırlamak için, bir yazı, bir sohbet ya da konferans için, en azından bir insana fikir vermek için... kullanılabilir. * Okunan bir kitaptan bazı yerlerin mutlaka belleğe alınması şart değildir. Hatta insan birkaç cümle anlatmaya kalksa belki de anlatamaz. Fakat bu kitabın o okuyucu da bir "kanaat", bir "ana fikir" hasıl etmesi, ona bir dünya görüşü aşılamış olması yeterlidir.
Sayfa 89-90
Hapishanenin diğer tarafında ölçeklendirilmiş yaşamların sürdüğünü biliyordum, kendimi o yaşamdan çekip çıkarma gücünü bulduğumda, yalnızca o gücü bulmak için, tüm varoluşun bileşenlerini o güce yöneltmem gerektiğini biliyordum. Kopma anına dek sürecek olan bir gücün toparlanması ve zamanı geldiğinde artık elimden kayıp gitmekte olan dizginleri
Reklam
-Çocuklar neden sakat doğuyorlar? -Genelde bu soruyu soran kişiler yüzlerini buruştururlar. Bu da aslında cevabı görememelerinden dolayıdır. Onlar, engelli çocukların "hatalı" olduğu düşüncesiyle bu çocuklara genelde acıyarak bakarlar. Ben fizyoterapist olarak, normal bir insana göre pek çok engelliyle daha fazla vakit geçirme şansına
Sayfa 346Kitabı okudu
Resim