“Bir şarkı aç dinleyelim. Benjamin Clementine olsun. O şarkıda home mu diyor, hope mu ? Bana hep hope gibi geliyor, öyle olsun.”
''Yeteri kadar acı çekmişse insan , anlatabilecek bir güce sahip olabilir mi?''
Kitabı okurken Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabından bir alıntı geldi aklıma
''İnsanlar!
Neden kaybolup gitmeme seyirci kalıyorsunuz?
Benden ne kötülük gördünüz? (sayfa 403)''
Tarık Tufan'ın okuduğum 3.kitabı ve diğer 2 kitabından farklı olarak bu sefer öykü kitabını okudum, bütün kitapları okuma düşüncesindeyim, hepsinde ayrı bir içsel tedirginlik, duygusallık, insanın içine içine işleyen üzüntülere yer vermesi benim için sevdiğim yazarlar arasında. Öykü kitaplarında genel olarak işlenen tema farklı farklı hikayelere, yaşanmışlıklara, farklı karakterlere yer verse de genel teması her öykünün hangi konuya değinmek istiyorsa onu çeşitlendirerek okuyucuya sunar.
Gelelim kitabın konusuna , İstanbul'un unutulmuş semtinin mahallesinde, bütün haksızlıkların, kimsesizliklerin, aşka düşmüş o aşkından kıymet görememiş her şeye razı maşukları, pisi pisine yaşatılan haksızlıklar ve özgürlüğün kısıtlandığı, beklenmeyen kayıp ve ölümler, o yapmaz dediğim insanların yaptığı, kavuşamamaların anlatıldığı hikaye kitabı olmuş.