Ruhsal bir alışkanlıktan olmalı, yetişkinler kendi çocukları için uygun bir ortam hazırlamak gereğini pek duymazlar. Sanki toplum onların varlığından utanç duymaktadır. İnsanoğlu kendisi için yasalar koymuştur, ama öz evlatları için böyle bir gerek duymamış, onları yasa dışı bırakmıştır. Çocuklar, ana babalarının diktatörce heves ve içgüdülerinin insafına bırakılmışlardır. Oysa çocuklar dünyaya geldiklerinde geçmiş kuşakların yanlışlarını düzeltebilecek bir güç, dünyayı değiştirebilecek yeni bir soluk getirirler beraberlerinde.
Ne var ki, yüzyıllar boyu, belki de insanlığın başlangıcından beri çocuklarının ihtiyaçlarıyla, gelecekleriyle pek ilgilenmeyen insanoğlu, son yıllarda onların varlığının bilincine varmış bulunuyor. Çocuk sağlığı konusundaki ilerlemeler sayesinde, yaşamın ilk yılında ölen çocuk sayısında gittikçe artan bir düşüş kaydedilmekte.
Yirminci yüzyılın başından bu yana çocuğun hayatı ve sağlığı konusundaki görüşler yepyeni boyutlar kazandı. Okullar çağdaşlaştırıldı. Gerek okullarda, gerekse evlerde, yumuşaklığı, hoşgörüyü ön plana alan yeni eğitim ilkeleri benimsendi.