Hapsolunmuş bir çerçeve içerisinde, tuvaller; boyasını çehremize vuran. Kırılgan darbeleriyle tüten zaman; gözlerimiz, haşin bir tavra hüzünle bakan... sesimiz kesildi gayri, daha fazla hüzün ve keder; bilenen bıçağımdan, süzülen kandan beter!
...her zaman deliydim, şimdiki gibi. Korkaklar korktular daima, saplanan etlerine acı; billurlaştırdı dertlerini. Yalan ve şatafatlı kazanç; gayenin kendisi oldu, yalan oldu hayat; hayatlar, kıvranan acıyla doldu...
Sakatlanmış bir beden, sırılsıklam kan olmuş bir ten;
Sökülmüş yüzün hatları, ansızın bir jilet ile.
Ve esir düşürülmek istenmiş, özgürlüğünden ruh...
Başarılı olan bir şey yok, ölümü dışında; düşmanın.
Görüyorum, biçilmiş tenimden iniyor; dehşetli bir hitap
‘’Saplansa da yüreğime bakır saplı oklar, öldüreceğim seni, yalnız bir aşk uğruna...’’
Mermi, tüfek, tank ve top... Suskun kesilir bu anda, konuşur dile gelen;
İçindeki çocuk, insanın... Haykırır tehditkâr gerçeğini hayatın.