10/10 puan verdi
·
Liked
Bir sahur programında engelli bir çocuk babası olan ve on dokuz yıldır ibadet bilinciyle oğluna hizmet eden Ali Bey’i misafir etmiştim. Konu engellilerdi. Karşılaştıkları problemleri, toplumun engellilere bakışını anlatıyordu. O anlattıkça ben kendimden utanıyordum. Yer yarılsa yerin dibine girecektim. Bu konuda ne kadar gafil olduğumuzu fark ettikçe mahcubiyetim katlanarak artmıştı. Sivas’taki bir konferans sırasında tanıdığım Fatma Tatlı kardeşim, imanın imkânını fark etmemi sağladı. İlk Almanya ziyaretinde tanıdığım Gülseren Gümüş kardeşim, bana sahip olduklarımı hatırlattı. Ne kadar zengindim ve ne kadar az şükrediyordum. Zaman içinde tanıştığım kardeşlerim arttı. Hepsi Allah’ın ayrı bir ayetiydi. Hepsinde ayrı bir cevher vardı. ‘Bu kardeşlerimin derdine merhem olabilir miyim,’ düşüncesiyle hayatımızda onlara yer açalım diye bu çalışmaya başladım. Onlar, en zor imtihana tabi tutulmalarıyla Allah’ın özel kullarıydılar. Rabbimiz onlara dünyada bazı sıkıntılar verse de şundan emin olmalıyız ki onları çok seviyor. Ve onların hayatları bizler için ibretlik numuneler sunuyor.” Ahmet Bulut, Cennete Koşanlar’da bizleri Allah’ın verdiği nimetlerin kıymetini anlamaya, her gün soluduğumuz nefesin değerini bilmeye, çok olağanmış gibi kullandığımız uzuvlarımızın önemini fark etmeye davet ediyor. Okuduğunuzda hayatınızda çok şey değişecek. Ne kadar zengin olduğumuzu ancak buna karşın, ne kadar az şükrettiğimizi göreceksiniz.
Cennete Koşan Engelliler
Cennete Koşan EngellilerAhmet Bulut · Timaş Yayınları · 201934 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 hours
Bazı zor hayatlar ve sorgulamamız gereken bir dünya... Petey, bana sorarsanız bir çocuk kitabı değil... Hatta bence her yetişkinin bile okuyabileceği bir kitap değil. Kalbi olanlara ağır gelecek, mutlu olmayı bilmeyenlere sağlam bir tekme savuracak cinsten bir kitap... İnsanların fiziki engelleri, onların bir ruhu olduğu gerçeğini değiştirmez. Hatta bazen sapasağlam olan biz "sıradan" insanlardan bile güçlü bir ruhu... Ve Petey, buna inanmayanların evlerinin kapısından içeri sokmayacağı türden bir kitap. Okuyun, okutun, tavsiyedir vesselâm...
Petey
PeteyBen Mikaelsen · Beyaz Balina Yayınları · 20144,666 okunma
Reklam
400 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
4 farklı kadın ve birbirinden farklı hayatları , ayrılıkları... Hepsinin istediği ,beklediği şeyler farklı. Mesela biri çocuk sahibi olmak istiyor . Karakterleri tanıyalım _Jess :Kocasını aldattı . Sonucunda ise boşanma . _Nell :İki çocuk annesi ve çok sevdiği kocasının aldattığını öğreniyor ve boşanıyor . _Laura : Çocuk sahibi olmayı istediği ve eşi de istemediği için (yani bence öyle) boşanıyor . _Grace :Eşi onu iğrenç bir şekilde kullanıyor . Boşanıyor ama yine de bir süre eşine çocukmus gibi bakıyor . İlişki durumları karışık olan 4kadının yaşamlarına şahit oluyoruz aslında .Okumaktan hiç keyif almadığım ve önermedigim bir kitap oldu . Kapak tasarımından etkilenip almıştım ama benim için hayal kırıklığı oldu.
Oyuna Devam
Oyuna DevamHolly Chamberlin · Feniks Kitap · 201123 okunma
197 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Hiçbir çocuk böyle bir yaşamı hak etmiyor diyerek başlamak istiyorum incelemeye. Kitabın kahramanı ve hayatını kendi ağzından dinlediğimiz karakter aslında on dört yaşında olan ama sahte kimliği nedeni ile kendini on yaşında sanan Momo. Seks işçiliği yapan mülteci kadınların çocuklarını doğurmalarının yasak olması sebebiyle bir şekilde hayata gelen çocuklara para karşılığı gizli ve sahte belgelerle bakan kadınlardan biri olan Madam Rosa Momo'nun hayatla kurduğu tek bağ ve sevgi duyduğu tek kişi. Ancak yoksulluk , Madam Rosa'nın yaşlanarak hastalıklarının artması, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmeleri , her türlü tehlikeye açık hale gelen bir çocuk ve yetmiş beş yaşında bir yaşlı bir kadınla ne yapacağını bilemez hale gelen Momo , öyle ki kadının cesedinin yanından bile 3 hafta ayrılamaz bir halde ona esanslar dökerek ve makyajlar yaparak ayrılamıyor. Çünkü o kapından çıktığı an yapayalnız kalacağının bilincinde. Kitap gerçekten çok etkileyici, argo sözler barındırıyor ancak sokaklarda büyüyen Momo'nun başka türlü konuşması beklenemez. Ben beğenerek, üzülerek ve etkilenerek okudum. Okumanızı tavsiye ederim .
Onca Yoksulluk Varken
Onca Yoksulluk VarkenRomain Gary (Emile Ajar) · Agora Kitaplığı · 20093,387 okunma
440 syf.
·
Not rated
·
Read in 33 days
Kitabı okudukça 70'li yılları hiç yaşamama rağmen yansımalarının bende ve çevremde devam ettiğini fark ettim. Bence yaşam çok hızlı ama insanların ruhu zaman kadar hızlı akmıyor. O nedenle "geriden" geliyoruz biraz. Kitap gündelik hayatı doğum, kutlamalar, davetler, ziyaretler, okul hayatı, çocuk oyunları vb. gibi temalara bölerek -aslında her insanın yaşadığı evreleri takip ederek anlatmış. Ayfer Tunç bir söyleşisinde bu kitap için 70'li yıllardaki adetleri, olayları, insanların günlük hayattaki davranışlarını aklına geldikçe notlar halinde yazıp bir ayakkabı kutusuna attığını anlatmıştı. Bu yöntemi çok sevmiştim ben de. Sonra da notlar birleşince önce bir gazete yazısına dönüşmüş, gazeteye arkasını talep eden telefonlar gelince de bir kitap olmuş. Ben kitaptaki çocuk oyunları, TV'deki dizi filmler, Eurovision maceralarımız, misafirlikler bölümlerine bayıldım. Şaşırdığım bazı noktalar oldu. Örneğin sanki sadece Adapazarı gibi İstanbul'a yakın ama orta halli bir şehrin hayatını anlatmış gibi geldi kitap. Kitapta kullanılan fotoğraflar da bunun bir göstergesi. Küçük şehirlerde yaşayan daha batılı modern ailelerin hayatları anlatılmış bence. Tüm Anadolu'yu anlattığını düşünmüyorum. Tabiki yazarın da böyle bir iddiası yok sanırım. Diğer taraftan bazı tespitlerinin doğru olmaması ya da yazarın tahminlerinin tutmaması da hafiften gülümsetti beni. Örneğin 70'li yıllardaki tulum giyilirken artık insanların buna bir daha rağbet etmeyeceğini yazmış 2000'lerde. Ya da gelinin ayakkabısının altına isim yazma modasının da 70'lerde kaldığını yazmış olması beni şaşırttı.
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size GelecekAyfer Tunç · Can Yayınları · 20211,799 okunma
348 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 28 hours
Başka bir insanı bu kadar sevebileceğimi bilmezdim, Gabe, ta ki seninle tanışana kadar. Bunu unutmam mümkün değil. Kitaba gerçekten bayıldım. Ya nasıl bu kadar ağlatabilir bu kadar kısa bir kitap? Konusundan bahsedecek olursak Gabe ve Lucy 11 Eylül 2001, yani İkiz Kuleler saldırısının olduğu gün üniversitede tanışıyorlar. Ve çoğu kişi gibi o gün
Kaybettiğimiz Işık
Kaybettiğimiz IşıkJill Santopolo · Dex Yayınevi · 201794 okunma
Reklam
1,000 öğeden 851 ile 860 arasındakiler gösteriliyor.