'Şimdi başka bir yüzyıldan ya da başka
bir ulustan geliyormuş gibi kendini tecrit
etmek mümkün değildir. Însan zorla
tarafsız kalamaz. Savaş ile ilgili normal
ve insancıl bir görüşe sahip olabilmek
için tek bir olasılık vardır: Savaşın
farkında olmak ve savaşı, kendileri asla cephede bulunmamış savaş
çığırtkanlarından dinlememek.
Çilekli dondurmadan bir kaşık alıyor çocuk, korkunç buluyor. Hemen her şeye, bebek mamalarına, sebzelere, suya sızan, kimi pençesine alacağı belli olmayan bir siyanür sızıntısı var ülkede. Çocuğuna aldığı ilk dondurmanın siyanürlü olduğunu bilmeyen baba, şımarıklık etme diyor, ye şunu! Çocuk tadı berbat dese de zorla ağzına sokuyor dondurmayı. Ta
Bugünlere nasıl geldim diye geçmişe baktığımda çogu zaman zorluklarla geçtiğini farkettim.
Geçmişi kimse kesinlikle unutturamaz o bi gerçek, ama takıntılıda olmamak gerek.
hepsi cocukken ağladığımız olayları gülerek hatırlamak gibi olacak.
İyi hissettikce daha tebessümle bakacağız.
Geçmişi güzelleştirmek için bugünleri güzel yaşamalıyız.
Espirilerle , iyi insanlarla , mücadeleyle.
Günlerimiz güzel olsun.
Tebessümle
Çocukları seviyordum.Dünyaya bambaşka bir pencereden bakmalarına tahmin edilemez hayal güçlerine,hep sevgi dolu ve hep umutlu olabilmelerine hayrandım.İnsan büyüdükçe hayata yenilebiliyor,öğrenilmiş çaresizliğin esiri olabiliyordu.Çocukken tüm sorunların çözümü çok basit görünür,bu basitlik sonsuz bir özgürlük hissiyatı bahşederdi.Büyüdükçe hayatın zorluğuyla yüzleşiyorduk.Değiştiremediğimiz her durumun bizi etkileyip kısıtlamasına izin verirken o hayal gücünü ve sarsılmaz neşeyi yitiriyorduk.
Yüreğinin derinliklerine kök salmış güçlü bir intikam duygusu, kindar bir hafızası vardı; hemen dışa vurmayıp dizginlemeyi becerdiği öfkesi sinsice kanına karışanlardandı. Kanı kinle akardı. Daha çocukken yediği bir tokadın karşılığını on beş yıl sonra sabah namazından dönen adamı çarşının ortasında ki çınarın dibinde tek kurşunla yere sererek verecekti.
Bu dünya geçiciydi, bu dünya fanilerindi, bu âlem ahiret için bir tohum tarlasıydı sadece. Fazla konuşmadığı için bir şey bilmiyor sanırlardı. Oysa suskunluğun görünmezlik kazandıran gücünü daha çocukken keşfetmişti, sessizliğin arkası en güvenli yerdi.
.
Yaşar Kemal'le (kitabıyla) henüz çocukken karşılaşmış olduğumu sanmıyorum. Bu yüzden ilkin, bir çocuk kitabıyla başlamak istedim. Geç kalmışlık hissi mi, tabii, sık sık hissedilir genç yetişkinlikte. Umarım geç kalmamışımdır ve pek çok dile çevrilen Yaşar Kemal ve eserlerine güzel bir başlangıç olur benim için Yeşil Kertenkele.
Türk Edebiyatı çocuklarına biraz fazla yükleniyor. Özellikle son kısımda çocukların söylediği iddia edilen tekerleme benim kalbimi parça pinçik etti. İbrahim'i dinlerken altından muhakkak bir dram çıkacak, diyorsunuz zaten. Hatta belki sonunu bekliyorsunuz da ama çocukluğun masumiyetine yakıştırmak istemediğimiz -fakat acı bir şekilde yaşanan- o eğlenceler, oyunlar, sözler bir şekilde insanı yaralıyor.
Aile kavramı, çocuğun gözünde baba, farklı bir aile sisteminde büyüyen çocuk çevresinden nasıl etkilenir gibi konulara da bir bakış sunulmaktadır.
Çizimleri özellikle övmek gerekir. İnsanı hikayeye çeken profesyonel bir kalem...
Yeşil KertenkeleYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2020331 okunma