- Konuşmayı kabul ettiğin için sağol.
- Ne diyeceksin?
- Şeyy... biraz yalnız kalabilir miyiz? Arkadaşın izin verirse?
- Kusura bakmayın tek başımıza kalmamız caiz değil. O da olsun.
- İyi de okulun içindeyiz, tek başımıza değiliz zaten. Bir sürü insan var etrafta.
- Olsun yine de kalsın. Ondan bir şey saklamıyorum nasıl olsa...
- Peki... şey... Çok güzelsin...
- Böyle şeyler söylemeyin lütfen!
- Aslında... seni seviyorum ben.
- Ne diyorsunuz? Bunları duymak istemiyorum!
- Kötü bir şey söylemedim ki. Seviyorum yani... evlenmek niyeti işte!
- Böyle olmaz bu işler. Birilerine iletirsiniz oturup öyle konuşulur. Benim de danışacağım insanlar olur.
- Kızım sen aptalsın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni hayatında karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme özne yapmaya çalışıyorum ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun?
- Ne biçim konuşuyorsun?
- Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin. Tüketeceksin kendini. Mutfakta sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım, senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim.
- ...
- Kaybettin! Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu seni istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana...
- !!!
- Aşk diye bir şeyi ölsen de öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah!
- Konuşmayı kabul ettiğin için sağol.
- Ne diyeceksin?
- Şeyy... biraz yalnız kalabilir miyiz? Arkadaşın izin verirse...?
- Kusura bakmayın tek başımıza kalmamız caiz değil. O da olsun.
- İyi de okulun içindeyiz, tek başımıza değiliz zaten. Bir sürü insan var etrafta.
- Olsun yine de kalsın. Ondan bir şey saklamıyorum nasıl olsa...
- Peki... şey... çok güzelsin..
- Böyle şeyler söylemeyin lütfen!
- Aslında... seni seviyorum ben.
- Ne diyorsunuz? Bunları duymak istemiyorum!
- Kötü bir şey söylemedim ki. Seviyorum yani... evlenmek niyeti işte!
- Böyle olmaz bu işler. Birilerine iletirsiniz oturup öyle konuşulur. Benim de danışacağım insanlar olur.
- Kızım sen aptalsın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni hayatında karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme özne yapmaya çalışıyorum ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun?
- Ne biçim konuşuyorsun?
- Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin. Tüketeceksin kendini. Mutfakta sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım, senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim.
- ...
- Kaybettin! Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu sen istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana...
- !!!
- Aşk diye bir şeyi ölsen de öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah!
Konuşmayı kabul ettiğin için sağol.
- Ne diyeceksin?
- Şeyy... biraz yalnız kalabilir miyiz? Arkadaşın izin verirse?
- Kusura bakmayın tek başımıza kalmamız caiz değil. O da olsun.
- İyi de okulun içindeyiz, tek başımıza değiliz zaten. Bir sürü insan var etrafta.
- Olsun yine de kalsın. Ondan bir şey saklamıyorum nasıl olsa...
- Peki... şey... Çok güzelsin...
- Böyle şeyler söylemeyin lütfen!
- Aslında... seni seviyorum ben.
- Ne diyorsunuz? Bunları duymak istemiyorum!
- Kötü bir şey söylemedim ki. Seviyorum yani... evlenmek niyeti işte!
- Böyle olmaz bu işler. Birilerine iletirsiniz oturup öyle konuşulur. Benim de danışacağım insanlar olur.
- Kızım sen aptalsın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni hayatında karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme özne yapmaya çalışıyorum ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun?
- Ne biçim konuşuyorsun?
- Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin. Tüketeceksin kendini. Mutfakta sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım, senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim.
- ...
- Kaybettin! Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu seni istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana...
-!!!
- Aşk diye bir şeyi ölsen de öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah!
Şafak, karanlığın aydınlığa hem en yakın olduğu hem de aydınlıktan sıyrıldığı en koyu vakti. Suçun suçsuzlarda arandığı, ast-üst ilişkisi içinde emirlere uyup vicdanın bir tarafa saklandığı, düzenin kanundan bağımsız işlediği bir dönem.
12 Mart yıllarını gören bir yazarın kaleminden çıkmış kurguyla karışık gerçekleri. Yoksa kurgudan soyunmuş
DİKKAT DİKKAT!
Bu bir kitap incelemesinden ziyade kitabın içindeki bir şiirin incelemesidir. Çünkü bence sadece o şiiri kitabın tamamına bedeldi :)
Başlamadan önce bu etkinliği (#31053074) düzenlediği için
Ged'e teşekkür ediyor ve bu incelememi de ona armağan ediyorum. Ayrıca bu kitabı
Sabır Taşı
Aldık nasibimizi hüzünden
İşte geldik gidiyoruz sevinsin
Halbuki ne güzel başlamıştı hikâye
Şerbet gibi bir gök üstümüzde
(Bedri Rahmi)
İstanbul’a kasvet fena çöker. Şenlenmesi de kederlenmesi de bahaneye bakar kentin. Ama bir efkârlandı mı da insanlarını daraltır, yürekleri sıkıştırır. Hava
-KOCAKARI ILE ÖMER-
Yok ya Abbas'ı bilmeyen, kimdi?..
O sahabiyi dinleyin, şimdi:
"Bir karanlık geceydi pek de ayaz..
İbni Hattâb'ı görmek üzre biraz,
Çıktım evden ki yollar ıpıssız.