Colson Whitehead’ın “Yeraltı Demiryolu” isimli 2017 Pulitzer Ödül’lü eserini okuyup fena bulmamıştım. Hatta Berry Jenkins’nın aynı kitaptan uyarladığı The Underground Railroad dizisini de izlemiştim, diziyi hakikaten çok beğenmiştim. İzlerseniz eğer, kitaptan biraz daha farklı ve felsefi yönlere vurgu yaptığını görürsünüz. Kısacası düşünseli daha yoğundu dizinin.
Gelgelelim Nickel Çocukları’na; Nickel Çocukları, Nickel isimli bir ıslah okulunu ve orada yaşanan, özellikle siyahi çocuklara yönelik cezalandırma ve baskıyı anlatıyor. Bütün olaylar, bir arkeolojik kazı sonucunda ortaya çıkan iskeletlerle başlıyor: ıslah okulundaki mezarsız iskelet fitili ateşliyor. Nitekim finalde yazar Whitehead’in de altını çizdiği üzere, “2014 yılında “Dozier Erkek Çocuk Okulu” isimli bir okulda böyle bir olay yaşanmış,” diyor. Elwood Curtis, tam olarak Martin Luther King hayranı bir karakter kendisi…
Nickel Okulu, sadece siyahi çocuklar değil, o okula düşen beyaz çocuklar da, siyahlar kadar olmasa da, bu kötülükten paylarına düşüneni yaşıyorlar. Ben İngilizceden okudum. Siren Yayınları için Begüm Kovulmaz çevirmiş, kendisi çok iyi çevirmendir, eminim hakkını vermiştir. Kitap etkileyici konusuna rağmen yavan kaldığını, istediği şekilde dile getirmediğini ve bunda kitap sayfa sayısının azlığı da bunda payı büyük sanırım. Son olarak, hararetle tavsiye etmesem de, kendisinden illa bir kitap okumak istiyorsanız, Yeraltı Demiryolu’nu okutmanızı tavsiye edeceğim. Whitehead’in bir sözüyle noktalayalım: “Ölmemek yeterli değildi, yaşamak da gerekiyordu!”