Kendi mahallemde, kask takmadan işlek caddelerde bisiklet sürmeyi öğrenen çocuklar görüyorum; fakat ebeveynleri çocukların yalnızca organik gıdalarla beslenmeleri ve ekran karşısında kaldıkları süreyi en aza indirilmesi konularında tetikte. Risk algılarının yanlış yola sapmış olduğu açık. Sağlık ve güvenlik kavramı, gerçek risk ve tehlike üzerine değil, markalaşma ve akımlara odaklanmış durumda. Bu, kısmen, çoğu insanın ölümü önlemeyi değil, hayatı mümkün olduğunca uzatmayı düşünmesi yüzünden. Birinin kasksız çocuğun ebeveynin yanına gidip, "Çocuklarda en büyük ölüm nedeni kazalardır! Bisiklet kaskı alın!" diye alenen söylemesi kuşkusuz garip olurdu.
Sayfa 60 - Sabri Ülker Vakfı Yayınları - Çevirmen: Ebru Akdağ - I. Baskı 2020Kitabı okuyacak
Freud
_Söz ile Sihir eskiden aynı şeydi; sözlerin sihirli güçleri vardır. _Sevgi ve sinir doğru orantılıdır. _Aşk yoktur; libido vardır. Aşık insan deIidir. _Dünün mutsuz çocukları, bugünün psikopatlarıdır. _Hiçbir önerme, kendi kendisinin kanıtı olamaz. _Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe
Reklam
257 syf.
8/10 puan verdi
·
25 günde okudu
𝐊𝐈̇𝐓𝐀𝐏 𝐈̇𝐍𝐂𝐄𝐋𝐄𝐌𝐄:
İnsan Tabiatını Tanıma
İnsan Tabiatını Tanıma
Alfred Adler
Alfred Adler
𝐊𝐨𝐥𝐭𝐮𝐠̆𝐚 𝐑𝐚𝐡𝐚𝐭𝐜̧𝐚 𝐎𝐭𝐮𝐫, 𝐆𝐞𝐯𝐬̧𝐞 𝐯𝐞 𝐃𝐞𝐫𝐢𝐧 𝐁𝐢𝐫 𝐍𝐞𝐟𝐞𝐬 𝐀𝐥. . . 𝐒̧𝐢𝐦𝐝𝐢 𝐂̧𝐨𝐜𝐮𝐤𝐥𝐮𝐠̆𝐮𝐧𝐚 𝐈̇𝐧𝐞𝐥𝐢𝐦 . . . Sen bizim çocukluğumuza inmeden önce biz senin çocukluğuna inelim. Bakalım sende neler var
Alfred Adler
Alfred Adler
? Bu kitapta ‘’Çocukluğunuza İnelim’’ in kitaplaşmış halini okuyacaksınız. Alfred Adler’in, psikiyatristlerin ve
İnsan Tabiatını Tanıma
İnsan Tabiatını TanımaAlfred Adler · İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,016 okunma
“Çocuklar, tekrarlayan olaylara alışık olduklarından ölümün bir son olduğunu kavramakta güçlük çekerler. Onlar her sabah kalkarlar, anaokuluna giderler, her akşam eve dönerler ve ertesi sabah yine aynı şeyleri yaparlar. Hayat böyle kendini tekrar ederken, ölen kişinin neden geri gelmediğini anlamak onlar için çok güçtür. Zaman kavramı çocuklarda yavaş yavaş değişir ve değiştikçe zamanı geçmişten şimdiye, şimdiden geleceğe uzanan düz bir çizgi gibi algılamaya başlarlar. Çok küçük çocuklar için ölüm, gündelik hayatta varolan birinin artık orada olmaması kadar basit bir anlama gelir: ‘Baba öldü, baba gitti. Anne hayatta, anne burada.’ Zaman içerisinde, çocuk ölen kişinin geri dönmediğini fark ettikçe, ölümün bir son olduğunu anlar.”
Sayfa 7 - Türk Psikologlar Derneği
Çift yönlü akış: Asimilasyon-Uyum
Tüm kültürlerde, somut aşamanın tam ortasında 8 ila 10 yaş arasındaki çocuklarda, bu genç yaşamı paramparça eden ama çok az ilgi toplayan bir farkındalık gelişir: Bilincin hemen altında sakince oluşmuş bir kavramsal yapı, sessiz bir elem olarak yüzeye çıkar ve çocuk, kendisinin de bir gün öleceğini fark eder. Kişisel (ve kaçınılmaz) bir kader kavramı olarak ölüm, dokuz yaş yakınlarında bir işlev olarak vücut bulur. Kavramlar, niteliklerinden bağımsız olarak, bilgiyi düzenleyip anlamlı hale getirirler; ölüm kavramı da işte bu yüzden her şeyi değiştirir. Bu soyutlama içinden geçen deneyim artık eskisi gibi olmayacaktır. Oyun, niteliklerini yitirir, bilinçli ve rekabetçi hale gelir. Benlik, altta süregiden kavramsal çalışmayı kendi işletmek için müdahalelerde bulunur ve bunun sonucunda çocukluk ölüp gider.
Sayfa 229
64 syf.
1/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
"İki İnatçı Keçi " vb. fabllarda artık çocuklara kötü örnek üzerinden değil de iyi örnekler üzerinden çözüm yolu sunan masallar anlatılmalı. İki keçi inat ediyorlar, birbirine şiddet gösteriyorlar ve en sonunda her ikisi de dengesini kaybederek suya düşüp ölüyorlar. Ölüm kavramı doğru anlatılmazsa erken yaşlarda çocuklarda travmaya sebep olabilir. Oysa masal şöyle olsa olmaz mıydı? Tatlı dille söyleyip yol izni istese biri önce geçip biri sonra geçse arada 1-2 saniye oynar. "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" atasözü de işlenmiş olurdu. İnat ettiler öldüler bu kadar ucuz mu hayat ? Masal kitaplarının bir kısmı tam bir feceat. En bilindikleri bile. Maalesef çocuklar yanlış yönlendiriliyor ve ahlaki gelişimine ve çocuk pedagojisine hiç uygun değil. Erdem Bu diziye çok özen gösterdi diyor. Belli çok özen göstermiş. Bu kitabı maalesef basmamalıydı. MEB tavsiye etmiş orası da ayrı garabet.
İki İnatçı Keçi
İki İnatçı KeçiJean de La Fontaine · Erdem Çocuk Yayınları · 2003104 okunma
Reklam
712 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Kurgu dışı okumalara psikiyatri/psikoloji alanında devam ediyorum ve sizlere, sadece hitap ettiği alanda çalışmalar yürütenlerin değil konuya ilgi duyanların da okuyabileceği bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabın dili her ne kadar bilimsel olsa da mümkün olduğunca sade yazılmış (çevirisi de çok başarılı) ve yazar Irvin D. Yalom’u romanlarıyla tanıyanların da tahmin edeceği gibi yazarın hikâyeleştirme yeteneği sayesinde çok keyif verici. Bu şekilde anlattığı psikolojik durumlara hastalarından örnekler sunarken sıkıcılıktan uzak kalmayı başarabilmiş yazar. Söz konusu olan varoluş meselelerine bildiğimiz felsefî bakış açılarının yanı sıra ve tabii ki daha çok psikolojik bir yaklaşım da getirmiş. Benim için uzun soluklu bir okuma oldu ve okudukça daha çok sevdim kitabı. Hayattaki varoluş çabamızı, varoluşumuzun gereklerinden uzaklaştığımız zaman hayatımızda neler olduğu ve çoğumuzun kafasını karıştıran insan davranışlarını daha sağlıklı anlamlandırmamıza yardımcı olacak görüşler sunuyor yazar. Verdiği bilgiler konusunda fikir sahibi olabilmeniz için içindekiler kısmından konu başlıklarını aşağıya listeliyorum: Birinci Kısım: Ölüm - Hayat, Ölüm ve Anksiyete - Çocuklarda Ölüm Kavramı - Ölüm ve Psikopatoloji - Ölüm ve Psikoterapi - İkinci Kısım: Özgürlük - Sorumluluk - İsteme Üçüncü Kısım: Yalıtım - Varoluşsal Yalıtım - Varoluşsal Yalıtım ve Psikoterapi Dördüncü Kısım: Anlamsızlık - Anlamsızlık ve Psikoterapi
Varoluşçu Psikoterapi
Varoluşçu PsikoterapiIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 2018841 okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kaybettiklerimizde buluruz bazen umutlarımızı. Yanımızda olsun isteriz sevdiklerimiz; yaşamıyor olsalar bile..! Anılarıyla, yaşattıklarıyla ya da birlikte kurulmuş, tamamlanamamış hayalleriyle... Tamamlanamamış hayallerin gerçekleştirilmesini konu ediniyor hikaye ve birbirine sıkı sıkıya bağlı mutlu bir aile tablosunu. Bunu harikulade bir şekilde yapıyor. Giel'in küçük kardeşidir Ben; ancak yaşamını kaybetmiştir yakın zamanda. İşin tuhafı mezarı evlerinin arka bahçelerindedir. Giel bunun normal olmadığının farkındadır ama bu şekilde oldukça mutludur. İstediği zaman kardeşi ile dertleşebilmektedir. Ancak bu durum komşularını oldukça rahatsız etmektedir. Biraz tuhaf olan ama tatlı mı tatlı babası ile bu duruma çözüm bulmak için evlerini baştan inşa etmeye koyulurlar. Bu süreçte Ben'in hayalleri devreye girer ve ortaya bir şaheser çıkar. Kitap baştan sona sürükleyici ve sıcacık duygular yüklüyor okuyucuya. Çocuklarda ufuk açacak türden. Ölüm kavramı ile birlikte, hayaller, umutlar, yaratıcılık, aile ilişkileri ve daha bir çok güzel konuyu öylesine güzel işliyor ki... Ben bir yetişkin olarak hayran kaldım, çocukların da oldukça seveceğine inancım tam. Dikkatimi çeken ve hoşuma giden diğer bir konu ise sonunu okuyucuya bırakan hikayeleri çok seviyorum. Bu kitap bunu çok güzel yapmış ve çocuklara hikayenin devamını hayal etme özgürlüğünü sunmuş. Bence çok önemli bir konudur bu. Kitap 64 sayfadan oluşmakta, ilkokul 3. sınıftan itibaren okumaya oldukça uygun olduğunu düşünüyorum. Mutlu okumalar
Ben'in Gemisi
Ben'in GemisiPieter Koolwijk · Can Çocuk Yayınları · 201687 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
FREUD DÜŞÜNCESİNİN BÜYÜKLÜĞÜ VE SINIRLARI Spinoza, Marx, Hegel, Sokrat gibi düşünürler gerçeği kurtuluşun tek yolu olarak görüp akıllarına uyarak yaşamışlardır. Freud ise gerçeğin bilinçli düşüncede olmadığını, düşünülmek istenmediği için biliçaltına bastırıldığını öne sürmüştür. 'İnsan bastırma olayını yok ederse iyi olur' der. 1.BÖLÜM:BİLİMSEL
Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları
Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve SınırlarıErich Fromm · Say Yayınları · 2016181 okunma
Çocuklarda ölüm kavramı
Beş yaşından sonra ölüm, gelip insanları götüren bir adamla özdeşleştirilir; hâlâ dışarıdan gelen bir müdahale olarak algı- lanmaktadır. Ölümün kalıcı bir biyolojik süreç olarak algılanması dokuz on yaşlarında geçekleşir
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.