BABAM
Dünyaların en iyi babası benim babamdır.
Düşmandır düşüncelerimiz,
Dosttur ellerimiz.
Dünyada tek elini öptüğüm,
Babamdır.
Kırkını geçtin, adam olmadın der,
Başım önümde dinlerim,
Dünyaların en iyi babası benim babamdır.
Düşmandır düşüncelerimiz,
Dosttur ellerimiz.
Dünyada tek elini öptüğüm,
Babamdır.
Kırkını geçtin, adam olmadın der,
YAZARDAN ÇOCUKLARA MEKTUP
Ankara, 11 Nisan 1967
Sevgili çocuklar!
Hayır, Sevgili çocuklar değil, sevgili çocuklarım;
Hepinizi, kendi çocuklarımmışsınız gibi seviyorum. Bütün sevgilerde olduğu gibi, bu sevgide de bencilliğimiz var. Çünkü, biz yaşı ilerlemiş olanlar, sizlerde yaşayacağımızı, süreceğimizi sanıyoruz, buna inanıyoruz. Yalnız kendi
Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalamamalı senin gibi güzel
...
Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
“ Çocuklarıma hep demişimdir tıpkı dedem gibi, babam gibi, “ Yurtsever olunuz çocuklarım. Yurdunuzu seviniz. İnsan vermeliymişdir canını yurdu için. “ Hep demişimdir böyle, nasıl demişse dedem ve babam bize. “
"Ağlaya ağlaya eve geldim.
Ağladığımı görsünler istemez, hep gizli gizli ağlardım.
Onun için de babam, arkadaşlarına,
— Benim oğlan hiç ağlamaz! derdi.
Eve yaklaşınca, yüzümü gözümü sildim.
Anneme çekine çekine,
— Hoca'nım fesimi aldı anne... dedim.
Annem,
— Maşallah, maşallah!...
Oğlum «Fergab»a gelmiş... diye sevinçle beni sevip, öpüp okşadı.
Töre öyleymiş, çocuk Kur'an okumayı öğrenip de İnşirah sûresini
okurken «Fergap» dedi mi; hoca da, «Fergap, fesini kap!...» der,
çocuğun fesini başından alırmış.
Böylece çocuğun yetiştiği anababaya bildiriliyor.
Şimdiki sınıf karneleri gibi bişey...
Bir tepsi börek yada baklava götürülür,
Hoca'dan fes geri alınırmış.
Annem, bir tepsi börek yaptı.
Hoca'nıma götürdü; ben de fesimi geri aldım.
Annem, bir tepsi baklava götüremediği için çok üzülmüştü;
bu üzüntünün ne demek olduğunu,
şimdi kendi çocuklarıma anlatamam ki..."