[25/6 19:52] "İşte Gidiyorum": Muhteşem Bir Çanakkale Hatırası
“CEVDET DEDE” “BABAN GELİRSE BENİ HEMEN ÇAĞIR HA..!”
Cevdet dedeBalıkesir’dev Ali Sururi İlkokulu karşısındaki boşlukta, eski ayakkabı tamircisi, kır, pala bıyıklı bir ihtiyar olan Cevdet (Alkalp) dede vardı. Bir akşamüstü konu Çanakkale’ye gelince ağlamaya başladı. Ve
Bir yanımız büyük bir ülkeydi kimsesiz
Bir yanımız yine bize düşmandı
Oysa yalnızdık dünyanın orta yerinde
Yitip giden pembe çocukluğumuz
Yine zamansız büyümüş bir kandı
O akşam ay Işıl'a sığışmıştı, Işıl çocukluğuna,
Çocukluğumuz mor bir zambağa
Hani her çocuk zaman zaman
Kendini mor bir zambağın içinde düşler ya
Sonra iki çocuk birbirine gülümser, sonra
Zambağın içine bir çiy tanesi düşer .
Tüm sevdiklerimizin bizi terk ettiğini görüp ansızın çevremizde evrenin yalnızlığını ve ölümcül soğukluğunu hissederiz, çocukluğumuz çürüyüp dökülür, çöker, yıkılır yavaş yavaş.
"Kimi zaman matem havasında, kimi zaman nostaljik içlenmeyle yad ettiğimiz çağ, zannedildiği gibi çocukluğumuz değil, bağrımızda saklı çocuksuluğumuzdur."