[25/6 19:52] "İşte Gidiyorum": Muhteşem Bir Çanakkale Hatırası “CEVDET DEDE” “BABAN GELİRSE BENİ HEMEN ÇAĞIR HA..!” Cevdet dedeBalıkesir’dev Ali Sururi İlkokulu karşısındaki boşlukta, eski ayakkabı tamircisi, kır, pala bıyıklı bir ihtiyar olan Cevdet (Alkalp) dede vardı. Bir akşamüstü konu Çanakkale’ye gelince ağlamaya başladı. Ve
Bir yanımız büyük bir ülkeydi kimsesiz Bir yanımız yine bize düşmandı Oysa yalnızdık dünyanın orta yerinde Yitip giden pembe çocukluğumuz Yine zamansız büyümüş bir kandı
Sayfa 26
Reklam
En büyük oyunlarımız İçinde kaybolduğumuz Unutturan oyunlardı, Geçiverdi çocukluğumuz; Artık bulamayacağız onu.
Çocukluğumuz, asıl oyunu büyüklerin oynadığını anladığımız an bitiyormuş.
Mor. .
O akşam ay Işıl'a sığışmıştı, Işıl çocukluğuna, Çocukluğumuz mor bir zambağa Hani her çocuk zaman zaman Kendini mor bir zambağın içinde düşler ya Sonra iki çocuk birbirine gülümser, sonra Zambağın içine bir çiy tanesi düşer .
Bizim çocukluğumuz Karanlık, paslı… Sen güneşlerde yaşa Altın saçlı!
Reklam
Belki birbirinden biraz uzakta Ama aynı coşkularla sorumsuz Geçti çocukluğumuz
Tüm sevdiklerimizin bizi terk ettiğini görüp ansızın çevremizde evrenin yalnızlığını ve ölümcül soğukluğunu hissederiz, çocukluğumuz çürüyüp dökülür, çöker, yıkılır yavaş yavaş.
"Kimi zaman matem havasında, kimi zaman nostaljik içlenmeyle yad ettiğimiz çağ, zannedildiği gibi çocukluğumuz değil, bağrımızda saklı çocuksuluğumuzdur."
Sayfa 124Kitabı okudu
Farkında mısın yalnız gözlerimiz değişmiyor, ve kalıyor hatıralaşmadan orda iyi ve kötü çocukluğumuz.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.