Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
...ŞU ÇOCUKLUĞUMUZ ...farklı güllerin tek bir kokuda birleşmesi gibi iki ruhun birbirine karıştığı o çocuksu dünyamızı asla bulamadık bir daha... GEORGE ELIOT
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında Hiç bilmiyorum Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor Baharın rahiyasından akıp coşan çiçeklerle hatırlıyorum lise yıllarımızı Kimimize kış, kimimize bahar olup canıyla değen babalarımızı Bu memlekette insanlar belki de en çok baba sancısıyla inliyor, en çok baba deyince aklımıza gelir çocukluğumuz Mazinin araladığı perdeden sızıyor eski günler Onlarla kavgalı onlarla sevdalı olduğumuz En çok baba yokluğunun hüsranıyla kızıyormuş zaman ayrılığın yarasını İnsan baba olunca anlıyormuş babasını
Reklam
Dil ve Bilinç Dilsel iletişimimiz her zaman bir bağlama sahiptir. Bu bağlam, en başta anne ve çocuk arasındaki duyumsal iletişimdir, bunun yerini daha sonra toplumsal örgü alır. Yetişkin insanın dil merkezi çoğunlukla beynin sol yarısında yerleşmiştir. Küçük çocuklarda ise durum farklıdır. Asimetri ancak yaşamın üçüncü ve yedinci yılları
"Kaldı işte, Çayımız bardakta, Çocukluğumuz sokaklarda, Mutluluğumuz kursağımızda, Sevdiklerimiz uzaklarda. "
456 syf.
9/10 puan verdi
Hayatımız, çocukluğumuz ve ergenliğimizin uzantısıdır. Bu dönemde kazandıklarımız ya da aldığımız yaralar bizi biz yapan köklerimizdir. “Hayatı Yeniden Keşfedin”, kendime dışarıdan bakmamı, köklerimle yüzleşmemi sağlayan, hayata farklı pencerelerden bakmam için bana ışık tutan bir öncü oldu. Kitabı en iyi özetleyen cümle aslında şudur: “Yetişkin olarak olmak istediğin kişi için, çocukluk örüntülerinin yalancı güveninden sıyrılman gerekebilir. “ (Sayfa 446) Sizin de eğer beğenmediğiniz taraflarınız “neden sürekli böyle hissediyor ya da davranıyorum” şeklinde sorgulamalarınız varsa, başkaları tarafından bazı davranışlarınız konusunda eleştiriliyorsanız kitabı okumanızı öneririm. Yok eğer “ben mükemmelim” diyorsanız o zaman mutlaka okumalısınız!!!
Hayatı Yeniden Keşfedin
Hayatı Yeniden KeşfedinJeffrey Young · Psikonet Yayıncılık · 20203,672 okunma
"Genç ölüm, erken ölüm, zamansız, sırasız ölüm yakar en çok içimizi ölümler içinde. Genç ölen, öldürülen çocukluğundan vurulmuştur çünkü, çocuk bedeni dağılmıştır, çocuk ruhu parçalanmıştır ve çocukluğundan vurulandan geriye yalnızca ölümü, öldürüldüğü kalmıştır. Ölüm acemi değil, ölüm çocuk değil, ölüm bir usta ve ölümün işi bizimle, ölüm bizi birbirimize düşürdükçe seviniyor. Ölüm biz birbirimizi öldürdükçe yaşıyor. Ölüm hiç çocuk olmamış, hiç çocukluğunu yaşamamış biri gibi çünkü. O yüzden ölüm herkesin çocukluğunu istiyor, ölüm çocukları istiyor. Ölüme verecek çocuğumuz olmasın artık! Çocuklarımız da, çocukluğumuz da bize kalsın, çok yaşasın!" -Haydar Ergülen- "Alman Bir Ustadır Ölüm " adlı yazısından “Siyah sütünü içiyoruz sabahın gece saatlerinde seni Hep seni içiyoruz sabah öğle demeden akşamları hep seni İçiyor ha bire içiyoruz Adamın teki bir evde yılanlarla oynuyor yazıp çiziyor Bağırıp çağırıyor siz daha derin kazın toprağı Siz de çalıp söyleyin diye Belindeki silaha el atıp havada savuruyor gözleri mavi Daha derine daldırın küreklerinizi sizler de oyuna devam Bağırıp çağırıyor daha tatlı çalın ölümü diye Alman bir ustadır ölüm Bağırıp çağırıyor daha koyu çalın kemanlarınızı Duman olur savrulursunuz Buluttan mezarınız olur size dar gelmeyecek...” -Paul Celan- Alman Bir Ustadır Ölüm
Reklam
Nostalji
"Eğer bir maniniz yoksa, annemler bugün size gelecek." Ne de çok duyardık bu sözü! Hepimiz, o dönemlerdeki çocukluğumuz boyunca annelerimiz tarafından haber vermek üzere komşuya mutlaka en az birkaç kez gönderilmişizdir. Haber vermek için gönderildiğimiz o kapının açıldığı ana kadar çektiğimiz heyecan belki de hâlâ hepimizin aklındadır.
Sayfa 10 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Her şey akıyor...Çocukluğumuz, gençliğimiz, yaşlılığımız dostlarımız, düşmanlarımız. İçinde yaşadığımız dünya, nehirler, dağlar, bulutlar, gezegenler, yıldızlar, bütün alem...Hiçbir şey durmuyor...Durduramadığımız, asla durduramayacağımız bir yolculuk devam edip gidiyor. Herşey ayarlanmış, her varlık program dahilinde akıyor, birşeye, biryere gidiyor...
Nostalji
Leblebi Tozu Güzeldi leblebi tozu... Manyakçaydı evet, tehlikeliydi evet, ama güzeldi işte! Aslında ya sarı tozlar güzeldi ya da çocukluğumuz onu güzel kılıyordu. Hangisi olduğununa karar vermek çok zor... Öyle ya da böyle bayıla bayıla yerdik. Kaç defa boğazımıza kaçarak ölme tehlikesi geçirdik kimbilir... Birçok çocuk, leblebi tozu yerken ölümden dönmüştür. Amma çok eğlenceliydi işte, gerisi hikaye!...
Sayfa 44 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Ve sessiz harfler. Çocuklar. Çocukluğumuz. Onlara müteşekkiriz. Saklı kitabı kalplerinde taşıdıkları için.
Sayfa 6 - Timaş yayınları
Reklam
En çok baba deyince aklımıza geliyor çocukluğumuz . / Erdem Bayazıt
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.