Çocukluk...
Tanrının süt kokan fotoğrafı.
Hayatın ilk harfi. Büyük şarkısı.
Lekesiz arzu. Ten masalı. Ruhun billuru.
Çocukluk...
Tanrının süt kokan fotoğrafı.
Hayatın ilk harfi. Büyük şarkısı.
Lekesiz arzu. Ten masalı. Ruhun billuru.
Sevmenin kağıtsız kalemsiz okulu.
İnsanın bedenine indirilmiş sonsuzluk.
Gömüldüğümüz en güzel mezar.
Sayfa 53Kitabı okudu
Canım sıkıldı baya. Eh işsizlik işte ne yapalım, kitap önermeye geldimm. Böyle her türden önereceğim artık.
Son Yıldız Sönene Kadar (yaz aşkı, romantik komedi)
HGOİ serisi (fantastik, romantizm)
Şeytanın Ta Kendisi (polisiye, cinayet, gerilim)
Gökçen serisi (çocukluk aşkı, asker kurgusu, komedi)
Tutsak (Yetişkin içerik, fantastik)
Ölü Tanrının Şarkısı (unutulmuş tanrılar ve aşk)
Duvarların çepeçevre sardığı bir ölüm kampına dönüştürülen Gazze'de, çocuklar ölmeye devam ettiği sürece hiçbir masal tamamlanamayacak, hiçbir çocuk şarkısı melodisini bulamayacak, hiçbir oyunun sonu gelmeyecek, hiçbir top zıplamayacak, hiçbir tebeşir tahtaya yazmayacak.
Çocukluk dünyasına dair hiçbir renk gerçek yüzüyle insanların gözüne görünmeyecek bundan böyle.
Büyük Bir Aşkın Hikayesi
Osmanlı’nın son dönemlerindeki musikişinaslarından olan Kemani Tatyos Efendiden bahsetmek istiyorum size.
Tüm şarkıların, tüm şiirlerin, tüm resimlerin; hasılı bilinsin veya bilinmesin tüm sanat eserlerinin bir hikayesi vardır. Her eser bir hikaye üzerine inşa edilir. Onların bu denli sahiplenilmeleri ve dillere destan olmaları da müessirin
Sensizliğin Şarkısı 
Ramis Çınar kaleme aldığı
1980 'ler ile 2000 'li yıllarda lise hayatının başından iletisim fakültesine uzanan gençlik yıllarını anlatan bir eser.
Trakya 'ya göç edip gelen hayatına ailesinin de icinde bulunduğu ekonomik durumdan ötürü maddi sıkıntılar çalışıp kazanmaya çalışarak geçirilmiş çocukluk yılları.
Lise ye başladığında ömrü boyunca unutmayacağı aşkı ile tanışıyor . Beyza rahat standartlarda büyümüş ailenin göz bebeği. Güzel gittiğini düşündüğü sırada Kemal terk ediliyor. Unutamıyor ama hayata devam etmek zorunda. İstanbul da bir hayat kurma hayali gerçekleşiyor. Sevdiği işi yapıyor bir reklam ajansında. Anlayışlı bir eşi oluyor...
Fakat eksik yani ilk aşkı hic bitmeyen bir döngü gibi beklenmedik anda çarkına alıyor.
Aşk mı yoksa saplantı mı dersiniz ?
Konuşma dilinde yazılmış açık anlaşılır bir dil kullanmış yazar. Sohbet ediyormuş havasında ilerliyor. Okurken arkadaşımla sohbet ediyoruz gibi hissettim
Duvarların çepeçevre sardığı bir ölüm kampına dönüştürülen Gazze'de, çocuklar ölmeye devam ettiği sürece hiçbir masal tamamlanamayacak, hiçbir çocuk şarkısı melodisini bulamayacak, hiçbir oyunun sonu gelmeyecek, hiçbir top zıplamayacak, hiçbir tebeşir tahtaya yazmayacak.
Çocukluk dünyasına dair hiçbir renk gerçek yüzüyle insanların gözüne görünmeyecek bundan böyle.
Çocuklar eksildikçe, eksilecek herkes ve her şey...
Sayfa 48Kitabı okudu
Gazze
Duvarların çepeçevre sardığı bir ölüm kampına dönüştürülen Gazzede, çocuklar ölmeye devam ettiği sürece hiçbir masal tamamlanamayacak ,hiçbir çocuk şarkısı melodisini bulamayacak, hiçbir oyunun sonu gelmeyecek ,hiçbir top zıplamayacak, hiçbir tebeşir tahtaya yazmayacak. Çocukluk dünyasına dair hiçbir renk gerçek yüzü ile insanların gözüne görünmeyecek bundan böyle. Çocuklar eksildikçe, eksilecek herkes ve her şey...
Sayfa 53Kitabı okudu
Devamı gelmeli...
Herkese merhaba,
Bu kitabı ve değerli yazarını bu güzel platform ve buradaki okuyucular sayesinde tanıdım.
Öncelikle burada gerçekten çok kaliteli okurlar olduğunu belirtmek istiyorum. 
Oğuz Yılmaz da buradaki değerli okur ve güzel yazarlardan bir tanesi.
Hepimizin hatırlayacağı üzere Mahmut Hoca Efsane bir Hababam sınıfı repliğinde der
Seçim Şarkıları
Bazen çocukluğumun seçim şarkılarını açar dinlerim. Özellikle Refah'ın Vakti Geldi benim için çok farklı anlamlar taşır. Duygularımın kat kat biriktiğini, tüylerimin diken diken olduğunu, nabzımın yükseldiğini, gözlerimin dolduğunu fark ederim. Çocukluğumun duygusal alt yapısında siyaset yoktur ama bir mağduriyet hissi galiptir. Bugün yine
Susturamamış senin sesini
yaşanmamış çocukluk
bile. Kulak
veriyorum. Fısıldıyorsun
su geçitlerinde.
" vuruldum seni bir karanlığa gömdüler
adını sordular söylemedim münevver
sağımı aradılar yok solumu aradılar yok
boynu hayli kırık bir niyetten baktılar
çocukluk resimlerin .. her birini yaktılar
nasıl doğurulduysalar öyle yaşıyorlardı
çekinmedim anladım
ağlamadılar "
Sayfa 61 - dergâhKitabı okudu
