doğumgünü...
Önceleri önemliydi bir yaş daha büyümek .. çocukluktan çıkmak , delikanlılık...sorumluluklar...hepsi güzeldi keyif aldım. Sonra yaşım ilerledikçe yaşlanmadığımı farkettim hoşuma gitti önceleri genç kalmak.Sonra çocukluk arkadaşlarımla uzunca bir aradan sonra karşılaşınca yaşlanmamanın çok da güzel olmadığını gördüm , ama çok da üzerinde durmadım hayat bana güzeldi. Son üç beş senedir ne ilerleyen yaşıma, ne ağaran saçlarıma rağmen hala kendini genç sanan ruhuma aldırır oldum . Geçen yılların alıp götürdükleri ve ya kazandırdıkları , ölen dostlarım, doğru bildiğim yanlışlar, ayakta duruşlarım ya da ayaklarım titreyerek diz çöküşlerim ,bazen geceyi sabahla buluşturmalarım, unutuşlarım unutuluşlarım, hepsini silip atmak için hayatımdan boyun büküşlerim..geriye bir tek şey kaldı ; bir cevapsız soru daha cümlesi kurulmadan sonuna işareti konmuş bir soru. Bir çözebilsem ...çözmek benden öte bir dillendirebilsem , düşebilsem peşine gölgelerde yaşayanların bir tek kelime için akıllara sığmaz sorumun...
Ben artık yaşlanmıyorum her 18 temmuzlarda , belki yılları geriye saymak böyle bir şey. Ben aradıkça kitapların küf kokan sayfalarında soruma cevap ya köşebaşındaki dilencinin gözbebeklerinde ya da kalabalıklarda gözlerini bana dikmiş bakan ihtiyarlarda yaşıyorum yeni yaşımın sevincini .
dipnot; bu yazıyı/iç döküşü 11 sene önceki doğumgünümde yazmışım , bugün çıktı karşıma , geçen zaman içerisinde ozaman ki duygularımı tam olarak ifade eden kelimelerin bugün sığlaştığını , daha derin anlamalara ihtiyacım olduğunu farkettim . Soruya gelince hala cevapsız.