Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
194 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hakkari de Bir Mevsim mitolojik bir düşün bir mevsimlik uyanışıdır aslında. Kalemden unutulmuş hayatlar akar. Hani toprak dendiğinde bu ülkede her karışının kanla sulandığı anlatılır ve bir karış toprağın kimseye verilmeyeceği söylencesiyle büyür çocuklar ama bir söylencedir sadece. Seni doğunun bir köyüne, seni Hakkari´ye sürdürmekten bahseder birileri... Bu sürgün kimilerince cezadır, burnunun sürtülmesi, aklının başına gelmesidir...Ama yanılırlar orada bir hayat büyür....Tanımadığımız, görmediğimiz, adını bile bilmediğimiz insanlar... Mektup gönderenlerin anlattıkları koca bir dünya sanısı mektupların geldiği kentte bir mevsim koca bir deryada küçük bir damla...Gönderilen mektuplar çoğaldıkça verilen cevaplarda bir mevsim büyür...Hakkari de Bir Mevsim büyüleyici bir anlatı
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,1bin okunma
244 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Herhangi bir eserde intihar konusunu anlatmak, okura hissettirebilmek her zaman için zor olan bir anlatımdır. İntiharın somut gerçekliğinin tasviri bir yana, intihar sürecinde bir insanın içinde bulunmuş olduğu zihinsel bunalımlar ve mantıksızlıkların resmedilmesi her zaman için en zor olan anlatımlardan biridir. Birçok eser, birçok felsefi metin
Düzelti
DüzeltiThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2018128 okunma
Reklam
KAPİTALİST BUNALIM ÜZERİNE Sermayelerin kitlesi ve sayısı çoğaldıkça, sermaye büyüdükçe sermayenin faizinin azaldığı; bunun sonucu olarak, küçük rantiyenin artık aldığı faizle yaşayamaz olduğu, onun da sanayie atılması, yani küçük sanayiciler saflarını ve böylece de işçi sınıfı adaylarının saflarını kabartması gerektiği — bütün bunlar, daha
Çünkü, milli kurtuluş savaşları, öncelikle insanlarda, insanların birey olarak bilinçlenmesiyle başlar. Özgürlüğün, bağımsızlığın tadını bir kez kendi düşüncesinde yudumlayan kişi, bunu eyleme dönüştürdüğü an, kendisi silahlaşır. Ve bu silah, o ulus üstüne emperyalist emellerini sürdürmek isteyenlerin tam alnına çevrilerek işler artık. Giderek çoğalır, güçlenir .. . Ve mutlaka, ama, mutlaka, çevrildiği düzeni yıkar. Değiştirir. Bir bireyin düşüncesinde kıvılcımlanan bağımsızlık, bireylere, bireylerden topluma, toplurnlara ulaşır. Büyür, genişler . . . Ve silah çoğaldıkça, emperyalist için yenilgi kaçınılmazdır. Tehlike burdadır emperyalist için. Korku burdadır . . .
Yaşamaktan öte yaşatmak daha güzeldir. Yaşamak sınırlı ve sonu vardır fakat yaşatabilmek sonsuzluktur. Ne yaşadığınız önemli değil nasıl yaratıldığınız ve yaratılma düşünce gücünüzle yaşadığınızda ne yaşattığınız önemlidir. Birine dünya olabildiğinizde sonsuzluk sizinledir. Yaşadığında değil ne yaşattırdığınla varsın ve varırsın asıl
BİR DENEME Yaşları ilerlemiş olsada kimilerinin kundaktaki hâlleri yine de devam eder. Kendini fikren, bedenen ve ruhen bir kurtarıcının (!) refakatine mecbur hissetmek. Aklının ve ruhunun boşluğunu, yetersizliğini bir şeyhin (!), bir öncünün(!) riyasetinde örtmek, onun sanal gölgesine sığınarak kendini adanmış bir adammış sanmak. Siyasetçisi, sendikacısı, rüsum cenahı, amiri, memuru kim varsa hepsi otoriteye, makam ve sermaye sahibine(!) karşı beklenti uğruna boyun eğmek, küçülmek, küçültmek. Bilginin ve bilgenin, haklının ve hakikatin arkasında durmak yerine güçlü cahilin yanında yine beklenti uğruna durmayı tercih etmek. Zaman ilerledikçe ve bilinmezler bilindikçe, karanlıklar aydınlandıkça, bilgeler çoğaldıkça insanlığın onuru olan ve erdemin vasıflarını şekillendiren kavramlar değerini kaybediyor. Toplum ve devlet üzerinde hâkimiyet kuruldukça bu değerlerin varlığı daha çabuk unutuluyor. Adalet bizdense hatırlanıyor; suçlu bizden olmadığı için her koşulda cezalandırılıyor. Dün, liyakat ve ehliyet önemsenirken; kırbaç elimize geçince bu erdemli kavramlar anlamsızlaşıyor. Oysaki insan, nefsinin menzili kadar insandır. Nefsin mesafesi küçüldükçe insan büyür, büyüdükçe de küçülür. Faruk YILDIZ Eğitimci Yazar
Reklam
Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar.Keyif hissettikçe çekilen acı büyür.Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur.Biraraya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun.Para önemlidir.Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça,kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi?Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutluluk aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
Sayfa 8 - Konu:Kitabı okudu
Bu hayatta yirmi yıl yaşadıktan sonra dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu anladım. Yirmi beş yıl yaşadıktan sonra aydınlıkla karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım. Otuzuncu yılımı yaşadığım şu anda ise şöyle dü şünüyorum: Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
Sayfa 8 - Konu:Kitabı okudu
Bu hayatta yirmi yıl yaşadıktan sonra dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu anladım. Yirmi beş yıl yaşadıktan sonra aydınlık ve karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım. Otuzuncu yılımı yaşadığım şu anda ise şöyle düşünüyorum: Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyi artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşimden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
Reklam
" Bu hayatta yirmi yıl yaşadıktan sonra dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu anladım. Yirmi beş yıl yaşadıktan sonra aydınlıkla karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım. Otuzuncu yılımı yaşadığım şu anda ise düşünüyorum: Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha sever hale gelmez mi? "
Bu hayatta yirmi yıl yaşadıktan sonra dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu anladım.Yirme beş yıl yaşadıktan sonra aydınlıkla karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım.Otuzuncu yaşımı yaşadığım şu anda ise şöyle düşünüyorum: Mululuk artınca hüzün de iyiden iyiye artar.Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur.Bir araya getirmeye çalışırsan başarısız olursun.Para önemlidir.Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku surasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutluluk aşk ağırlaştıkçaa ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha sever bir hale gelmez mi ?
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.