Tarih ve coğrafya kader değildir, kader tercih edilen siyasettir.
Toplum bilimi, tarih,coğrafya, siyaset ve politika ile ilgili olmayıp sadece merak edip okumak isteyen okurlar için; sıkıcı ve ağır ilerleyen bir kitap denilebilir. Konu ile ilgili değiseniz kitabı yarıda bırakmanız olası. Fakat kitap okundukça ilgiyi üzerine çekebilen bir içeriğe de sahip.
Kitabın bana göre artı olan yanı 
Jared Diamond'ın
Bu da 2;
Dini tercih etmediği için insanlığı ve ahlâkı da dinin içinde bırakanlar var. Dini tercih etsen de etmesen de insan olduğun için insanlık barındırman gerekmiyor mu? Hani dini sonradan öğreniyoruz ama özümüz insanlık içeriyor ya?
Dininin olması ya da olmaması değil, insanlığının ve ahlâkının olmaması seni kötü yapan. (En azından benim için
#BunuHerkesBilir
⏳️ Neden tarih de okumayayım diye düşündüm ve videolarını izleyip beğendiğim bir tarihçinin kitabıyla başlamak istedim. Ayrıntılı bir tarih kitabı değil tabii ki. Ama merak edilen sorulara güzel cevaplar vermiş diye düşünüyorum. İlgilisine tavsiye edilir.
⏳️ İstanbul'un fethi sırasında gemileri karadan yürütme fikri o anda mı çıktı? Peki Ulubatlı Hasan gerçek biri mi? Osmanlı'yı devşirmeler mi yönetti? Coğrafya kader midir?...
Bütün Şiirleri 1 - O. RİFAT /Durmadan ağlamak geliyor içimden.
Yıllar önce 
Bir Aşka Vuran Güneş kitabıyla tanışmışım şairin kalemiyle ve bir not düşmüşüm incelememin altına: "Daha sağlıklı bir ruh haliyle ilerleyen zamanlarda yine geleceğim," diye. Geldim, çok bekletemedim seni. Ruhum daha sağlıklı mı bilmem ama işte karşındayım!
Hepimizi bıktırana kadar karşımıza çıkan bir soru var: "Coğrafya kader
Coğrafya kader mi?
"Bu burçlar falan var ya Astroloji yani, prensip olarak çok saçma bir defa. İnsanın kişiliğini, doğum tarihinden anlayamazsın. Hele geleceğini tahmin etmek, doğum tarihi ile olacak şey değil!
O nasıl olur ancak biliyor musun?
DOĞUM YERİYLE
İnsanın geleceğini de kişiliğini de doğum yeri belirler.
Esasında, bu burçları doğum yerine göre ayarlamaları lazım."
ŞAHSİYET
Yazı Şahsıma Aittir.
Huzursuzum. Ağlamıyorum hem. Ben artık ağlamıyorum. Ağlamakta gelmiyor içimden. Sabrettiğim her şeyin tahammülsüzlüğü boğuyor beni. Kimsenin tek sözünü duymak istemiyorum, görmek de. Sadece istemiyorum, kimseyi, hiçbir şeyi. Bunu kötü olduğumdan değil, bilmiyorum. Bir şey hep eksik bende, ne olduğunu biliyorum sanırım, emin de değilim. Okumak geliyor içimden. Şarkılar dinlemek. Herkesten kaçmak istiyorum, çok uzak olmak. Ama benim bulunduğum yer kaçılabilecek bir yer değil. Coğrafya kader mi bilemem ama bulunduğun topraklar mezarın olabiliyor, kanadını kıranlar olabiliyor. Oluyor yani. O kadar herkes yabancı geliyor ki...Uzun uzun konuşulur mu bu konu hakkında, sanmıyorum. Yani ne bileyim, bazı şeylerde olmuyor. Sadece tuhaf her şey; herkes, hepsi. Belki de en çok ben. Anlamak gelmiyor içimden ama anlıyorum. Bir anda olmuyor hiç bir şey. Çok fazla tahammül ediyorsun, sabrediyorsun, açıklamaya çalışıyorsun sakince. Susturuluyorsun. Bağırıyorsun, deli diyorlar. Her şey bir anda olmuyor. Olmasına gerek yok belki de. Ama huzur bulmana dahi izinleri yok. Kendin olabilsen her şey geçer belki de. Ama olamazsın..
"Her ölüm erkendir ama ne acıdır genç ölüm," dedim. Hayatının erken zamanında ölen, öldürülen tanıdıklarım tanımadıklarım geldi geçti gözümün önünden. Geldi de geçmedi aklımdan... Ne acı değil mi, insanın soyu tükenene kadar yaptığı kötülükler devam edecek. Bunu bilerek yaşamak da çok acayip bir duygu yükü. İnsan çok zararlı bir canlı. Gerçekten. Ya da coğrafya hakikaten kader ve algı bunu seçiyor artık maalesef.
Sayfa 23
Kitapla tanışma kısmını es geçmeyeceğim.Küçücük yaşadığım ilçeme yazarlar geliyormuş
_kimler var
Sinan Akyüz ,Sinan Yağmur 
Recep Atmaca 
Hatice Kübra Tongar 
İnci Aral
_Oooo..gidilir
Bir hafta bekledim tabiki cumartesi gününü.
Salona gittiğim de elimde Meyra
Sinan Akyüz arıyorum.Salona girdiğimde program değişmiş
Öfff ne sinir bozucu.simdi bekle dur salonu gezeyim ne var
