Medeniyet dediğin al gülüm ver gülümdür ve hiçbir coğrafyanın malı mülkü değil, insanlık tarihinin ortak değeridir. Coğrafya kaderdir lafı da safsata. Tek kader sınırsız insanlık.
Sayfa 363Kitabı okudu
Medeniyet kavramı, bir dünya görüşünün (Weltanschauung) zaman ve mekân, yani tarih ve coğrafya boyutunda tezahür ve tecessüm etmiş halidir.
Reklam
1928 yılında İstanbul’da Fransız Notre Dame de Sion okulunda okuduğum derslerin arasında, bir coğrafya kitabında, resimlerle de gösterildikten sonra, Türk ırkının sarı ırka mensup olduğu ve ‘secondaire’, yani ikinci derecede kabul edildiği yazılı idi. Bu resim be bilgiye göre etrafıma bakıyor ve bunun gerçeğe uygun olmadığını görüyordum. Atatürk’e kitabı gösterdim. O, sırada Prof. E. Pittard’ın “Irklar ve Tarih” (Les Races et Histoire, Paris: 1924) adlı kitabını da almıştım. Ondaki bilgiler de bu coğrafya kitabına uymuyordu. Bir de ikinci konu, Türklerin uygarlık alanında vücuda getirmiş oldukları eserlerin incelenmesi ve tanıtılması idi. Çünkü Avrupa tarihleri, ‘barbar’ lakabını verdikleri Türkleri sadece bir istilacı kavim olarak kaydediyorlardı. Atatürk, bu iki endişeli sorun karşısında , “Hayır, böyle olamaz. Bunların üzerinde meşgul olalım” demekle kalmamış, derhal yeni kitaplar getirterek bizzat çalışmaya başlamıştı. Esas konu “Türklerin dünya tarihinde hakiki yeri ve medeniyet alemindeki rolleri ne olmuştur “ konusu idi. Bu çalışmaların yoğunluğu 1929 yılından sonradır.
İnsanlar hür doğarlar, eşit haklara sahiptirler: hiçbir hülya bana bu kadar çocuksu, bu kadar anlamdan yoksun gelmemiştir. Çoğunlukla karmakarışık bir hayal dünyaları olan ve gerçekle gerçek olmayanı karıştıran bu insanların dürüstlükleri ve iyi niyetleri hususunda en ufak bir şüphe duyabilmem mümkün olsaydı, bu şatafatlı ve aldatıcı iddiayı soğuk
Medeniyet kavramı, bir dünya görüşünün zaman ve mekân, yani tarih ve coğrafya boyutunda tezahür ve tecessüm etmiş halidir.
Sayfa 59 - İsam YayınlarıKitabı okudu
Son nokta.
Coğrafya bilinci olmadan, kendilik, tarih ve medeniyet bilinci de olmaz.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Coğrafya kaderdir..
Hürriyet istediği gibi hareket etmesidir insanın, serbest olmasıdır. Hürriyet yetenektir, güçtür, bağımsızlıktır. Hürriyet amaçlarını gerçekleştirmek için hem bir seçim hem de bir imkandır. Eşitliğe gelince, eşitlik daha da hayal. Bir kere kaderimiz doğumumuzdan önce saptanıyor. İlk Günah’ın felsefi bir anlamı var. Ölüler yaşayanların peşini bırakmıyor, iki kuşak önce yaşamış bir anneannenin zeka kıtlığı silinmez bir iz bırakabiliyor bizde de. Sonra coğrafya… Başka medeniyetlerin birkaç yüzyıldan beri aşmış olduğu bir medeniyet merhalesine zincirli kalmış milletler var: coğrafi bir kader bu da. Ve dünya insan zekasının fetihlerine rağmen, el ele tutuşup hep birlikte şarkılar söyleyebileceğimiz bir cennet olmaktan daha çok uzak. Duvarlar var insanların arasında ve daha uzun zaman da var olacak.
Sayfa 45 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Medeniyet kavramı, bir dünya görüşünün (Weltanschauung) zaman ve mekan, yani tarih ve coğrafya boyutunda tezahür ve tecessüm etmiş halidir.
Sayfa 59 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okudu
164 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.