Barzun ve Graff’in söylediği gibi; ‘Her konu ilginç hale getirilebilir. Çünkü her konu ilginçtir. Yoksa insanoğlu bunlarla ilgilenmezdi. İlginç olmayan bir çalışmada asıl sorun ilginin yok edilmesidir’.
“İnsan gönlü dibi olmayan bir deniz gibidir; bilgi onun dibinde yatan inciye benzer. İnsan inciyi denizden çıkarmadıkça, o, ister inci olsun-ister çakıl taşı, fark etmez. Kara toprak altındaki altın taştan farksızdır; oradan çıkınca beylerin başında tuğ tokası olur”.
Sayfa 408Kitabı okudu
Reklam
Gerçekten de geçmişte bir alimin yetişmesi için şehirden şehire dolaştığını diğer bütün alimlerde olduğu gibi Şeyh Ali Semerkandi’nin hayatında da görmek mümkündür. Semerkandi, ilim hayatında Mekke, Medine, Şam, Kudüs, Irak ve Semerkant’tan sonra Larende (Karaman), Alanya ve nihayet Çamlıdere’de okumuş ve okutmuştur.
Çok yönlü bir bilim adamı olan Eratosthenes, aynı zamanda kitabında “dünyanın-yeryüzünün tasviri anlamında ‘coğrafya’ sözcüğünü başlık olarak kullanan ilk kişi”, yani coğrafyanın isim babasıdır.
Darwin'in fikirleri etkisiyle genel bir insan-yer ilişkisi teorisi üretilmiş ve bu teori "insanın yeryüzündeki yaşamı geniş ölçüde içinde yaşadığı fiziki çevre tarafından ve zaman içinde biçimlendirileceği öne sürülmüştür. Başka bir ifade ile doğa şartlarının kültürü ve insan davranışlarını etkileyen temel etmen olduğu ve bu bağlamda beşeri olay ve olguları anlamada ilk başvurulması gereken şeyin bir yerin/bölgenin doğa şartları olduğu varsayılmıştır. Sonuçta bu dönemde insan-çevre ilişkisi ağırlıklı olarak "çevreci determinizm" ile açıklanmıştır. Darwin'in görüşlerini Malthus'unkilerle sentezleyerek "sosyal darwinizm" teorisini oluşturan H. Spencer, toplumların hayatta kalabilmek için birbiriyle mücadele etmesi gerektiğini ve dolayısıyla güçlü olanı varlığını sürdürebileceğini öne sürmüştür. Böyle bir Dünya algısı Avrupa'da modern savaş için lojistik bir temel oluşturma, ulusal ve emperyal kimliği geliştirme, kolonileri yönetme ve ekonomik sömürü için kaynakları geliştirme ve yönetme bağlamında Batılı devletlere yardımcı olmuştur. Çünkü deterministik coğrafya algısı sonucu sömürülen ülkelerin geri kalmışlığı o ülkelerin doğal ve beşeri kaynakları ile açıklanmış (bunun doğal bir sonucu olduğu varsayılmış), böylece ülkeler arasında bir hiyerarşi kurulmuş ve bunun sonucu olarak da bu ülkelerim sömürülmesi ve insanlarının köleleştirilmesi meşrulaştırılmıştır.
Sayfa 124 - YeditepeKitabı okudu
Kerbela, Âşk'a Belâ:Hz.Hüseyin
Hüseyin’in kesip koparılan bir kolu Irak çöllerine çakallar yesin diye atılmıştır. O yüzdendir ki o gün bugün hala Irak topraklarında birlik ve dirlik yok. Hüseyin’in başsız vücudu Fırat nehrinin suları altındadır. Bir gözü çıkarılmış kafası Suriye- Şam da bilinmedik bir yere gömülmüştür. Bu nedenledir ki o günden sonra bu coğrafya da yüzü gülen
Reklam
63 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.