ARŞ, KENDİNİ AŞ!
''Bu yıkılışın sırrını bul, kendini çöz, içini ayıkla, şuurundan utanan ve ruhunun izbelerinde kaçacak delik arayan suçlu hislerini yakala, getir.''(S.245)
*Hepimiz ismini duyarız ama Peyami Safa gerçekte kimdir? Kitap okuyanlar bilhassa onu okuyanlar bilir lafını hiç esirgemez Peyami Safa. Ne düşüncesi var ise onu korkusuzca
YOLDAŞ
Gitsek diyorum buralardan
Bu kalabalık yalnızlık bize iyi gelmiyor
Çoğul neşelerimiz yok burada
Kaygısız gülüşlerimiz
Zamansız sarılmalarımız
Ve üstelik doyasıya seyredemiyorum seni
Yağmurla karışık yağıyor üzerime esaret
Üç kuruşa bir işverene satılan bir özgürlük
Kaldırımlarda yorgunluk atıyor adımlarımı
Mesaide kanı emilmiş,eti yenmiş bir işçi kadın ölüsü
Bu şehrin her köşe başında,hepinizin ,her gün evine dönerken gördüğünüz ölüsü
Ardı sıra yaşanmamışlık, ardı sıra yılgınlık, ardı sıra bitkinlik...
Ağır geliyor bazen
Bunu ancak dahi adıyla tanımlanagelen en yüksek zihinsel olağanüstülükteki kişiler yapabilir.
bu yüzden,ancak bu türden bir insan için,kendi kendisiyle,kendi düşünceleriyle ve yapıtlarıyla rahatsız edilmeden ilgilenmek,acil bir gereksinimdir; yalnızlık hoşnutluk verir,kendisiyle başbaşa kalabilmek en değerli mülktür, geri kalan her şey gereksizdir, eğer varsalar da çoğunlukla sadece bir yük oluşturur.Buna göre , yalnızca böyle bir insanın ağırlık noktasının bütünüyle kendi içinde olduğunu söyleyebiliriz. Buradan, diğer bazıları buna yetkin oldukları halde, bu türdeki son derece ender bulunan insanların,ne kadar iyi bir karektere sahip olsalar da arkadaşlara,aileye ve topluluğa yönelik,içten ve sınırsız bir ilgi duymadıkları anlaşılabilir; Çünkü yalnızca kendi kendilerine sahip olduklarından, önünde sonunda kendilerini her şey hakkında avutabilirler. Demek ki onlarda fazladan bir yalıtıcı unsur vardır, ötekiler onlara aslında hiç bir zaman bütünüyle yetmediğinden; Çünkü ötekilerin tam olarak kendileri gibi olmadığını gördüklerinden,bu unsur daha da etkili olur; heterojen olanı her bakımdan ve herkeste sürekli bir biçimde duyumsadıklarından, yavaş yavaş, insanlar arasında başka bir varlık olarak dolaşmaya ve düşüncelerinde insanlar hakkında birinci değil üçüncü çoğul şahıs zamirini kullanmaya alışırlar.
1
ölüm rengine bürünmüş
bir Ahmet Erhan portresi gibi
dolaştım kendi kıyılarımda
yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım
elimi düğmelediğim ayağımla
bir çağdaş ve müslim olarak
kendime sığındım
1
Ölüm rengine bürünmüş
Bir Ahmet Erhan portresi gibi
Dolaştım kendi kıyılarımda
Yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım
Elimi düğümledim ayağımla
Bir çağdaş ve müslim olarak
Kendime sığındım
Kitabı bitirip, beynimi kemiren bir yığın duygunun doruk noktasında yapayalnız hissettiğim an, neye nereden başlayacağımı bilemeden derin bir boşluğa bakarken buldum kendimi. Jaguar Kitap beni yine yanıltmadı.
Birinci Dünya Savaşı 'ndan hemen sonra Antarktika yakınlarına küçük bir adadayız. Iki kişiyiz. Belki de sadece yasalardan değil,
Arabesk kavramda ya da donanımsız insanlara empoze edilen yalnızlık daha çok bir içe çekilmek, üretimden düşmek hatta düşünmemek bile ve asosyelleşmekle ilgili verilir.. Ve yalnız insanlar genellikle arpacık kumrusu gibi düşünen ya da karamsar olan bireyler gibi tanımlanırlar. Hayır! Benim anladığım anlamda yalnızlık; kendi özeleştirini , içindeki insanla konuşma kabiliyetini geliştiren de bir şey. Dolayısı ile neye tosladığını, niçin tosladığını bu moral, motivasyon kaybını yeniden nasıl yapılandıracağını bu yalnızlık hanende şekillendirebilirsin. Bu yanıyla yalnızlık benim için çoğul bi kavram tekil değil..
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Adı her yıl nobel için geçse de her ne hikmetse (!) bir türlü aday gösterilmeyen yüzyılımızın halen yaşamakta olan edebiyat ustalarından olan Murakami'den bir öykü kitabı:
‘’Kadınsız Erkekler’’
Her biri bir sebeple terkedilmiş erkeklerin birbirinden farklı 7 adet hikâyesinden oluşuyor. Kadınlar için; Terkedilen/aldatılan erkeklerin