Küçük bir çocuk olduğumuz günden beri, aldığımız her mesaj, yapılan her şey başımızdan geçen tüm deneyim
ler, tüm söylediklerimiz belkemiğiyle midemiz arasındaki boşluktaki dosya dolabına girmiştir. Orada küçük ulaklar olduğunu düşünürüm. Bunlar düşüncelerimizden ya da deneyimlerimizden aldıkları mesajları uygun dosyalarda saklarlar. Çoğumuzun yaptığı dosyalar şu etiketleri taşır: 'Yeterince iyi değilim. Bunu asla başaramayacağım. Doğru dürüst bir şey yapamıyorum.' Ve bu dosyaların ağırlıkları altında eziliriz. Birdenbire, ' Ben harika biriyim, kendimi çok seviyorum, '
diye olumlu düşünmeye başlayınca, bu mesajları alan küçük ulaklar, " Bu da nesi? Şimdi bunu hangi dosyaya yerleş
tireceğim? Böyle bir şeyle daha önce karşılaşmamıştık!" diye
düşünürler.