Hayatın Anlamı
2.kısım Anlam sorunu Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
O gün bana seni seviyorum dediğinde kaçırdığım gözlerime bakarak "belki bu son görüşün, hâlâ ben de demiyorsun."demiştin. Sonra güldün, şaka yaptığını söyledin ama çok haklıydın. Korkularım yüzünden ömür boyu duvarların arkasına saklanamazdım. Ve eminim ki pişmanlık tüm korkulardan daha acı verici. Biliyorum, dengesiz biriyim ama ben neden yaptım değil iyi ki yaptım demek istiyorum.
Reklam
"Çok sevdiğin ama geri döndüremeyeceğin kişiler, her hatırladığında seni tekrar tekrar terkeder." diyor Tolstoy. Çünkü iyi bir hafıza, en büyük cehennemdir. Hatıralar acı verici şeylerdir. Çünkü hatıra olmuş şey, muhtemelen bir daha hiç yaşanmayacak kadar uzaktadır.
Hobilerim mi neler?
Kitap okumak, kitap bakmak, kitap araştırmak, kitap paylaşmak, kitaplık temizlemek (bir kardeşim ekleme yaptı, kitap koklamak😅) kitap çizmek, kitapla ilgili herşeyi içine ekleyebilirsiniz. Hepsi için yazı bekliyorum çok acı verici. Benim yerime de yapın a dostlar! 📸
Rüyeti Hilal
Rüyeti Hilal
Aynı gökyüzü altında zâlimlerle yaşamk çok acı verici...
Yaşadığım hayatın içinde hapis gibiyim; çok az insan tanıyorum; birbirinin aynı insanlar tanıyorum. Ama hep "Bu dağı aşsam, ötesinde çok başka ve daha güzel bir hayat, güzel insanlar, heyecan verici olaylar vardır." diye düşünüyorum. Dışarıdan bakan o bahçeli lüks evdeki yaşantıma gıpta ediyor; ama içsel yönden tamamen karmaşa hali var; hayat tarzımızı içime sindiremiyorum, refah acı veriyor. • Ayşe Şasa, Bir Ruh Macerası
Reklam
“Çok sevdiğin ama geri döndüremeyeceğin kişiler, her hatırladığında seni tekrar tekrar terkeder.” diyor Tolstoy. Çünkü iyi bir hafıza, en büyük cehennemdir. Hatıralar acı verici şeylerdir. Çünkü hatıra olmuş şey, muhtemelen bir daha hiç yaşanmayacak kadar uzaktadır.
İçimizdeki çocuk
Yazıp yazıp silmek, Vücudunda hissettiğin anlamsız içini ürperten duygu, Sessizlik kulakları sağar edecek kadar yüksek sesli sessizlik, Arkada çalan şarkı ile uyumlu yazıların, Bıkıp eline kağıt kalem alma isteğin, Ellerini siyaha boyanmasının verdiği rahatlık ve temizlik, Bazen de klavyede gezinen yeri gelince uslu yeri gelince bir yırtıcıdan
  Zihnim ile kalbim arasında kaldığımda muhakkak ki üçüncü bir seçenek daha olmalıydı. Çünkü o her ne idiyse ben onu seçiyordum. Bazen öyle kararlar veriyordum ki ben bile şaşırıyordum kendime. Yani mesela kalbim evet diyor, mantığım da evet diyor ama ben yine hayır diyorum. Demek ki o zaman başka bir şey daha var ikisinin de ötesinde. Korku. Korkularımıza göre yaşıyoruz ve hatta yaşamıyoruz. Korkularımıza göre seçim yapıyoruz ve hatta vazgeçiyoruz . Bu ne kadar acı verici hatta acınası bir şey. Düşünsenize seviyorsunuz, istiyorsunuz ve aklınıza da yatıyor ama korkuyorsunuz. Korkunun hayatımızda var olduğunu biliyordum ama bu kadar etkili olduğunun farkında değildim. Hayatımızda hiç korku diye bir şey olmasa nasıl olurdu acaba? Hayatımda hiç korku olmasa ben nasıl bir insan olurdum acaba? Böyle insanlar da var elbet hayatta.. Ve biz onlarla karşılaştığımız anlarda biraz da ürküyoruz. Her şeyi yapabilme potansiyeline sahip biri. Kulağa o kadar da masum gelmiyor değil mi? Belki de biz o kadar pasif yetiştirilmişiz ki yapmasını geç düşüncesi bile korkunç geliyor kulağa. Düşünüyorum da hayatımda hep özgür olmayı amaçladım, ailemden olsun toplumdan olsun…ama aslında en büyük hapishane kendi içimizmiş, en büyük zincir korkularımızmış. İnsan en çok kendi korkularından özgürleşmesi gerekiyormuş. Ve yine o muhteşem sonuca varıyorum tam burada “Açık olmak gerek hayal kırıklıklarına.”
Birey olarak siz, yaptığınız tek bir şeyle ölçülemezsiniz. Hayatınız karmaşık ve sürekli değişen bir düşünceler, duygular ve hareketler akışıdır. Başka bir deyişle bir heykelden çok, bir nehirsiniz. Kendinize olumsuz etiketler yapıştırmayı bırakın - bu hem çok basit hem de yanlış bir yorumdur. Yediğiniz için kendinizi sadece bir "yiyici", ya da nefes aldığınız için "soluyucu" olarak nitelendirebilir misiniz? Bu tam bir saçmalıktır; ama, bu saçmalıklar, kendinizi yetersizliklerinizle etiketlediğinizde acı verici olmaktadır. David Burns
Reklam
Hayal kırıklığı
Hayal kırıklığının acı verici tarafı insanın kendine gerçekten kızıyor olması. Özellikle özsaygısı yüksek insanlar hayal kırıklıklarında daha çok acı çekerler. Çünkü kendilerini daha çok suçlarlar ve hazmetmekte zorlanırlar. Bir inancın yıkılışı gibidir. İnsan batıl bir şeye bile inansa o inanç ne kadar güçlüyse yıkımı o kadar zordur ve yıkıldığında bıraktığı enkaz çok büyük olur. Hayal kırıklığı da aslında bir inancın yıkılışıdır. İnancın yeri kalptir. Bu yüzden bu enkaz yürekte olduğu için acısının tarifi bambaşkadır. Hayal kırıklığıyla yastık ıslatanları sadece aynı durumu yaşayanlar anlar.
Kendimle dertleştim bugün;
Canım kendim; Kendin için yaşamaya nefes almaya çalış.Üç günlük dünya mutlu olmaya bak.Yetmedi mi gözyaşı döktüğün,yıllardır aptal gibi gecelerce acı çektiğin.Salak saçma hayaller kurup minicik umutlara ilgiye anlam yükleme. Kendinden başka hiç kimseye hiçbir şeye anlam yükleme.En çok kendine anlam yükle. Ne kadar zor olursa olsun ne kadar acı verici olursa olsun sadece kendin için yap bunu.Sen bu değilsin,sen kendini kaybetmiş olabilirsin. Ama bulacaksın inanıyorum ben sana sadece zaman ver.Akışa İnan.Bak bakalım nasıl açılacak sana güzel kapılar.Gül yahu değmez vallahi bu dünyaya ağlamak.Kendini birisi için değil kendin olduğun için sev…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.