Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
DEHB ve Zekâ Düzeyi
DEHB her türlü zekâ düzeyindeki bireyde, düşük zekâlıdan, yüksek zekâlıya dek görülmektedir (Antshel 2008). Yapılan bir araştırma IQ ile DEHB tanısı arasında , negatif bir korelasyondan söz etmiştir (Kuntsi 2004). Yani kısaca zihinsel engellilerde, daha fazla DEHB görülmektedir. Ancak parlak zekâlı olmak da bireyi DEHB'den korumamaktadır,
Nobel Tıp Yayınları
DEHB ve Cinsiyet
Klinik başvurulara bakıldığında erkeklerin daha fazla başvurduğu görülmektedir. Klinik başvurularda erkek DEHB'lilerin daha fazla başvurması, bazı özelliklerle ilgili olabilir; örneğin erkeklerde daha fazla bileşik tip DEHB görülmektedir ve bu özellikler çevreye rahatsızlık verdiğinden bu grupta başvuru daha sıktır, bu dışa vurum davranışları dışında erkeklerde yine başvurularda öğrenme sorunları sık da söz konusudur (Franke 2018). Kadınlarda ise daha fazla dikkat eksikliği alt tipi görüldüğünden ve bu da çevreye rahatsızlık vermediğinden başvuru sık değildir.Ayrıca kızlarda daha çok kaygı ve depresyon gibi komorbid durumlar söz konusu olup tabloyu maskelemiş de olabilir. Sessiz, yavaş, ağır ve uyumlu olan bu kız çocukları, pek çok kültürde “hanım kız” olarak algılanıp, bu özellikleri makbul algılanarak dikkat sorunları önemsenmemiş olabilir. Dikkat eksikliği olgularının %50'si genelde tanı almadan atlanan vakalardır ancak hiperaktivitesi olanlarda tanı atlaması %5'tir (Kooij 2010). Bu durumda tedavisi ihmal edilmiş kızlarda, hak ettiklerinden daha düşük eğitim seviyesi görülmesi ve ileride mesleki yetersizlik yaşamaları söz konusudur. Erkeklerde kızlardan fazla görülmektedir. Çocukluk ve ergenlikte bu oran 2.3/1, erişkinlikte ise 1.5/1 (Wilcutt 2011, Fayyad 2017, kooij 2014 sözel sunum) olarak bildirilmektedir.
Nobel Tıp Yayınları
Reklam
Bir kez daha, anlayamadığım bir gerçekle karşı karşıya kaldım. Kendimi yok olmuş sandım, ümitsizliğin en son noktasına vardım sandım ve her şeyden feragat ettiğimde ise huzura erdim. Bana öyle geliyor ki böyle zamanlarda insan kendini keşfeder ve kendi kendisinin dostu olur. İçimizde hangi önemli ihtiyacı karşıladığını bilmediğimiz bir bütünlük duygusuna artık hiçbir şey galip gelemez. Macera peşinde kendini harap eden Bonnafous sanırım bu dinginliğe erişti. Guillaumet de karda aynı dinginliğe ermişti. Boğazıma kadar kuma gömülü halde susuzluktan yavaş yavaş boğulurken yıldızlar altında sınırsız bir sıcaklık hissettiğim o anları nasıl unutabilirim? İçimizde böylesi bir kurtuluş hissini nasıl sürdürebiliriz? Çok iyi bldiğimiz gibi, şu insanoğlunun her şeyi bir tuhaftır. Bir şeyler kazanması için imkan verilse insan uyuya kalır, zafer kazanan fatih, gevşer, cömert zengin olsa perişan olur. İnsanları yetiştirmeyi isteyen siyasi doktrinlerin ne tür bir insan yetiştireceği önceden bilinmediği sürece bu doktrinler ne işe yarar ki? Ortaya nasıl biri çıkacak? Biz besiye çekilen hayvan sürüsü değiliz ve yoksul bir Pascal'ın dünyaya girişi, isimsiz birkaç zenginin dünyaya gelişinden daha ağır basar. Esas olanı önceden göremeyiz. Her birimiz hiç ummadığımız bir şeylerde dünyanın en büyük sevinçlerini yaşamışızdır. Bunlar içimize öyle bir özlem bırakmışlar ki acılarımızdan meydana gelmişlerse eğer, o acıları bile arar olmuşuzdur...
Sayfa 154Kitabı okudu
Kıyametin çok gürültülü olacağını sanıyoruz ya kim bilir belki de sessizdir. Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir şey.
Sayfa 171
Altıncı Söz
Dördüncü kår: İnsan zayıftır; belâları çok. Fakirdir; ihtiyacı pek ziyade. Acizdir, hayat yükü pek ağır. Eğer Kadir-i Zülcelâle dayanıp tevekkül etmezse ve itimad edip teslim olmazsa, vicdanı daim azap içinde kalır. Semeresiz meşakkatler, elemler, teessüfler onu boğar. Ya sarhoş ya canavar eder.
güzel, çok güzel bir kadın vardı perdede, güzel olduğu kadar dertliydi de. sonra geniş ve sakin bir ırmak gördü, sonra bir çiftlik evi, yeşillikler içinde bir amerikan çiftliği. sonra, dertli güzel kız galip’in daha önce hiçbir filmde görmediği orta yaşlı bir adamla konuşmaya başladı. konuştukları kadar ağır ve sakin hareketlerinden ve yüzlerinden hayatlarının dertlerle dolu olduğunu anlıyordu galip. anlamaktan öte, biliyordu. hayat dertlerle doluydu, acılarla, biri bitince öbürü gelen, öbürüne alışırken bir yenisi bastıran ve yüzlerimizi birbirine benzeten derin acılarla. birdenbire de gelseler, bu acıların çoktan beri yolda olduğunu biliyorduk biz, onlara kendimizi hazırlamıştık, ama gene de dert, bir kâbus gibi üzerimize çökünce bir tür yalnızlığa kapılıyorduk; başka insanlarla paylaştığımızı sandığımız zaman mutlu olacağımız umutsuz ve vazgeçilmez bir yalnızlık. galip bir an kendi derdiyle perdedeki kadının derdinin bir olduğunu hissetti; ya da dert yoktu da ortak bir dünya vardı: çok fazla bir şeyler beklenmeyen, ama hiçbir zaman da küsülmeyen, anlamı ve anlamsızlığı sınırlı, insanı alçakgönüllüğe çağıran yerli yerinde bir dünya.
Sayfa 102 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
söyleyecek söz bulamıyorum. bu çok ağır bir iş, gerçekten çok ağır. o kadar ağladım ki, içim acıyor.
256 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
ASIL CANAVAR İNSANLAR OLABİLİR Mİ?
SPOİ İÇERİR!! Sayfalar boyunca hatta kitabın neredeyse tamamında canavarın çektirdiği zulümleri görüyoruz. Sırf çektiği acılardan ötürü yaratıcısından intikam almak, ruhunu tatmin etmek uğruna onca masum insanın canına kıyışı... Kitabı özetlemek gerekirse Victor isimli bir gencin yaptığı çalışmalar sonucu parçaları birleştirerek oluşturduğu
Frankenstein
FrankensteinMary Shelley · İthaki Yayınları · 202113,8bin okunma
467 syf.
9/10 puan verdi
kitabı okurken iliklerinize kadar gotikliği hissediyorsunuz, bu kitabı okumadan önce böyle bir kitaba ihtiyacım olduğunu bilmiyordum. şimdi ise bu tarz kitaplar okumak istiyorum.. yazarın ilk ve son kitabı olmuş olması aşırı üzücü ve yazarın kişisel hikayeside ilgi çekici bakmalısınız. kitaba dönecek olursam o dönemden izler taşıyor oluşu
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Olympia Yayınları · 202041,9bin okunma
Yalnızlık zamanlarım daha sık oluyor artık. Dalıp dalıp gittiğim, bir loşlukta tutsak kaldığım zamanlar. Hayat daha ağır geçiyor benim için, belki ondan. Belki de artık kendimi daha çok arayıp bulmak istiyorum. -Ayfer Tunç
Reklam
Bazen insan, bazı şeyleri çok geç öğreniyor. Ağır bedellere mal oluyor ama öğreniyor..
Sayfa 104
152 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
sen gecen fantastikokudun susamk
yani ben pek begenmedim yalnizligi ve melankoliyi iyi anlatmis ama ben daha agir biseyler beklemistim bana cok hafif geldi ve bir sure sonra yazar ayni seyleri tekrar ediyor gibi
Tek Yalnız Ben Değilim
Tek Yalnız Ben DeğilimJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20213,671 okunma
Ben bu kadar bozulmuşluğa ne diyeyim? Ne gelir elimizden? Yaz çiz, bağır çağır, kim kime dumduma. Vaay memleketin hali, vay benim halim... Biz bir yabanıl, kırıp döken, hiç bir şeye acımayan rüzgarız. Dünyanın ortasında çağlara, insanlara, doğaya bir muhalif rüzgarız. Bunun da cezasını çekeceğiz. Hem de çok ağır. Kötülükler bütün ağırlığıyla üstümüze üstümüze ağıp duruyor...
Sayfa 205Kitabı okudu
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
KİMİNİN ÖLÜMÜ,KİMİNİN UYANIŞINA GEBE
“Bir şeyleri bulabilmek için önce yolumu kaybetmem lazımdı.” “Mezarda ilk gece yaşanacaklar” insanı ölüm gerçeğiyle yüzleştiren ,uyandıran bir eser. Emre Beylice adında bir gencin uyanışını ,dünya ile ahiret arasında kendi özünü buluşunu konu alıyor tabir caizse. Her şey kız kardeşi İnci ve annesinin trafik kazasıyla geçirmesiyle başlar. İnci
Mezarda İlk Gece Yaşanacaklar
Mezarda İlk Gece YaşanacaklarFatih Yağcı · İNDİGO KİTAP · 0115 okunma
“Enterasan şey…” dedi. “ Umumiyetle para enterasan bir şeydir zaten. Çok kere cebimden bir lira alır, önüme koyarak onu saatlerce seyrederim. Hiçbir fevkaladeliği yok. Birtakım hünerli çizgiler, tıpkı mekteplerdeki resmi hattî vazifeleri gibi. Belki biraz daha ince ve karışık… Sonra bir resim. Birkaç satır muhtasar yazı ve bir iki imza… Üzerine biraz fazla eğilince insanın burnuna ağır bir yağ ve kir kokusu da vurur. Fakat ne muazzam şeydir bu kirli kâğıt azizim, bir düşün!”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.