"İnsanoğlu başka dünyalar, başka uygarlıklar bulmak için yola düşmüştü ama, karanlık geçitlerde gizli bölmelerden oluşan kendi öz labirentini tanımamış, kendi mühürlediği kapılar ardında neler yattığını bulup çıkaramamıştı."
Yazar bir insana, bir hayvana, bir bitkiye hayat verir. Baş karakterini seçer ve aklındaki sorguları onun
Bilindik bir son!
"Beni öldürdüler, Wene Hala..."
Ölmek üzere olan Santiago Nasar'ın son sözleri bunlardı... Aslında bu cümlenin analizini yaptığımızda kitabı baştan sona özetleyebileceğini söyleyebiliriz. Daha ölmemiş birinin sözleri bunlar. Yaşarken bile öldürüleceği kesin bir şekilde biliniyor. Bunu güncel olaylarla bağlantılı anlatmak gerekirse bunu
"Yaşamak için nedeni olan bir kişi,hemen her nasıl' a sarılabilir." Nietzsche
Prestijli bir psikiyatrist iken ailesiyle birlikte kendini savaş yıllarında Auswitch kampında bulan Victor Frankl kampta geçirdiği 3 sene boyunca orda kaybettigi kitabını tekrar yazma amacı ve sevdiğinin hayaliyle yaşama tutunuyor. Kampta yasam amacı olan kişilerin yaşama tutunma şansınin çok daha yüksek olduğunu gözlemliyor.
Yaşamın anlamıni bir eser yaratmada bulabilirsin ya da sevdiğin bir insanda, doğada, uğruna yaşanılacak iyilikte..Son olarak kaçınılmaz olan acıya yönelik tutumumunda da gizli olabilir insanin varoluşsal anlami.. Aciyi degistiremezsen kendı bakış açını değiştirirsin, ondaki anlami görürsün. Son derece kişiye ve sartlara özeldir, kimse senin adına bulamaz onu, yaşamın senden beklediği misyondur esasen. Kendinde sorumluluğunu hissettiğin uğruna çaba harcayacağın somut bir görevin.
Frankl Auswitch kampında insanın hareket özgürlüğünün son derece kısıtlandığı yerde bile insanın daima kendi tavrını belirleme özgürlüğünün olduğunu ifade eder. "Orada insanların, hem domuzların hem de azizlerin maskeleri iniyordu."
"..insan Auschwitz' in gaz odalarını icat eden varlıktır; ama dudaklarında duayla gaz odalarına dimdik yürüyen de insandır."
Macar edebiyatında çok kıymetli eserler gizli,eşeleyince çıkıyor meydana.Magda Szabo ilk kez okudum, son olmayacak.Herkesin parmakla gösterdiği bir doktor ve çok güzel bir kadın olan Iza babasını kaybedince annesini yanına alır. Küçük bir taşradan Budapeşte 'ye gelen anne Etelka büyük şehre alışmakta zorluk çeker ve kızıyla arasında sorunlar olmaya başlar. Etelka sadece çok sevdiği kocasını değil, hayatını, alışkanlıklarını, sevdiklerini de geride bırakmıştır ve artık kendisi gibi yasayamamaktadır. Etelka'nın başkente gelmesiyle başlayan olaylarla beraber savaş sonrası değişen, başkalaşan Macar toplumuna da tanık oluyoruz.
Harika bir kitaptı, o karakterlerin ilmek ilmek işlenişi, anlatımın güzelligi, konunun derinliği...Durup durup düşündüm hep.Karakterler çok başarılı verilmişti.Dünyanın en iyi yüreğine sahip baba Vince, tatlı,kibar, içten Etelka, kimsenin anlam veremediği şekilde Iza'yı terk etmiş olan eski kocası, düşünceli, iyi,akıllı Antal ve İza...Kusursuz,akıllı, örnek kişilik, kuralcı, disiplinli, ruhsuz Iza...Hayatı en doğal haliyle yaşamayı seven biri olarak Iza'yı anlamam olanaksızdı. Ama Iza da oya gibi işlenerek verilmişti. Kitabı çok sevdim,bayıldım, ruhuma işledi,üzerine çok düşündüm, sonu da sarsıcı ve etkiliydi, iyi kitap.
616 syf.
10/10 puan verdi
“BİR KİŞİ BİLE DEĞİLİM YALNIZLIKTAN”
“İnsanın insandan başka dayanağı yok. Yalnızlık bile başka insanların varlığı bilindikçe bir anlama kavuşuyor. Öyleyse bizim yalnızlık dediğimiz şey, bir kendini ayırmadan (tecrit etmeden) çok, kendine yönelme, kendini daha yakından inceleme yetisi olmalı.”
Bazı yazılar vardır. Okumaya başladığınız zaman kelimeler yavaşça kıpırdaşıp canlanmaya,
Spoiler
Evvett Çok sevdiğim bir seri ile karşınızdayım. Gecenin Hikayesi Serisinin ilk kitabı Aylema ... Peki ne demek Aylema? Ruhun direnişi demek. Her bir kitabının ismi farklı bir anlam ifade ediyor. Böyle kitabın isminde gizli ipuçları , konu hakimiyeti olunca da ayrı bir seviyorum. Öncelikle yazarımız bu kitabı wattpatte yazmış. Evet ön yargılarımızı kırıyoruz ve kitaba odaklanıyoruz. O kadar harika yazılmış , o kadar duyguları size hissettirecek bir kitap ki eliniden düşürmeyeceğinize garanti ederim. Ana karakterimiz canımız kızımız Maya. Sevilmek uğruna, güçlü kalabilmek adına verdiği savaşları anlatacak. Her ne kadar büyük darbeler yese de her zaman ayağa kalkmanın yolunu bulup devam edecek. Peki Maya devam ede dursun arada biz çıldırıcaz tabi. Özellikle çocukluk arkadaşı , aşkı , canı olan Doruk’a olan sevgisi sizi çoğu zaman çileden çıkarabilir saçlarınızı yolabilirsiniz. Kitabın özellikle betimlemelerini sevdim bu yüzden belki de bu kadar sevmemin nedeni. Kitap herhangi bir yaş aralığına hitap etmiyor ama sonuçta gençler için daha uygun demek doğru olur. Ben çok spoiler vermeyeceğim . Fetih karakterini çok seveceğinize ve Doruk’tan nefret edeceğinize eminim Eğer fantastik kurgu seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim .
