Toplum neden evet diyeni sever?
Kültürel olarak başkasıma hayır demenin ayıp olduğu bilinciyle yetiştirilmiş toplumun evlatları olarak, kişisel sınırlarımız ve haklarımızı korumamız konusunda çok da becerikli olmadığımızı söyleyebiliriz aslında, Özetleyecek olursak, içinde yaşadığımız toplum, hayır demenin kötü ve ayıplanacak bir tutum olduğunu öğretmiştir bize. Hatta reddetmek, geri çevirmek hiç de hoş olmayan şımarıkça bir davranış gibi de görülür çoğu zaman. "Bunu çok şımarık yetiştirmişler, saygısı yok, burnunun dikine gidiyor!" sözleriyle eleştirilmiş çok torun torba vardır bu kültürel coğrafyada muhakkak.
Parrhesia
Genel suskunluk dönemlerinde çoğunluğun sessizliğine uymak, hiç kuşkusuz ayıp. Herkesin çok laf ettiği dönemlerde, önemli olan, laf kalabalığı arasında yitip gidecek doğruyu söylemek değil, bunu öncüllerden yola çıkarak ve söylenen şeye en büyük değeri verecek sonuçları içerecek biçimde söylemektir.
Sayfa 85
Reklam
Evet yoksuluz bu ayıp değil ama aç gözlülük çok utanç verici.!
Çok erken ya da geç saatlerde tanımadığınız hiçbir insana mesaj atmaya hakkınız yok. Tıpkı belli saatlerde tanısanız bile aranmaz ya bu saate ayıp şu saate ararım diye ertelemeniz gibi tanımadığınız insanlara mesaj atarken de saati kontrol etmenizi tavsiye ederim. Tanımadığınız insan adı üstünde tanımıyorsun ya hani mesaj yazarken ya da karşılıklı iletişim kurarken "siz" diye hitap edilir. Çok değişik bir çağdayız kimse haddini bilmiyor çok fazla laubali insan var ama sadece kendine değer veren insanlar bunlara dikkat eder, etmeli. Bazı şeyleri anlamak isteyen beni anlayacak diye yazıyorum anlamak istemeyenler üstüne alınmayıp direkt beni engelleyebilir.
[Moğollarda] baba öldükten sonra oğulun, öz annesi dışında babasının bütün karılarıyla evlenmesi gibi çok ayıp bir gelenek vardır. Anne ve babanın çadırı en küçük oğula düşer. Bu yüzden o, babasının bütün karılarına bakmak zorundadır. Eğer isterse onları kendi karısı yapar. Öldükten sonra, onların babasına dönüp ona hizmet edeceklerinin bilincinde olmasına rağmen bu hata sayılmaz..
Sayfa 55 - Kronik KitapKitabı okuyor
GÜLÜŞ SENFONİSİ
Kalbim sus artık sus, Düşmanım gibi yakamdasın, Ama niyeyse dost... Kalbim canıma okudun, Yeter ki sus... Bana düşman mısın yoksa en aziz dost mu? Bir şeye inat ettim mi durmuyorsun adam akıllı.
Reklam
İnsan olmak, yani gerçek, kendi vücuduna sahip, kanlı canlı bir insan olmak dahi bize güç geliyor; bundan utanıyor, ayıp sayıyor, bildik, genel anlamda insan olmaya çabalıyoruz hep. Aslında biz ölü doğmuş yaratıklarız; zaten çoktandır canlı olmayan babalardan dünyaya geliyoruz ve bundan da gittikçe daha çok hoşlanıyoruz.
Sayfa 139Kitabı okudu
Şikayetlerimiz bitmez. Yazı çok sıcak, kışı gayet soğuk buluruz. Dört mevsim bahar olsa, yazı ve kışı özleriz. Dört mevsimin bahar olması zaten Vival­di'ye ayıp olur!
Sayfa 41 - Bilgi YayıneviKitabı okuyor
Mehpare Hanım, bütün hayatını, duygularıyla ya da düşünceleriyle değil, yalnızca 'etiyle' yaşamıştı; duyguları da düşünceleri de vardı ama onlar etinin gücü karşısında çok yetersiz kalıyorlardı. Her türlü tensel arzunun 'günah' ve 'ayıp' olduğunu duyarak yetişmiş, günahtan ve ayıptan korkarak, Şeyhle evlendiği güne kadar kendini kendinden bile saklamış ve o ilk gece artık günahtan ve ayıptan korkusundan kurtularak öylesine salıvermişti ki, daha zikr salonunda kendinden geçmiş, ondan sonra da hayatı, kendini azgın bir at gibi sürükleyen etinin peşinden koşup erkekleri de peşinden koşturarak geçmişti.
Sevgilim denmez uzaktaki sevgiliye Sevgilim denmez çok ayıp ama sevdiğim diyebilirim Sevdiğim belli olmaz saçma sapan bir zamanda Bir çocuk gülüşünde ya da eski bir türk filminde Farkında bile olmadan aklına gelebilirim.
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
Azgın Var
Öykü kitaplarını okumayı çok severim ki bu sefer öyküler buram buram Anadolu kokuyor. Her yörenin , her şivenin , her bölgenin ayrı ayrı tadına varacaksınız bu eser ile . İlk başta yazarımızın öykülerine başlamadan bize samimi ve içten bıraktığı önsözü beni derinden etkiledi. Nilar Hocam'ın dediği gibi öykü ve hikayeler mutlu sonla
Azgın Var!
Azgın Var!Nilar Gök · Ayrıkotu Yayınları · 202318 okunma
48 syf.
6/10 puan verdi
İlk köy romanı Yöresel ağızla yazılmış ilk roman İlk realist ve naturalist deneme gibi birçok konuda ilk olma özelliği taşıyor Bi okuyucu olarak Nabizade Nazım'a ayıp olmıyacaksa ben beğenmedim kitabı ( Adam hem asker hem öğretmen hem de yazar üstelik 30unu görememiş ve bu kadar kısa hayatına birçok şey sığdırdığından saygı duydum) çok rutindi hiç bi aksiyon düşündürücü meraklandırıcı etken yoktu aslında hepimizin sıradan hayatı gibi ve yöresel ağızla yazılması her ne kadar iyi bir amaç içinde olsa okumayı ekstra bi zorlaştırdı SPOİLER ALERT!!! ve son olarak bi çok konu yarım kaldı mesela öküzleri alabilecek mi alırsa parayı ödeyebilcek mi mesela uzatmak istenseydi bu durum kullanılabilirdi yine eftelya ile karabibik arasında bi şeyler oldu ama o da yarım kaldı
Karabibik
KarabibikNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20208,6bin okunma
Öz zekâsı düşük ise bu o kişinin sorunudur. Kendi düşünceleri vardır hep. Kendisi haklıdır hep. Kendisinde taşıdığı düşüncelerle karşıdakini yargılar, karşıdakinin de öyle olacağını düşünür. Karşıdakinin de kendisindeki düşüncelere sahip olduğunu düşünür. Yani kendi düşüncesi kıtsa siz bu kişiye başka bir düşünce ile yaklaşsanız bile dinlemez. Salakça bir egoları da yok mudur!.. Ben yaptım, ben araştırdım, ben buldum, ben en iyiyim, ben, ben, ben…. Yok onu sevmiyorum, yok bunu sevmiyorum… Aynen sensin!.. Böyle insanları hayatından çıkar. Onun öz zekasının düşüklüğünü ve bomboş egolarını çekmek zorunda değilsin. Onu anlamak zorunda da değilsin. Ona bir şeyleri anlatmak zorunda da değilsin. Nefesine yazık. Kendine yazık. Çıkar hayatından. Samimiyeti de kes. Onun kıskançlıkları, seni demoralize edişi vs vs çekmek zorunda değilsin. Hayat senin hayatın. Her ağzına geleni cesurluk aldı altında söylemesi ise patavatsızca ve kırıcıdır. Böyle insanlar ne korkunç. Bugün böyle bir kişi benim hayatımdan da çıkarıldı ki ne mutlu bana. Zamana yazık. İyilik meleği değiliz. İnsanların sorunlarını sorun edine edine en çok kendimize zarar verdik, tükendik. Empati yapa yapa yıprandık. Küçük hesaplar peşinde koşmasına daha olgun değil kafasıyla affedici yaklaştık. Onun küçük hesaplar yapması ayıp değil senin bundan rahatsız olup dile getirmen ayıp sayıldı ise hayatınızdan çıkarmakla da en doğru kararı vermişsiniz bence. Öyle kişileri kendi öz zekâlarıyla başbaşa bırakın. Sen kendine değer vermezsen kimse vermez. Cici bakın kendinize.
“Umutsuzluk yasak, yılgın türküler söylemek de. Çünkü yürüyor umudun ordusu, umutsuzluğu kurşuna dizerek.” Umutsuz muyum? Çok değişkenim. Umutsuz olmak bize yakışmaz sanırım, İlhan Erdost’un kızına da yakışmaz. O zaman ben ayıp etmiş olurum herhalde babama. Çok umutsuz olsaydım hiçbir şeyle ilgilenmezdim. Hâlâ çabaladığımıza göre küçük umutlarım var tabii.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.