Hani inatlaşmasak hala diyorum
Uzatmasak mesela
Zaman makinesine iki biletim var
Eminim senin de niyetin var (var, var)
O günlere dönsek ne kaybederiz
En fazla yine çok severiz
Yine aşık olur yine her şeyi berbat ederiz
Bir delilik yapsak mı ne dersin?
L. ANDREYEVNA
Teşekkür ederim Yâşa. Ne diye yemek yemeye gittim sanki... Berbat bir müzikli restoran, masa örtüleri sabun kokuyor... Ne diye bu kadar çok içiyorsun Lenya? Ne diye bu kadar çok yiyorsun? Ne diye bu kadar çok konuşuyorsun? Bugün restoranda yine çok konuştun ve hepsi de yersizdi. Yetmişli yıllar üstüne, dekadanlar üstüne... Kime bu laflar? Garsonlara dekadanlardan söz etmek!..
Muhabir, “Bir gün ben de sizin gibi kitapları çok satan bir yazar olmak isterdim,” dedi.
Gazete için yazdığı makalelerin bazılarını okumuştum; sözleri hoşuma gitti. İyi yazılar yazardı, açık bir anlatımı vardı. Makaleleri okurun dikkatini çekerdi.
“Sizin üslubunuz da harika,” diye karşılık verdim.
“Düşünüzü gerçekleştirmek için önünüzde engel
- “Ben İyi de yahu! Senden ayrıldıktan iki ay sonra başka biriyle mi başladı? Doğum gününü onunla mı kutladı. Çok anlam yükledin Martin. Onun doğum günü için yaptığın hazırlıkları bilmem beni de üzdü… Evlenme teklifi edeceğini benimle paylaştığında, o anın heyecanını anlatırken gözlerin gülüyordu. Mutluluğun beni dahi sarmaştı. Gün boyu kendimi
...
Yolun açık olsun…
Ben bunu ilk kez yürekten söyledim.
Ve ben bunu ilk kez böyle yürekten söyleyince;
“yolun açık olsun”
Bir dua niteliği kazandı.
Kalbim barıştı seninle böylece
Herkes ettiğini bulur;