Tıpkı bitkiler gibi, hayvanlar da yalnızca işlenecek birer nesneye dönüştürülmüştür; örneğin bir mandıra ineği, otu süte dönüştüren bir tür makina olarak değerlendirilir. Özgürlük durumundan, birer aciz asalak durumuna getirilen bu hayvanlar, hayatta kalabilmek için tamamen insana muhtaç hale gelmişlerdir. Kural olarak, büyümeye daha çok, etkinliğe daha az enerjinin verildiği evcil memelilerde yeni nesillerin üretilmesiyle birlikte, beyin hacmi görece daha da küçülmüştür. En fazla evcilleştirilmiş sürü hayvanı olan koyunun sergilediği durgunluk, bu durumun en tipik örneğidir; zira yabani koyunlardaki çarpıcı zeka, evcilleştirilen koyunlarda tamamen kaybolmuştur. Evcil hayvanlar arasındaki toplumcu ilişkiler, en kaba zorunluluklara indirgenmiştir. Hayvanların yaşam çemberinin üretime yönelik olmayan evreleri asgariye inmiş, aralarındaki kur oyunları azalmış ve hayvanın kendi türünü tanıma yetisi zayıflamıştır.