İstiridye komşusuna dedi ki:"İçimde büyük bir acı duyuyorum; ağır ve yuvarlak.Yüreğimi daraltıyor." Öbür istiridye kurumlu bir tavırla cevap verdi:"Şükürler olsun göğe ve denize!İçimde hiçbir acı hissetmiyorum.Sağlığım yerinde, kalbimden kabuğuma kadar çok iyiyim." O sırada, bir yengeç geçti oradan, iki istiridyenin konuştuklarını duydu ve çok iyi olduğunu söyleyen istiridyeye şöyle dedi:"Gerçekten de sağlığın mükemmel.Ama komşunun yaşadığı acı, olağanüstü bir inciden kaynaklanıyor."
Sayfa 13
Rum Okullarının Türk Düşmanlığını Aşılaması
Rum okulları konusunda geniş bilgiler verdiği görülen Papa Eftim, bu okulların amacının çocuklara Türk düşmanlığı aşılamak olduğunu şu sözlerle ifade eder: "Okulların durumu başlı başına bir âlem... Buralarda tam kötü tohumlar yetişmesi, gelişmesi için gerekli bütün unsurlar hazır. Bakın, bir tek Rum, çocuğunu Türk okullarında okutmuş mudur?
Reklam
Ah hayır, bütün bu dünya onun için bir muamma ve öyle olmaya devam ediyor. Gizemli bir sır. Başa çıkamadığı ve ''becerikli” olduğunu düşündüğü için dokunaklı, katıksız bir safdillikle çok takdir ettiği bir şey. [...] Ama Frank yaşayamıyor. Frank’ın yaşama yetisi yok. Frank’ın sağlığı hiçbir zaman iyi olmayacak. Frank yakında ölecek.
Sayfa 356 - Can yayınları(Milena'dan Max Brod'a mektup)Kitabı okuyor
Yüreğinde geçirdiğim tek bir andan bile pişman değilim. İyi zamanlar kadar kötü zamanlardan da. Zaten kötü dediğim anlar çok az, kolayca unutulacak cinstendi.
Çalışma Hayatının ve Umumiyetle Muvaffak Olmanın Kanunları 6
- Bir mevzu ve mesele hakkında bir yazı veya bir eser yazmaya karar verdiğin zaman, evvela bu mevzu ve mesele üzerinde evvelce yazılmış eserleri oku. Ta ki yazılmış ve söylenmiş şeyleri tekrar edip ömrünü israf etmeyesin. - Gök kubbe altında yepyeni hiçbir fikir yoktur. En yeni fikir, eski bir fikrin yeni bir elbise giymişidir. - Her şeyden evvel ana dilini iyi konuşmayı ve iyi yazmayı öğren. İnsan için en faydalı olanı kendi ana dilidir. - Dil bilgisi bir gaye değil, bir vasıtadır. Asıl gaye olan fikir zenginliğidir. - Kişinin kıymeti dilinin altında ve kaleminin ucunda gizlidir. Onu söz ve yazı açığa vurur. - Bir işi yapıp yapmamakta kararsızlığa düştüğün vakit, iki şıktan her birinin fayda ve zararlarını iyice hesapla. Faydası çok,zararı az olan şıkkı tercih et. - Bir işe öfkeli ve sinirli iken karar verme. Bekle, öfken geçsin. Zira öfke ile kalkan zararla oturur. - Çok konuşma. Yerinde ve özlü konuş. Kıymet ve tesir çok sözde değil, yerinde ve özlü sözdedir. - Dilini tut ve bil ki dil yarası, bıçak yarasından daha vahimdir. - Kimsenin yüzüne karşı söyleyemediğini arkasından söyleme ve bil ki arkadan konuşma korkaklığın en iğrenç şeklidir.
Reklam
Kötü yol, her zaman iyi yoldan kolay seçilir. Kötü olmak, iyi olmaktan çok daha kolay bir seçimdir."
Güven gelmeden, Türkiye'ye para girmeye başlamadan, üretkenlik artırıcı reformlara başlamadan ve en önemlisi bankacılık sektöründeki kredi davranışı değişme­den ülkenin kalıcı bir büyümeye geçmesi çok güç. E. Murat Üçer - Türkiye Ekonomisi (Yine) Yol Ayrımında
Sayfa 91
Çok çalışmayı, yapacak daha iyi bir işi olmayan insanların sığınağı olarak görürüm.
Sayfa 14 - Can YayınlarıKitabı okudu
sahiden de onurlu bir ölüm şekliydi bu, ama sizi seven insanlar için çok zordu çünkü koşullar doğru anda gözyaşı dökme şanslarını ortadan kaldırıyordu; gözyaşlarının kendi ruhlarına iyi gelip gelmediğini bilmeden düzensiz aralıklarla ağlamak zorunda kalacaklardı.
Reklam
KHREMYLOS Ah bugün yaşam biz insanlar için ne halde, kim onun bir delilik, hatta daha çok bir cinnet olduğunu reddedebilir? İnsanların çoğu kötü olmasına rağmen malına mal katar, haksızca parsayı toplar. Pek çoklarıysa istedikleri kadar iyi olsunlar, feci haldedir ve açlık içinde...
Nasıl bir insanla dost olmak isterdin? Eğlenceli, olumlu, iyi bir dinleyici, vefalı, mutluluğunu paylaşabildiğin... Ne güzel tercihler ama sen nasıl bir dostsun? Karşı taraftan beklentilerin çok güzel fakat sende mevcut mu bunlar?
"onunla her şeyden bahsediyorlardı. tabiattan, bozkırın -güneş batarken- güzelliğinden, arılardan, karıncalardan, moteldeki yemeklerin her zaman iyi çıkmadığından, yazdıklarından, yazarken karşılaştığı güçlüklerden, dünyaya boş verdiklerinden, motel binasının çirkinliğinden, güzel kadınlardan, artık çok uzakta kalan büyük şehirden, denizden, okuduğu kitaplardan, yabancı dil öğrenmenin gerekliliğinden, sonlarının ne olacağından ve daha birçok şeyden konuşuyorlardı."
Sayfa 713 - iletişim yayınları. nisan, 2024.Kitabı okudu
Furuğ'un babasına yazdığı mektup.
Şiir benim tanrımdır, işte ben şiiri bu denli seviyorum. Gecem, gündüzüm bunu düşünmekle geçiyor, kimsenin söylemediği yeni bir şiir, güzel bir şiir söyleyeyim diye. Kendimle baş başa olmadığım ve şiiri düşünmediğim günüm, anlamsız ve bir hiç sayılır. Belki şiir görünüşte beni mutlu kılamaz ancak ben mutluluğu kendim için başka türlü yorumluyorum. Mutluluk benim için ... güzel elbise iyi yaşam ve iyi yemek değil. Ben, ruhum memnun olduğu zaman mutluluk duyuyorum ve şiir benim ruhumu memnun ediyor. Şayet, insanların elde etmek için çırpındıkları o güzellikleri bana verseler ve karşılığında şiir söyleme yeteneğini benden alsalar, intihar ederim. Siz benden vazgeçin, siz bırakın ben sizce mutsuz ve aylak olayım, ancak ben hiç bir zaman yaşamımdan yakınmayacağım. Tannya ve çocuğumun ölümü üstüne yemin ederim ki ben sizi çok seviyorum. Sizi düşünmek gözlerimi yaşartıyor. Ben kimi zaman düşünüyorum ve düşünmüşüm, neden tanrı beni böyle yarattı ve neden şiir adlı şeytanı içimde canlandırdı ki, ben sizi memnun edemeyeyim ve hiç bir zaman sizin sevginizi alamayayım, ama bu benim suçum değildir. Benim, milyonlarca insanın kabullendikleri yaşam gibi sıradan bir yaşamı kabullenecek gücüm yoktur. Evlenmek niyetinde değilim. Ben yaşamım boyu hep ilerleyeyim ve toplumda seçkin bir kadın olayım istiyorum ve sizin, benim dediklerimi kabul etmeyeceğinizi sanmıyorum. mektup yazın.
Herkes güzel olmak istiyor, her şeyi yemek istiyor, en iyi yerlerde yaşamak, bir çok şeyi tatmak istiyor. Bu durumda da kaçınılmaz olan kaos gittikçe yaklaşıyor. Belki de bize çok büyük bir utanç duygusu gerekiyor ki bu utanç duygusunu, büyük bir felaket olmadan çıkarma becerisini göstermemiz lazım. Bergman'ın dediği gibi: "Bizi ancak utanç kurtaracaktır."
Sayfa 30 - Kafka dergisiKitabı okuyor
Resim