Kitap başka, hayat başka! Tiksindim kitaptan da hayattan da!
Bugüne kadar yapılmış bütün listelerde ilk 10'a girmeyi başarmış
Üç İstanbul!
Ah İstanbul!
Ulan İstanbul!
Süleyman Çakır tabiriyle "Ne güzel İstanbul be!"
Güzel mi?
Haydi hep birlikte görelim.
İncelemeye başlamadan önce -aslında epey yol aldım bile- birkaç uyarıda bulunmak istiyorum: Yola çıkarken okumayın. Mide bulantınız
Söylemeyeceğim söylemeyeceğim diyorum fakat yok aynı hatalar tekerrür etmekte ısrarcı oluyor. Kırıcı olmak istemiyorum. Fakat gereğindeni de bırak haddinden fazla saçma mesajlar, iletiler, saçmalıklar bu gibi güzel bir platformun çevresini sarıp sarmaladı.
Gecenin yarısında mesaj atıp seni uyutmamı ister misin, sen nerenin çiçeğisin vs. saçma sapan işlerle meşgul olan tipler var.
Abi sanane ben nerenin çiçeğiysem ki ben çocuk muyum ben uyutacan tövbe estağfurullah.
Burası bir evlilik locası değil lütfen haddinizi hukukunuzu bilin. Benim evlilik gibi bir istemim olsaydı farklı yollar tercihim olurdu.
Mevzu bununla da yetinse yine iyi. Fakat dahası var. Şöyle ki; burda herkes bir tarafı tutuyor misal biri kemalist bir öteki antikemalist biri emperyalist öbürü hürriyetperver biri kapitalist öteki zıkkımınist.
Abi ÊyvÂllah istediğiniz/miz tarafları tut/un/alım. Fakat edep ve ahlak çerçevesinde lütfen saygıda kusur etmeyelim.
Şuan burdaki her bir canlı benim nezdimde bir filiz hükmündedir koca koca ağaçlar olacaksınız. Lütfen meyveleriniz/miz güzel olsun diye faydalı sudan besle/nin/nelim.
Eyy
1000Kitap sesimi duyy.
Ben buraya okuduğum kitapları eklemeye, inceleme, alıntı, vs. Kitaplarla güzel vakit geçirmeye geldim.
(Ki 2,3 yıldır burdayım iki farklı hesaptan)
Saçma sapan milletin ne giydiğini, ne içtiğini, hangi kafede neyi zıkkımladığını öğrenmeye değil. Haah öyle bir niyetim olsa TİKTOK, TWİTTER, İNSTAGRAM, FACEBOOK gibi mecraalar tercihim olurdu.
Dile getirmek istediğim çok şey var fakat bunlar halledilse bence çok daha güzel bir platform haline gelir.
"Edebiyat nasıl okunur?" Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu konu hakkında incelemeyi okuyacaklara vaaz verecek kadar kendimi yetkin görmüyorum. Bu incelemede yazacaklarım, İngiliz Edebiyat Eleştirmeni Eagleton'ın düşüncelerinin bende bıraktığı izlenimler olacaktır.
Edebiyat hepimizin bu sitedeki ortak gayesi. Kimimiz günlük
Hassas kalpler siz de gelin. Yok öyle midem kaldırmaz demek!
Normalde incelemeye “yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Dili güzel ve akıcıydı. Beni sıkmadı” benzeri cümleler kurarak başlarım. Bu kitap için böyle şeyler diyemiyorum. Kitap bitti. Birkaç dakikadır ekrana bakıyorum. Aklımdaki düşünce “ulan ben ne okudum şimdi” demekten öteye geçmiyor. Kardeşim harbiden ben ne okudum? Kitap okuma durumuma bir hanım
Uzun uğraşlarım sonrası sanırım arkadaşıma, okuma alışkanlığı kazandıracağım. Dile kolay liseden süre gelen tam on iki yıllık arkadaşlık. Zannediyorum ki o, en yakın arkadaşım benim. Hayatının en ince ayrıntılarını bile anlatır bana, tabi bende ona. Kendisi öğretmendir benim gibi ancak benim aksime atanmış hayatını düzene koymuş biridir. Hayatında
️Vermek saadettir alandan çok vereni mutlu eder.
️Bitmez insanların ihtiyaçları da istekleri de hırsları da . Dünyayı kurtarmak gibi saçma bir düşünceniz olmasın lütfen . Kendi içinde bir döngüsü var onun da anlayamadığımız.