210 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Apê Mûsa ,şêrê Kurdistanê ye Quran. Yıllar geçmesine geçiyor da yapılan hep aynı şu an ki sisteme o kadar çok benzettim ki kitapta yaşanılan ve de anlatılan yaşanmışlıkları.. Hâlâ daha Kürtler özgür değil,hâlâ daha en küçük bir suçta parmakla gösterilen de Kürtler oluyor...Êdî bes e "Bu iyice bilinsin ki, Kürtlerle Türkler arasındaki düşman­lığı iktidarlar yaratıyor." Bu alıntı aslında birçok sorunun cevabı yerine geçiyor. Kitabı okurken geçmişi değil de geleceği gördüm. 100 yıl geçmesine rağmen daha birşey değişmediyse hâlâ daha zulme devam ediliyorsa , masumlar şehid ediliyorsa ,pek de bir ileri seviyede olamamışız ülke olarak. Apê Mûsa ile tanışma fırsatım keşke olsaydı yüz yüze görüşmek ve onun görüşlerini dinlemek çok isterdim. Apê Mûsa'nın kitaplarını okuyanlar vardır. Okumayanlar ve köşede bekletenler varsa eğer çok akıcı bir dili var okuyucu ile sürekli sohbet hâlinde bu da ne kadar tarihi bir içerikte olsa da kitapta yaşanılan olayları Apê Mûsa'nın anlatımı sayesinde çok daha akıcı ve anlaşılır şekilde okuyorsunuz. Tarihi kitaplar iyidir (gerçeği suistimal eden kitaplar dışında) Apê Mûsa yani Musa Anter'in siyasi görüşü olsun vermiş olduğu bilgiler olsun hepsi çok değerli.. Bu kitabı Kürt - Türk herkes okusun. Pişman olmazsınız
Vakayiname
VakayinameMusa Anter · Aram Yayınları · 201398 okunma
152 syf.
6/10 puan verdi
·
68 günde okudu
GÜL YETİŞTİREN ADAMDAN BİNA YETİŞTİRMEYE ÇALIŞAN ADAMLARA!
Rasim Özdenören
Rasim Özdenören
Öncelikle kompozisyon kitabımız olan ‘’Gül Yetiştiren Adam’’ adlı kitabımızın yazarı Rasim Özdenören hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum: Rasim ÖZDENÖREN 20 Mayıs 1940 tarihinde Kahramanmaraş’ta dünya’ya geldi. Özdenören ilk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu illerinde tamamlamıştır. İstanbul
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,7bin okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Merhabalar Bugün sizlere
Gökhan Çelik
Gökhan Çelik
kaleminden #kurtgecesii̇mparatoryum eseri ile geldim. @yediverenyayinlari ndan okuyuculara ulaşan eser Isparta'da meydana gelen uçak kazası ile başlıyor. Elim kaza yaşandığında lisedeydim birçok bilim insanı vefat etmişti. Toryum elementinin kuvvetini keşfetmiş ve ülkemizde çıkarılacak yeri belirlemiş, birçok değerli çalışmalar yapmış bilim insanlarının kaybı ülkemiz için insanlık için çok büyük acı. Gelişmemizi istemeyen iç ve dış güçler eserde farklı adlar verilerek işleniyor, 190 sayfalık eser su gibi akıp gitti, yazarın kalemi oldukça sade ve anlaşılır, tavsiye ederim Bu eseri okumama vesile olan
Ayşe Gül Kutlu Yılmaz
Ayşe Gül Kutlu Yılmaz
teşekkür ederim ~ #alıntı ~ "Oysa hesap etmedikleri bir şey vardı ki, Türk milleti bittiği yerden yeniden başlar, küllerinden doğar ama asla hürriyetine zarar verilmesine müsaade etmezdi." ~ "Düşman tekniğin ve bilimin her türlüsünü var gücüyle geliştirmeye devam ederken, Türkiye, kendi iç çatışması içine terk ediliyor ve tam belini doğrultacağı zaman yeni bir engel çıkıyordu karşısına. Her engel zaman, para ve hepsinden önemlisi insan kaybı demekti ve telafisi hiç de kolay olmuyordu." ~ "Unutma ki her kale içten yıkılır, her toprak kendi üzerinde yaşayanlarla ele geçirilir. "
Kurt Gecesi - İmparatoryum
Kurt Gecesi - İmparatoryumGökhan Çelik · Yediveren Yayınları · 046 okunma
Nasıl hoş bir insan! Çok akıllı! Çok okumuş bir insan! Çok, çok değerli bir insan!
Sayfa 32
Ruh sükuneti muhteşem bir şey, kendinden hoşnut olmak da aynı şekilde. Sevgili dostum, keşke çok değerli bir mücevher olan bu duygu, güzel ve paha biçilmez olduğu kadar kırılgan olmasa.
Sayfa 66
OKUNMALI;
Bazı tiranlar biliyorum, paraya öyle düşkünler ki bu uğurda en fakirden daha korkunç suçlar işliyorlar. Fakirler ihtiyaçtan hırsızlık yapıyor, evlere giriyor veya köle ticaretine katılıyor. Buna karşılık bazı tiranlar tüm aileleri yok ediyor, kitlesel cinayetler işliyor ve çoğunlukla para için tüm kentleri köleleştiriyor. Ağır hasta olduğunu
Reklam
Martin’i en derinden etkileyen şey bütün bilgilerin birbiriyle ilintili olmasıydı. Uzayın derinliklerindeki en ücra yıldızdan insanın ayağının altındaki kum taneciklerindeki sayısız atoma kadar her şey birbiriyle bağıntılıydı. Birbiriyle en uyumsuz şeylerin listesini yaptı ve onların arasında bir ilişki kuruncaya kadar mutsuz mutsuz dolaştı: aşk, şiir, deprem, yangın, çıngıraklı yılan, gökkuşağı, değerli taşlar, hilkat garibeleri, günbatımı, aslanların kükremesi, gazlı aydınlatma, yamyamlık, güzellik, cinayet, sevgililer, manivelanın dayanağı ve tütün. Sonunda bütün evreni birleştirmiş, avucuna almış, ona bakıyordu; gizemlerin arasında korkudan ne yapacağını şaşırmış halde, bilmediği bir hedefe varmak için koşuşturan dehşete düşmüş bir gezgin olarak değil; gözlemleyerek, çözerek ve öğrenilmesi gereken her şeye aşina olarak evrenin dar sokaklarında, sapa yollarında ve ormanlarında dolaşıyordu. Daha çok öğrendikçe evrene, hayata ve bütün bunların ortasında kendi hayatına daha çok hayran oluyordu.
Sayfa 126 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bernard Shaw'dan 10 değerli alıntı 1. Hiçbir şeyini özel bir gün için saklama. Nefes alabildiğin ve yaşadığın her gün özeldir. Her saniye kıymetlidir çünkü zamanın telafisi yoktur. 2. Mutsuz olmanın sırrı, mutlu muyum, değilmiyim diye merak edecek vakti bulmaktan ibarettir. 3. Yaşamımız yaşadıklarımızla değil, beklentilerimizle şekillenir. 4. İnsanlar, seviyelerinin seninle konuşmaya yetmeyeceğini anladıkları için, arkandan konuşmaya başlarlar. Keyfini çıkar. 5. Yaşlandığımız için vazgeçmeyiz oyun oynamaktan,oyun oynamaktan vazgeçtiğimiz için yaşlanırız. 6. Bazı insanlarla yüzleşmek zordur, haksız çıkarsın çünkü onların galip gelecekleri ikinci bir yüzleri daha vardır. 7. İnsan ne kadar çok şeyden utanırsa, o kadar şeref ve onur sahibi olur. 8. Kendi dilini bilmeyen başka dil öğrenemez. 9. Hayatta saadeti yapan şeyler çok küçük parçalardır. ''Bir iyilik, bir gülümseme, tatlı bir bakış, iyi bir dilek.. Aslında mutlu olanlar, bu küçük şeylerin huzuruna varmış olanlardır.. 10. Mutlu bir aile erken bir cennettir.
217 syf.
·
Puan vermedi
Değerli eğitimci, siyasetçi, yazar Mustafa Gazalcı’nın kaleminden, içeriğiyle okurunu geçmişe taşıyan “Yolumuzu Aydınlatanlar – Cumhuriyet’in 10 Eğitim Yıldızı” adlı kitaptan söz edeceğim sizlere… Cumhuriyet Devrimi’nin büyük ülküsü “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” kuşaklar yetiştirme atılımının özverili, çalışkan yıldızları; Mustafa Necati,
Yolumuzu Aydınlatanlar
Yolumuzu AydınlatanlarMustafa Gazalcı · Cumhuriyet Kitapları · 20231 okunma
“Çok sevdiğimiz bir varlığa, hiç bir karşılık beklemeden en değerli şeyimizi verirsek, işte dünya o zaman güzel olur, onun için ağlıyorduk küçükhanım.”
Reklam
110 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Gömülü Şamdan Sayfa: 110 Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Gömülü Şamdan, konu sonuçta Stefan Zweig'in öykülerinden farklı gibi dursa da yine onun akıcı betimlemeleriyle okuyucunun tarihte sanki gerçek sonu, tatlı bir oluşum ortaya çıkıyor. Yazarın kendisi de bir Yahudi olduğu için kendi tarihi için önemli olan bu durumu, Yahudilerin tarih boyunca bir yerde tutunamalarını, dışlanmalarını yer yer Roma'ya, Bizans'a bir nevi tarih öncesindeki İstanbul'a bağlayarak farklı bir olay örgüsü sunmuş bugünlerde. Hatta kırmak Ayasofya'dan Haliç'ten söz alınması bile bizi kitaba bir tık daha yaklaştırır ve samimi gelir. Yahudi ilişkilerinizin dışında eleştirdiğimiz noktalar elbet olabilir. Ancak öykü kutsal Şamdan arayışından ziyade aslında herhangi bir nesneyi insanların yücelterek değerli kıldığını ve bu insanlar tarafından bilindikçe ulaşılamanın coşkuyla daha değerli göründüğünü ama ne kadar az kişi bilirse değerli olan bir şey işte o zaman daha güvende ve daha insanından zararın korunabileceğinin mesajını verir. Hayatımızdaki bir çok detay gibi.
Gömülü Şamdan
Gömülü ŞamdanStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202214,1bin okunma
Bir gün bir arkadaşı Picasso'nun evine gitmiş, dış kapı da açıkmış. İçeri girmiş ve salonda Picasso'nun yaptığı birçok tablo öylece açıkta duruyormuş. Arkadaşı, bunlar çok değerli tablolar diye düşünmüş ve Picasso'yu evinin kapısını açık bırakmaması konusunda uyarmış. Picasso'nun cevabı ise net olmuş: "Onları henüz imzalamadım."
Bir süredir okuduğum kitapların içine o kadar giriyorum ki telefonu elime alıp alıntı paylaşmak çok zor geliyor.
Dijital Kale
Dijital Kale
kitabında o kadar alıntılayacak yer olmasına rağmen sadece üç tane alıntı paylaşmışım mesela. Bu süreçte şunu fark ettim gerçekten bir kitabın içine girdiğimde, olay örgüsü beni sardığında kitabı bırakıp alıntı paylaşmak gerçekten çok zor ve eğer bunu yapıyorsam kitabın içine yeterince girmemişim demektir. Bazı okurlar görüyorum bir alıntısını defalarca paylaşıp binlerce okura ulaşmış. Gerçek bir okur onu kaç kişinin takip ettiğini önemser mi? O zaman akıllara ikinci bir soru geliyor, okuduğumuz kitaplar bizi değiştirmiyorsa, güncellemiyorsa, bize ruhsal olgunluk katmıyorsa, hala üç beş kişinin bizi takip etmesini önemseyip canhıraş bir çabayla takipçi edinmeye çalışmamızı önlemiyorsa ne işe yarıyorlar? Burada da küçük bir güruhun birbirini pohpohlayarak kendini değerli hissetmeye çalıştığını görüyorum. Çok kitap okuyan ama yazım yanlışı yapan( hayır yapılamaz), çok kitap okuyan ama sözcük dağarcığı hala çok kısıtlı olan(nasıl olur), çok kitap okuyan ama hala dar fikirlere sahip insanlar görüyorum. Kitlesel gelişimi güzelleyen, kişisel gelişimi yeren ekole karşı şunu söylemek istiyorum. Kitap okuduğu halde kişisel olarak gelişemeyen bir toplumu kitlesel olarak nasıl geliştireceğiz? “Kendime sorular”
hayatın bedava hazları
"aşık olmak: tekrar çocuk olmaktır aşk, eski çete arkadaşınızı bulmak.. ve öbür mahallelere incelemeye, teftişe çıkmak.. tutarsınız elinden canoş'unuzun, ada'ya, moda'ya, kadıköy'e, sarıyer'e, size çok özel yerlere gidersiniz..bazen ilgisiz, her zaman geçtiğiniz bir sokak bile müthiş anlam kazanır sevginizle, sevginizle birlikte.. bazen bir vapurun güvertesinde beraber oturmanın, kavanozlanıp satılamayacak kadar eşsiz, değerli bir şey olduğunu düşünürsünüz.. sebepsiz bir mürevvet yayılır yüzünüze.. sevindirik olursunuz, durup dururken.. anlattığı aptal aptal şeyleri, ciddi ciddi dinlersiniz.. yaptığınız salak savalak şeyler, onun çok hoşuna gider, her nedense..
Sayfa 71 - ÇınarKitabı okudu
Dünyada çok değerli olan tek bir şey vardır, gerçeğe ve adalete uygun yaşamak ve yalancılara, merhametsizlere bile böyle yaklaşmak.
Resim