Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
110 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kötülük var mıdır?
Bu kitaptan yola çıkarak birkaç analiz yapmak ve farklı bir bakış açısı sunmak istiyorum. Bazı kitapları neden okuduğunu kimse bilmez; kitap ünlüdür, ses çıkarmıştır, puanlaması yüksektir, herkes okuyordur ve senin de okuman gerekir. Peki, ne anlatıyor? Özetini ya da kalıplaşmış temasını sormuyorum; daha da derinlerden bahsediyorum, hani o
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021111,2bin okunma
Kaynağı güçlüyse ışık da güçlüdür.
Eğer ışık kendi içimizden derinlerden geliyorsa uzun süreli ve güçlü yanacaktır. Başkaların kaynağından aldığımız ödünç ışık ise bir yere kadar aydınlatabilir bizi. Peki kendi kaynağımıza sahip olmanın yolu nedir? Kendimizi daha çok tanımak, sevmek ve ona her daim inanmak olabilir mi?
Ebru

Ebru

@Klasikokuur
·
22 Nisan 06:39
“kendi başına bir ışık ol. Ödünç alınmış ışıkla yaşama” Osho
Reklam
GÖLGELERİN İÇİNDEKİ SESSİZLİK
Herkes keyifle kahvesini yudumlamaya başladığı sırada Burcu artık zamanı geldiğini düşünerek Zeynep’e döndü ve şöyle dedi: ‘’Canım! Bizi gerçekten çok korkuttun. Yine! Bize neler olduğunu anlatmak ister misin?’’ Arkadaşları meraklı gözlerle kendisine bakarlarken, "Tamam, tamam! Elbette anlatacağım.’’ diye cevap verdi. Zeynep. Daha sonra
Tuhaf görünümlü canavarlar gerçek miydi? Yoksa bir hayal miydi?
Derdin seni çok derinlerden yaralamışsa bazen onu ağzına almak bile istemiyorsun. Daha az acıtanı daha bir rahat konuşabiliyorsun da, gerçek acı, bir düğüm olup yüreğinin üstüne çöküyor. Ve onun çözülüp dile getirilebilmesi bayağı bir zaman istiyor.
Sayfa 171 - Epsilon YayıncılıkKitabı okudu
13 Mart 2020 Yaz gününden bir gün gibi görünen ama rüzgarıyla insanın içini üşüten, yapayalnız bir gün bugün. Etraftaki tanıdık birkaç kuşun sesi bu yalnızlığı defediyor sanki ama, o derinlerden nükseden, insanı tir tir titreten yalnızlık asla gitmiyor içimden. Konuşmak, dere tepeye, çalıya gülümsemek istiyorum. Ama yok, varlık yok. İçim üşüyor. Ne yapsam, bilmiyorum. Son kalem de devriliyor şimdi. (O zamanlar her şeyden çok sevdiğim lisemin son günü, okulumun bahçesinde son kez tek başıma otururken karalamışım. Tekrar özledim lisemi..)
Mesafe yüzünden yaşını kestirmem imkansız ama sanırım güzel, çok güzel, benim için fazla güzel. Derinlerden bir çeşit yalnızlığın yansıdığı güzel, hüzünlü gözlerini de görüyorum, yanına gitmek istiyorum ama .. kararsız kalıyorum.
Reklam
Hayatında tanıştığın tüm insanları hayal et. Çok fazlalar. Dalgalar halinde geliyorlar, gelgitle içeri girip çıkıyorlar. Bazı dalgalar çok daha büyüktür ve diğerlerinden çok daha fazla etki bırakırlar.bazen dalgalar denizin dibinden, derinlerden bir şeyler getirirler ve bunları sahile atarlar. Kumların üzerinde, akıntı çekildikten sonra bile dalgaların bir zamanlar orda olduğunu kanıtlayan işaretler.
Sayfa 222Kitabı okudu
Hoşuna gitti mi? Göğsümü avuçluyor, sıkıştırıyor irileştiriyor ve dayanamayacağım kadar hassaslaştırıyor. Alt dudağımı dişliyorum ama yalan söyleyemem kuralları çiğ-neyemem. Hem yalan söylemek isteyen kim? Bu adamın gönüllü kölesiyim ve her dokunuşu sanki bir lütuf. Evet hoşuna gitti. Sana acı olabilir demiştim ama sadece daha fazla zevk «-n
Sayfa 151
His özünden gelir. Yani zihnin devre dışıdır, orada sadece Yaradan'ın koşulsuz, saf sevgisi vardır. Bir şeyle ilk defa karşılaştığında hiçbir benzetme olmaksızın yani öncesi ve sonrası olmadan sadece o ana özel olması hislerinin en önemli özelliklerindendir. Yani hiçbir olayla zihnin henüz ilişkilendirme yapmamıştır. Derinlerden gelir, saftır, tertemizdir... Duyguların ise düşüncelerden, geçmiş deneyimlerinden gelir. Geçmişte yaşadığın olaylarla bağlantı kurup ilişkilendirme yaparlar. Olaylara duygularınla tepki verdiğin sürece daha canın çok yanar. Oysaki sana asıl yol gösterecek olan hislerinle aklını birleştirmendir. Aklını kullanarak düşüncelerini ve duygularını çok iyi yönetmelisin. Yoksa kendini hiç de gerçekçi olmayan duyguların ve düşüncelerin içinde bulup onların yarattığı deneyimleri bile yaşayabilirsin. Düşünce lerini kontrol etmezsen, aklını kullanmazsan onlar sana olmamış, gerçekleşmemiş şeyler hakkında senaryolar yazarlar ve sen de bunlara kendini inandırabilirsin.
Sayfa 31
elinde olmadan, üstelik arzuyla ve tutkuyla bağlanıyor birçok şeye
"İnsanın aklı, hayatının kendisinin tasarlamadığı bir ortam da başlamasını almıyor. İnsan sıkı sıkıya belirlenmiş koşullar İçinde yaşamaya başlıyor, elinde olmayan koşullar içinde de sürüp gidiyor. Kimse kendi varoluşunu seçemediği gibi anne babasını, doğduğu ülkeyi, cinsiyetini, ırkını, milliyetini, teninin rengini, dilini de seçemiyor. Neden bağlandığını bilmeden, anlamadan, elinde olmadan, üstelik arzuyla ve tutkuyla bağlanıyor birçok şeye. Sanki derinlerden bir ip, insanı varoluşa bağlıyor. Hastan işte buna, varoluşunun kendi iradesi dışında seyretmesine isyan edip öfke duyuyor." "Çünkü benlik her şeyi bizzat kontrol etmek ister," dedi Dr. Mavi. "Kesinlikle öyle. Hepimizin zihni 'olmalı' ve 'olmamalılarla dolu değil mi Doktor? Kendi isteğimiz dışında gerçekleşmiş varoluşumuzda, her şeyin arzu ve isteklerimiz istikametinde sürmesini hedefliyoruz. İstediğimiz yaşamı bulamayınca da Yaratıcıya kızıyoruz. Acılar Koleksiyoncusu, bu hastada çok iş var. Bu hastanın çektiği acı, saygı duyulacak bir kutsallık barındırıyor. Onu değiştirecek, büyütecek bir acı bu."//
Reklam
Gururumu rafa kaldırdıktan sonra yükselerek sevmenin sonuçta çok iyi bir duygu olduğuna hükmettim. Bende çok derinlerden gelen bir his uyandırdı, sanki eskilerden kalma, tarih öncesi belli belirsiz bir hissin kıpırdaması gibi bir his, onların bir şekilde haklı olduklarına, bu şekilde hissetmek gerektiğine dair bir his. Bu his, ana ocağına dönmek gibiydi. Ama o önlüklü, börekler açan anneden, her an sizinle ilgilenip sizi şımartan ve sizi aslında hiç tanımayan anneden bahsetmiyorum. Uzun süre kaybolmuş sonra bulunmuş küçücük bir çocuğun hislerinden bahsediyorum. Bu bir eve varma hissiydi, temiz ve dinlenmiş olma, güvenli ama özgür olma, asla bir yere kaçmayan bir sevgi. Mayıs güneşi gibi ısıtan ama fırın ya da kuş tüyü yatak gibi yakmayan bir sevgi. İnsanı rahatsız etmeyen, canında bezdirmeyen bir sevgi.
Sayfa 188Kitabı okudu
hayatında tanıştığın tüm insanları hayal et. çok fazlalar. dalgalar halinde geliyorlar, gelgitle içeri girip çıkıyorlar. bazı dalgalar çok daha büyüktür ve diğerlerinden çok daha fazla etki bırakırlar. bazen dalgalar denizin dibinden, derinlerden bir şeyler getirirler ve bunları sahile atarlar. kumların üzerinde, akıntı çekildikten sonra bile dalgaların bir zamanlar orada olduğunu kanıtlayan işaretler. atlas beni sevdiğini söylerken bana bunu anlatıyordu. bana hayatında rastladığı en büyük dalga olduğumu söylüyordu. kendimle birlikte o kadar çok şey getirmiştim ki, akıntı çekildikten sonra bile etkilerim her zaman orada olacaktı.
İçten bir nasılsın sorusunun hissetirdiği.
Birden ağlamaya başladım, gözlerimden, burnumdan değil en uzak yerlerimden, çok derinlerden ağlamaya başladım. Kendimi durduramıyor, nasıl olduğunu da anlayamıyordum. Bana sarılıp bir şeyler söyledi, söyledi. Yüzüm, gözlerim yanarak, içimde sonsuz bir acınma, bir müddet durdum..
Ben Emel... Hikâyemin anlatmaya değer bir tarafı yok. Bir adamın karısı, iki çocuğun annesiyim. Bankacıyım. İnsanlarla çok konuşmam. Genelde söylenenleri yaparım, çok düşünmemeye gayret ederim, çünkü bütün düşüncelerimin altından yüzümü buruşturup karnımı ağrıtan görüntüler çıkar. Yaşadığım her güzel şey, derinlerden gelen o görüntülerle, gülerken yediğim beklenmedik bir tokat gibi kesilir. Bu yüzden ağzımın kenarında yamuk bir tebessüm taşımaktansa, hiç gülmemeyi tercih ederim.
974 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.