160 syf.
·
Puan vermedi
ÇÜNKÜ HERKES ÖLDÜRÜR SEVDİĞİNİ.. Dikkat bu bir kitap değildir! Ve işte karşınızda insanlık tarihinin yazılmış en kederli en tutkulu ve en derin aşk mektubu. (de profundis fransızca da derinlerden gelen demektir) İşin ilginç yanı bu mektupların bir erkek tarafından başka bir erkeğe gönderilmesidir. Eğer bununla ilgili bir ön yargı
De Profundis
De ProfundisOscar Wilde · Can Yayınları · 20173,829 okunma
556 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Fıtrat...
...yarın korkusuyla yaşamaya devam edip, alanını terk edememek, başkaldıramamak kişinin özgürlüğüne vurulan en derin ketlerden birisidir. İtaat bekliyorsan fakirleştir, kafalarına buyruk yaşamalarını istemiyorsan sadece ölmemeleri için yetecek kadar tayın ver... Yukarıdaki cümleyi kitap arasına işlerken henüz tam olarak neyle karşılaşacağımı
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,7bin okunma
Reklam
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sanatçının Saplantılı Bir Adam Olarak Portresi: Japon Balığı Kargaşası
ㅤ “Hepimizin işleri ters gidiyor ve üzgünüz. Bazı şeylere sahibiz ama hep bir şeyler eksik... Bir de herkes yalnız.” Bu incelemenin ilk bölümünde Japon edebiyatına dair düşüncelerime ve okuma önerilerine, ikinci bölümde eserin yazarına dair bilgilere ve üçüncü bölümdeyse esere dair yorumlarıma yer verdim. Şimdiden okuyacaklara keyifli okumalar
Japon Balığı Kargaşası
Japon Balığı KargaşasıKanoko Okamoto · İthaki Yayınları · 2022865 okunma
Diş ağrısı çok fena şey enişte,dedi.Fakat yeri belli olan,ağrılardan korkmamalı.Derinlerden gelen bazı ağrılar var ki...
120 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
“Konuştuğuma çok kere pişman oldum. Fakat sustuğuma asla!"
Pendname yani "Öğütler Kitabı" Farklı başlıklar altında insan hayatını iyileştirmeye odaklı öğütler içeren çok kıymetli bir eser. Bir çok konuya, bizi derinlerden zehirleyen küçük dokunuşlara parmak basıyor yazar bu eserinde. Ama özellikle bu konuların hepsinin içinde bir tanesine sıkça teması hiç eksik etmemiş. Susmak.. İnsanın baş ağrısının en temel sebebinin diline olan hakimiyetsizliği noktasında ısrarla duruyor. Nefisle savaşmanın yollarından sayıyor üstad ve susma hançeri diyor.. bu üstünde uzun süre tefekkür etmeye değer bir betimleme oldu doğrusu. Biz biliriz ki haksızlık karşısında susan hakka hürmetsizlik etmiş olur. "İnsanlara daima yumuşak ve yerinde söz söyle." diyerek bütün bu suskunluk uyarılarının altına ince bir çizgi çekmiş oluyor. Hakikati konuşurken, hakikati incitmeyecek bir üslup bu istenilen.. Bu öğütler içimizde bir yolculuğa çıkartacak bizi; Kalbini asla kıskançlıkla kirletme, Yalan ve gıybet dilini kirletmesin, Amellerin riyadan uzak olsun, Bedenini Allah'ın yasakladığı haramlarla kirletme.. Hep temizlik, hep kirlilikten uzaklık öğüdü. Efendimiz (sav) ne buyuruyor: "Allah güzeldir, güzelliği sever ve temizdir temizliği sever.." Riyadan uzakta iman mumu parlar, gıybetten yalandan arınmış insanda iman mükemmel ve kusursuz kalır, haramlarla kirlenmeyen ruh yücelere erer.. Gösterişten kaçma, yoksulluk ve sabır, dünya hırsı, misafire ikram, cömertliğin önemi, mutluluk getiren şeyler.. böyle yetmişe yakın konu başlığı barındıran zengin bir eser bu. Her kütüphanede bulunması elzem bir değer. Tavsiye eder, keyifli bol istifadeli okumalar dilerim.
Pendname
PendnameFeridüddin Attar · Sufi Kitap · 20191,588 okunma
174 syf.
9/10 puan verdi
"İÇİMDE KÖTÜ BİR ŞEY VAR.."
Yüreğim ağzımda okudum her satırı. "Bir zamanlar "ın izi vardı üzerinde, geçmişin tozu. Beni en taze acılarımdan yakalayacak kadar yeniydi. Güzeldi. Bir acının çarkında öğütülmüştü çünkü. Törpülenmişti,kusursuzdu. Tutkular iç içe geçti sonra. Farklı kanlar aynı damarda toplandı. Hem bir bütün hem de bir cüz halindeydi her şey.
Geceyi Anlat Bana
Geceyi Anlat BanaDjuna Barnes · Sel Yayıncılık · 2021185 okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Birimiz Gitmeli….
De Profundis yani derinlerden… Oscar Wilde, Reading Cezaevi’nde kaleme aldığı bu mektubunda “seni esirgemeden yazdım” diyor, Lord Alfred Douglas’a. Yazık ki mektup sahibine hiç ulaşmamış. Oscar Wilde mektubunda özgürlüğünü, itibarını, servetini, ailesini kısaca herşeyini kaybetmesine sebep olan aşkın sonunda ödediği büyük bedeli yazmış. Öyle güzel yazmış, duygularını o kadar güzel dile getirmiş ki hayran olmamak, saygı duymamak mümkün değil. Nasıl büyük bir sevgi ve bu sevginin getirdiği o büyük acı. Satır aralarında hissediliyor, o duygu yoğunluğu. Hem maddi olarak, hem manevi olarak sömürülen Oscar, bunları bile bile sevmeye devam ediyor. Yaşadığı büyük haksızlığı okurken, acısını, hayal kırıklığını, derin üzüntüsünü hissetmemek mümkün değil. Gerçek aşkı, katıksız sevgiyi anlatan bu mektubu çok beğendim. Andre Gide’nin kişisel anılarını yazdığı önsöz en az kitap kadar güzel. Okuduğum en iyi aşk mektubu.
De Profundis
De ProfundisOscar Wilde · Can Yayınları · 20173,829 okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
Bir Polisin Distopyasından!
EVREN, İLK BAKIŞTA DÜŞÜNEBİLECEĞİNDEN ÇOK DAHA ZENGİN VE ÇOK DAHA EKSİKSİZ. Türkiye ne garip bir ülke değil mi? Genel anlamda sorgulamaktan, düşünmekten, kritik yapmaktan kendimizi soyutlamışızdır. Hazır olanı alıp kafamıza yerleştirirken de bir gram rahatsızlık duymamışızdır. Evet 1984 ülkemizde Kürk Mantolu Madonna'dan sonra en çok okunan
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165bin okunma
“İnsanın ne kadar çok şeyi öğrenmesi gerekir" diye düşünürken, kafamın içinde, ta derinlerden gelen bir titreşimin sesi yankılandı. Yüce Peygamber, “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” demişti.
Sayfa 276Kitabı okudu
64 syf.
8/10 puan verdi
Gördüğün şey aslında gördüğün müdür?
Öncelikle
Michel Foucault
Michel Foucault
kimdir? Kimsin sen lan? Bu adam neyin nesi?
Felsefe Tarihi
Felsefe Tarihi
kitabını okumadan kimse felsefe yükünün altına girmesin. Hele ki bu kitap o kadar ince ve ağır ki eziliriz altında. Kendisi bir postyapısalcı, bir kalıba sığdırmak zor olsa da nihayetinde bir ifade kullanmamız gerekirse bunu söylemek doğrudur. Ağır bir
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
etkisi barındırıyor.
Bu Bir Pipo Değildir
Bu Bir Pipo DeğildirMichel Foucault · Yapı Kredi Yayınları · 20201,276 okunma
Reklam
Münir Özkul'un Hidayete erme hikayesi- Röportaj
Münir Özkul, 1986 yılının Haziran ayında Zafer Dergisi’nde yayınlanan röportajında kendi deyimiyle inkar ve karanlıktan nasıl çıktığını ve Allah inancına nasıl eriştiğini anlatıyor. İnkara düşmeden önce Küçük Sahne’nin tuvaletlerinde yüzüme gözüme, elbiseme üç kere sular sıçratarak sözümona abdest alırdım. Bilhassa zor oyunlarda, sıkıştığım
“İsmin mine mi?” Dedi Genç adam isimliğe tekrar baktıktan sonra. Yalnız ismini mayn olarak ingilizce telaffuz etmişti. “MİNE olarak okunuyor. Türkiye’de bir çiçeğin ismi.” “İsmin komikmiş.” “Neden ki?” “İngilizce de mine’nin anlamı benim ki demek, mayn olarak telaffuz edilir. Burası Amerika, herkes sana benim ki diyecek.” “İyi geceler. Uyumalıyım.”Dedi Mine, isminin İngilizce de ki anlamını hiç düşünmemişti. Yorgundu, düşünemezdi. Sadece uyumak istiyordu, sonra düşünebilir, hatta sonra gerekirse adını değiştirebilirdi.Odasının kapısını açmak için yöneldi. O sırada çok derinlerden gelen sesi duydu. “İyi geceler, Mayn. Bu arada ben Sevan. Sormadın ama söylemek istedim. İsmimi Ermenistan’daki bir gölden almışım.”
243 syf.
9/10 puan verdi
Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karan- -lıklar aydın-
835 Satır
835 SatırNazım Hikmet Ran · Adam Yayınları · 20012,964 okunma
Türkülerin Dilinden 2: Manastır'ın Ortasında..
Hakikâten şehrin ortasında bir havuz ve çeşme varmış.. Dimetoka: Batı Trakya'da Türklerin yoğun olarak yaşadığı, bugünkü Yunanistan şehri. Türküler anonim olunca müdahaleye açık oluyor. Türkünün sözleri değiştirilmiş: ''Dimetoka kızları'' olmuş ''bu yurdun/yurdumun kızları'' Manastır ise
160 syf.
10/10 puan verdi
İnsanlar beni 'iyi' bilir, ekip değiştirdiğimde bir kaç kişi öyle demişti, seni tanımıyorum ama iyi ki geldin, arkadaşlar dedi iyi bir insanmışsın. Bizim işte de öyle herkese 'iyi' denmez, iki uçak karşı karşıya geldi mi, bir 'emergency' çağrı aldın mı kalp atışlarını kulaklarında, şimşeği beyninde hissedersin, korkunun kokusunu duyarsın da stres içinde sağa sola sataşır insanlar. İyiymişim. İyi. Ben mi? O zaman neden o minicik, bal gözlü, ağzından şeker damlayan kızı, o sürahi nene kılıklı kadının lafları altında boynu bükük bıraktım. 'Elinde lolipopla çocukların yanına gelmeye utanmıyor musun?' diye azarladı, halbuki yeni parktan dönmüştü, yeni karışmıştı diğer bücürüklerin arasına. Diyemedim, ağzımın içindeydi, dilimin ucundaydı diyemedim ki, torunun hep dondurma yiyor burada, hem de sen yanındayken, çocukların burnunun dibinde, biliyorsun, bal gözlüm apartman görevlisinin çocuğu olduğu için mi harladın onu. Diyemedim. Sustum. Keşke, keşke orada farklı davransaydım. Ama insanım işte. "Derinlerden derin bir sır, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, alabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evren" insan. Hasan Ali Toptaş da bunu çarpıyor suratımıza. İçimin içi ezildi okurken. O güzelim duyusal aktarımlarını, seslerin/sözlerin/nesnelerin içiçe geçip bir olmasını, bir olup da sürüklenmesini okumaya doyamadım yine. Çok, çok etkileyici bir kitap.
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
971 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.