"Biliyor musun.. Bir çiçek gibisin. Onlar da böyle. Susuz yaşayamaz, ama çok suda da boğulur.." Yüzüne hayranlıkla baktığım sırada derin bir nefes aldım "Biliyor musun," diyen ben oldum bu sefer, "Hayatımda duyduğum güzel cümlelerin tamamını senden duydum. Her kurduğun cümle kalbimi yavaşlatyor." "Hızlandırması gerekmez mi?" diye sordu Ege etkileyici bir gülüşle. "Iıh..." Kaşlarımı kaldırdım, "Cümlelerin bana huzur veriyor. Kalbim yavaşlıyor, nefes alışım yavaşlıyor. Bu daha güzel değil mi?" Sessizce güldü Ege.
Son cümle çok etkileyici.
Üzerine örttüğümüz her şeyin altında kalırız çünkü, eksik olduğumuzu ararız, hem de eksik bırakandan ya da ona benzeyenden. Noksanımızı bizi zaten noksan bırakandan dileniriz bir ömür boyu.
Reklam
10. Yıl Nutku'nda söylediği "Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir" sözünü çok etkileyici bulurum. Devamında "Çünkü Türk milleti, milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir" der. "Atatürk devrimleri nedir?" diye soracak olursan, iste budur. Bir ülkenin yönünün nasıl değiştiğini, bundan sonraki rotasının ne olacağını, nasıl bir kararlılık ile hareket edileceğini en net şekilde dört cümle ile açıklıyor.
Sayfa 205
Sekiz yıl önce bugün okuyup bitirdiğim Çok güzel bir roman. Yürekleriyle sevenlerin hikayesi bu roman. ÖYLE BİR BEDEL Kİ Gonca Çiftçioğulları 640 sayfa 2014 Uğur Tuna Yayınları Sevgi ırmağı bir yandan mutluluk denizine akarken diğer yandan hüzne kanat çırpmakta. Bedeli bu kadar ağır olmamalıydı aşkın. İki kız kardeş ve birbirlerinden
"Eee," "Eee," "Ne tür şeyler yazıyorsun, January Andrews?" "Romantik, genellikle," "Hı." "Hı, ne?" "Sadece 'hı." "Sadece hı' pek de bilgi içeren bir cümle değil.” "Bu biraz hızlı oldu," dedi. "Ne hızlı oldu?" "Seni rahatsız etmek. Bir hece. Hı. Çok etkileyici."
Etkileyici
“Çocuğunuzun yıllar sonra nasıl biri olacağını tahayyül etmek göz korkutucuysa, sizin için bugün neyin önemli olduğuna yoğunlaşın. Kendinizi bir doğum günü partisinde veya okulun koridorunda hayal edin ve varlığınızdan habersiz ebeveynlerin konuşmasına kulak misafiri olduğunuzu düşünün. Hakkında konuştukları kişi ise… sizin çocuğunuz ! Çocuğunuzla ilgili ne söylenmesi size en büyük mutluluğu verirdi? Şimdi biraz durun ve duymaktan gerçekten çok memnun olacağınız bir cümle düşünün. Tahminim (ve umudum) odur ki, sizi en çok mutlu edecek cümle şöyle bir şey olmayacaktır: “Şu çocuk var ya, gıkını bile çıkarmadan söylenen her şeyi yapıyor.” Bu noktada sormamız gereken kritik soru, bazı zamanlarda, çocuktan istediğimiz sanki buymuş gibi davranıp davranmadığımızdır.”
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.