Müzik, sözcüklerin ifade edebileceğinin, hissettirebileceğinin çok ötesinde şeyler hissettirir insana. Gizli ruhsal güçleri ortaya çıkarmak, bıkkınlık veren gündelik uğraşlardan kurtulmak ve insana özgü ruh dünyasına girmeyi sağlamak için müzikten daha etkili bir şey yoktur.
Kur'an'ın, biri dışsal yön veya şeriat, diğeri de özsel yön veya hakikat olarak bilinen söz konusu her iki yönü ya da anlam düzeyi, İslam felsefesinin doğuşunda ve gelişiminde oldukça etkili bir rol oynamıştır.
Buna göre, şeriat, başka her şey bir yana İslam filozoflarının felsefi faaliyeti için gerekli sosyal ve beşeri koşulları sağlamıştır.
Hakikat ise İslam felsefesiyle vahiy arasındaki yakın ilişkiyi anlamanın en önemli yolunu sağlar.
Buna göre, Arapçada hem doğruluk ve hem de gerçeklik anlamında hakikat terimi, isimlerinden biri Hak olan ve İslam felsefesinin en temel konusunu ve nihai amacını oluşturan Tanrı'nın kendisiyle yakından ilişkilidir.
Hakikat aynı zamanda, Kur'an'ın özünü, içsel gerçekliğini oluşturur; işte bu hakikate, söz konusu içsel gerçekliğe ancak kutsal metnin anlamına ilişkin hermeneutik bir inceleme yoluyla erişilir.
İslam felsefesinin bütün bir tarihi boyunca, filozofların hikmeti, Kur'an'ın özünde bulunan hakikatle özdeşleştirmelerinin nedeni budur.
Dahası, İslam felsefesinin çok büyük bir bölümünün hemen hemen tamamıyla vahyin iki büyük kitabı, yani Kur'an ve evren üzerine hermeneutik bir yorum ya da açımlamadan oluşmasının nedeni de budur.
Yine İslam felsefesinin entelektüel evreninin doğrudan doğruya İslam'ın batıni unsur ya da öğretilerinin ürünü olan ve en açık bir biçimde tasavvufta ortaya çıkan marifet olarak bilgi anlayışıyla yakından ilişkili olması da buradan kaynaklanır.
Bu güzel kitap için teşekkür ederek başlamak istiyorum su gibi aktı okurken.
Yazarımızın ikinci kitabıymış. Çok beğendim kalemini. Yeni yazarlar ile tanışmak her zaman güzeldir
Okurken kalemi sevilen yazarlar ayrı güzel oluyor.
Yazar okuyucu ile empati kurmak istemiş ve bunu çok güzel başiarmıştı. "Bunu bende yaşadım, ben de böyle düşündüm, davrandım" dediğim yerler çoktu. Bu da kitabın hızlı akmasında çok etkili oldu.
Kesinlikle okuyun okutun derim kaleminiz daimi olsun
"Pek çok kişi bir şeyler olmasını ya da birisinin kendileriyle ilgilenmesini bekler, ama sonuçta iyi işlere girenler sorun yaratan değil, sorunlara çözüm getiren, gerekeni yaparken doğru ilkelere uyan kişilerdir."
Dini otoriteler yönetici kurumlar üstünde etkili oluyorlar ve artık politikaya o kadar çok karışıyorlar ki durdurulmaları gerekiyor. Din ile politikayı ayırmamız gerekiyor.
Julius Caesar Güç, dirayetsiz beyinleri zehirler derler. Beş bölümden oluşan trajedi eserinde dönemin ünlü ve önemli isimlerini tarihsel bağlamda görüyoruz. Tüm Yollar Roma'ya ulaşır deyimi boşa değildir çünkü Roma, antik dönemin en başarılı ve güçlü devletlerinden olmasına karşın yönetim bağlamında çok zıt bir yapıya sahiptir; Krallık'tan Cumhuriyet'e, Cumhuriyet'ten İmparatorluğa evrimleşmiştir. Bunda başa gelenlerin güç bağımlılığı ve yönetici bağlamında yetersiz tiplerin gelmesi de etkili olmuştur. Jül Sezar bir diktatör, bunu kimse reddetmez ancak gerçekten öldürülmesi gerekiyor muydu? Öldürülmesi Roma'ya ne kattı? Siz yayılmacı bir politika benimsediyseniz, yönetici ile devletin tüzel kişiliğinin birleşmesi sonucu zamanında XIV.Louis'inde diyeceği gibi ''Devlet, işte o benim!'' noktasına gelmeniz kaçınılmazdır. Ben oyun okumayı severim, romanlardan öykülerden daha çekici gelir. Shakespeare ise en sevdiğim yazardır açık ara, bu yüzden eserin hoşuma gittiğini söylemekten mutluluk duyuyorum lakin Shakespeare'in Macbeth, Othello, Fırtına vs diğer oyunlarını da okuduysanız olay örgüsünün aynı, sadece karakterlerin farklı olduğunu bilirsiniz. Kendisinin kaleminde sevmediğim yer; tekrara düşüyor olması. Özgünlüğünü benzer nitelikte yazmaktan veya çok oyun yazmış olmaktan kaybetmiş