Bu yüzden, bilim insanları şüphe ve belirsizlikle çalışmaya alışkındır. Tüm bilimsel bilgi belirsizdir. Şüphe ve belirsizlikle birlikte ilerleyen bu deneyim önemlidir. Bence bu deneyimin, bilimlerin ötesine geçen oldukça önemli bir değeri var. Kanımca daha önce hiç çözülmemiş bir problemi çözmek için bilinmeyene açılan kapıyı aralık tutmalı ve bunun yanı sıra problemi tamamıyla doğru bir şekilde kavrayamama olasılığını göz ardı etmemelisiniz. Aksi halde, kararınızı zaten vermişseniz, problemi çözemeyebilirsiniz.
Bilim insanı size cevabı bilmediğini söylediğinde bilgisiz bir insandır. Nasıl çalışacağını hakkında bir önsezisi olduğunu söylediğinde belirsizdir. Nasıl işleyeceğini bildiğinden oldukça emin olduğunda ve "İddia ediyorum bu şekilde işleyecektir” dediğinde bile bir miktar şüphe içindedir. Ayrıca ilerleme sağlamak için bu bilgisizlik ve şüpheyi kabul etmek büyük önem taşır. Çünkü ancak şüphemiz olduğunda yeni fikirler için yeni yönlere bakma ihtiyacı duyarız, Bilimin gelişme oranı, sadece gözlem yapma sayınızdaki artış değil, çok daha önemlisi, sınanacak yeni şeyler yaratmanızdaki artıştır.
Yeni yönlere bakamayacak veya bunu arzu etmeyecek olsak, bir şüphemiz olmasa veya bilgisizliğimizi kabul etmezsek yeni fikirlere ulaşamayız. Doğru olanı bildiğimiz için soruşturmaya değecek hiçbir şey olmaz.