520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ön yargılar yüzünden okumadığım ve çok uzun zaman sonra bu ön yargımı kırıp, hadi bir göz atayım demem ile başladığım eser! Eser içindeki yolculuğum bu gece bu dakikalarda taze bir şekilde bitmiştir. Bitti de ne oldu? Hayal kırıklığı mı? Hayır! Cidden neden okumadığıma, neden bu kadar yapılan eleştirilere körü körüne hak verdiğime anlam
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma
İnsanlardan yardım istemek mi? Gülünç bir fikirdi bu. Babama, anneme, bir polise, hatta hükümete başvurmuş olsam bile kendi bildiğini okumakta mahir bu insanlar sadece bir hikaye uydurup meselenin üstünü kapatmaz mıydı? Hiçbir zaman adil yargılanmayacağımın çok iyi farkındaydım. Sonuç olarak, başkalarına yardım için başvurmanın bir faydası yoktu. Yapabileceğim tek şey, diye düşündüm, susmak, tahammül etmek ve soytarılığa devam etmek.
Sayfa 21 - ithaki
Reklam
318 syf.
2/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Semerkant
5 üzerinden en fazla vereceğim 1 puandır. Fazlası da verilmez bu kitaba. Gereksiz boş ve haddi aşan laflarla süslenmiş okunmasını tavsiye etmediğim bir kitap. Yazarımızın kendisi Hristiyan bir Arap. Kendince tarih kitabı yazmış ama ne tarih yahu! Günümüz kendini bilmez Arapların Türklerle alıp veremediği ne var bilmiyorum. Lakin kitapta Türkleri
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,3bin okunma
·
Puan vermedi
Ağaçlar Ağaçlardan Olur Biz Uzaklardan
’Benim hayranlığımdan inlerdi şehir/Ben atlara ve uzaklara hayrandım.’ Kitaplar ambalajlarından belli olur. Kapak tasarımı 51 yaşındaki Mario Dilitz’e (Büyük Balık) ait. Bir çocuk elinde acı çektiğini hissetmediği ölü bir balık taşıyarak barbarlığı temsil ediyor olsa gerek. Daha iyi bir üsluba sahip isimler okudum edebiyatımızda. Ali Hoca olsaydı
Barbarın Kahkahası
Barbarın KahkahasıSema Kaygusuz · Metis Yayınları · 20201,834 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
l Avrupa'nın karanlık gördüğü Afrika'ya sözde 'ışık' götürmek adı altında yaptığı sömürgeciliği anlatan bir eser Karanlığın Yüreği. Peki ışık götürmek istedikleri Afrika mı karanlıktı yoksa onların yürekleri mi ? l Conrad'ın 1890 yılında Kongo'ya yaptığı bir seyahatte yaşadıklarından etkilenip yazdığı bu uzun öykü
Karanlığın Yüreği
Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20204,179 okunma
Ve hikaye burda başlar...
O zaman on altı yaşındaydım, şimdi on yedi oldum, ama bazen on üç yaşındaymışım gibi davrandığım da oluyor. Çok gülünç bu, aslında. Çünkü boyum bir seksen dokuz ve saçımda aklar var. Gerçekten var. Başımın bir yanında –sağ yanında– milyonlarca ak saç var. Çocukluğumdan beri böyle. Ama yine de ben hâlâ on iki yaşındaymışım gibi davranmaktan hoşlanıyorum. Herkes söylüyor bunu, özellikle de babam. Bu biraz doğru sayılır, ama tümüyle de doğru değil. İnsanlar bazen, bir şeyin tümüyle doğru olduğunu sanırlar. Ben böyle şeyleri pek sallamam, ama birileri bana yaşıma uygun davranmam gerektiğini söylediğinde canım sıkılır. Bazen yaşıma göre daha olgun davrandığım da olur –ciddi söylüyorum– ama buna kimse dikkat etmez. İnsanlar hiçbir şeye dikkat etmiyorlar zaten. ...
Reklam
Şayet bende gerçekleri söyleme huyu olsaydı anneme ve babama gidip utanç duymadan onlara bu suçları anlatır ve yardımlarını isterdim. Ancak ben annemi de babamı da hiç anlayamazdım. İnsanlardan yardım istemek mi? Gülünç bir fikirdi bu. Babama, anneme, bir polise, hatta hükümete başvurmuş olsam bile kendi bildiğini okumakta mahir bu insanlar sadece bir hikâye uydurup meselenin üstünü kapatmaz mıydı? Hiçbir zaman adil yargılanmayacağımın çok iyi farkındaydım. Sonuç olarak, başkalarına yardım için başvurmanın bir faydası yoktu. Yapabileceğim tek şey, diye düşündüm, susmak, tahammül etmek ve soytarılığıma devam etmek.
İnsanlardan yardım istemek mi?Gülünç bir fikirdi bu.Babama,anneme,bir polise,hatta hükümete başvurmuş olsam bile kendi bildiğini okumakta mahir bu insanlar sadece bir hikaye uydurup meselenin üstünü kapatmaz mıydı? Hiçbir zaman adil yargılanmayacağımın çok iyi farkındaydım.Sonuç olarak,başkalarına yardım için başvurmanın bir faydası yoktu.
İnsanlardan yardım istemek mi? Gülünç bir fikirdi bu. Babama, anneme, bir polise, hatta hükümete başvurmuş olsam bile kendi bildiğini okumakta mahir bu insanlar sadece bir hikâye uydurup meselenin üstünü kapatmaz mıydı? Hiçbir zaman adil yargılanmayacağımın çok iyi farkındaydım. Sonuç olarak, başkalarına yardım için başvurmanın bir faydası yoktu. Yapabileceğim tek şey, diye düşündüm, susmak, tahammül etmek ve soytarılığıma devam etmek.
120 syf.
·
Puan vermedi
Eğlenceli, absürt, ders çıkartıcı, dostoyevski sanatı
Kitap, insan ilişkilerini kıskançlık ve şüphe duygularını sürükleyici bir hikaye üzerinden inceliyor. İvan Andreyiç'in karısına duyduğu kuşkular onu takip etme ve sürekli olarak başkalarını sorgulama isteği, okuyucuyu merak içinde bırakıyor. Yazar, kıskançlığın ve şüphenin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini ustaca işleyip, okuyucuya karakterin zihnindeki çatışmaları derinlemesine hissettiriyor. Bu anlamda Dostoyevski okuyucuyu kitaba merak unsuruyla gömüyor resmen. Hikaye, beklenmedik olayların ardı arkasına gelmesiyle komik ve absürd bir dönüş alıyor :D İvan'ın karısının peşinden sürüklenmesi, yanlış yerlere yönelmesi ve bu durumların gülünç sonuçları, okuyucuyu hem güldürüp hem de düşünüyor. Türk komedi filmleri havası almadım da değil ama saçmalık bakımından değil konu bakımından, yoksa dostoyevski okurken alınan hazzın tarifi yok. Ayriyeten hikaye insanların duygusal karmaşıklıklarıyla oynayarak, kıskançlık ve şüphe gibi duyguların yanıltıcı doğasını çok güzel vurguluyor. Hikayenin operada geçen bölümü, toplum içindeki insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve birbirine geçmiş yaşamların beklenmedik şekilde nasıl etkilenebileceğini güzel göstermiş. Davet mektubu olayının, yanlış anlamaların ve önyargıların nasıl absürd durumlar yaratabileceğini mizahi bir öğe olarak bize sunması da çok hoşuma gitti. Sonuç olarak bu kitap insan doğasının karmaşıklığını, duygusal dalgalanmalarını ve ilişkilerinin içindeki komik ve absürt çatışmaları Dostoyevski'nin mutfağında ustalıkla pişirerek bize sunuyor ee bize de afiyetle yemesi düşüyor :)
Başkasının Karısı
Başkasının KarısıFyodor Dostoyevski · Oda Yayınları · 20174,311 okunma
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Herkese selamlar
Anton Çehov
Anton Çehov
' un kaleminden; "
Altıncı Koğuş
Altıncı Koğuş
" Yazar ile tanıştığım ve ondan okuduğum ilk eseri. ' Altıncı Koğuş ' uzun zamandır merak ettiğim bir eserdi. Kitaplığım da okunmayı bekliyordu. Hani iki kitap arasında zihninizi yormayan, şöyle değişik ve çok sıkmayan ama sizi etkilemesini istediğiniz kısa soluklu
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,3bin okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kalp Ağrısı Halide Edip Adıvar'ın 1924 yılında yayınlanmış, eserleri arasında en duygusal, en tanınmış romanlarından birisi olarak tanımlanıyor. Baştan sona o kadar yoğun duygularla yazılmış ki bu tanıma kesinlikle uyduğunu düşünüyorum. Bu konuda
Halide Edib Adıvar
Halide Edib Adıvar
'ı tebrik ediyorum. Kitap baş karakter olan Zeyno'nun babasına ; " Sana
Kalp Ağrısı
Kalp AğrısıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20132,260 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
Yazarın çocukluğunu anlattığı, bir nevi gerçek bir hikaye. Türk örf ve adetlerine uygun olmadığı gerekçesiyle MEB tarafından yasaklanan kitap. Çocuk kitabı altından pek çok saçma şeyin okutulmaya mecbur bırakıldığı yerde kitabın yasaklanması gülünç. Okurken Zeze’nin hissettiklerini hissettiğiniz, sizi hüzünlendiren, düşündüren, ve empati kurmanızı sağlayan muthiş bir kitap. Okuyun okutun.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229bin okunma
%50 (154/303)
·
Puan vermedi
Uzun zamandır bir kitap veya hikaye ile ilgili bir yorum ya da inceleme yayımlamamışız, o zaman hadi, başlayalım! İnceleyeceğimiz "Bir Ölünün Mektupları" adlı hikayemizde Prenses Beyza, yirmi beş sene önce Elcize’de yaşadığı bir olayı, onu delicesine seven bir gencin ona yolladığı mektupları yanındaki insanlara anlatıyor. Olaylar
İlk Gençlik Çağına Öyküler - Birinci Cilt
İlk Gençlik Çağına Öyküler - Birinci CiltSelim İleri · Everest Yayınları · 2021256 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
cinsel istismarın bir insanın hayatındaki izleri. Spoiler içerir
Yozo, etrafına sürekli kendini sevdirmeye çalışan, sürekli komiklikler yaparak insanları güldürmeye çalışan bir çocuktur ama iç dünyası çok farklıdır. Yozo kendini hiç sevmez iç dünyası kapkaranlıktır. Başkalarıyla tartışamıyor, kendini savunamıyor ve kimseye hayır diyemiyor (tüm hayatı boyunca hayır diyemiyor). İnsanlara güvenmiyor. Bu dünyada
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333bin okunma
289 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.