Harem-i Hümâyûn hakkında on yıllık yorucu bir mesai sonunda arşiv belgelerine dayalı bir doktora tezi hazırlayan Amerikalı uzman Leslie Peirce: “Biz Batılılar İslâm toplumunda cinselliği saplantı hâline getir-mek gibi eski ama güçlü bir geleneğin mirasçılarıyız. Harem, Müs-lüman cinsel duyarlılığı üzerine kurulu Batı efsanelerinin kuşkusuz en
BEKLENTİLERİN DENGESİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM UZUN VADE FARK OLUŞTURACAK BEKLENTİLER HOŞ HAL ESARETİ İş Dünyamızda Durum - Birçok insan, kendini yönetici olarak bir şekilde kabul ettirmiş çoğu garip kişilik “hoş hal esareti” nden çıkamamakla kalmadığı gibi, o sahte dünyanın birebir talepkârı haline gelmiştir. Özellikle orta seviye ve üstü yöneticiler arasında bu durumla çok sık karşılaşılır. Daha da iyisi, daha da yukarısı olabilir algıları ve beklentileri ile sürekli bir hoş halin etkisi altında kalırlar. Bir diğer mesele, yönetici çevrelerinin de çoğu zaman kendi menfaatleri doğrultusunda bu esareti oluşturmaktan geri durmamaları meselesidir. Kraldan çok kralcı diye tabir ettiğimiz zararlı tayfanın oluşturduğu en büyük dünyalardan biri işte bu hoş hal esaretidir. Bu yöntemle etrafında toplandıkları yöneticiyi resmen bir uyuşturucu madde bağımlısı gibi hoş hal etkisinde bırakırlar. Eleştirmeden, herhangi aksi bir görüş bildirmeden, “Efendim, yine doğru olanı yaptınız! Efendim gerçekten bu kurumun en iyi yöneticisi sizsiniz! Efendim gerçekten çok güzel / çok yakışıklısınız! Söyledikleriniz her zaman çok etkili!” vb. tarzındaki cümlelerin hepsi bu hoş hali oluşturmada kullanılan anahtar cümlelerdir. Sıradan her insan bu cümlelerden ziyadesiyle etkilenir ve tipik bir insan huyu, etkilendiği dünyanın içerisinde kalmak istediği için de bu insanları sürekli yanında ister. Sonuç, hoş hal esaretini oluşturan kralcıların ortasında yer alan ve kralcıların arzu ettiği gibi yönettiği bir kral...
Luna YayınlarıKitabı okudu
Reklam
BEKLENTİLERİN DENGESİ
İKİNCİ BÖLÜM ORTA - UZUN VADE BEKLENTİLERİ AHLAKIN TESİSİ (KAPANMAYAN BOŞLUK) -Ahlak en amiyane tabirle “beraber yaşamdaki sınır gözetimidir.” Söz konusu sınırın aşıldığı her duruma ise “ahlaksızlık” denir. -“Ahlak, beraber yaşamdaki sınır gözetimidir,” ifadesindeki beraber yaşam, her türlü ortamı, kendi biyolojimizi ve beraber yaşamak zorunda olduğumuz diğer insanları kapsayan bir kavramdır. -“Ahlakın tesisi ancak yeterli takip edilebilme hissiyatıyla mümkün hale gelebilir.” -İnanç çoğu zaman ahlakla bağdaştırılarak, iç içe anlatılır. İslam peygamberi Hz. Muhammed'in hadisinde, peygamber, din için, “Ben ancak güzel ahlakın tamamlayıcısı olarak gönderildim.” buyurmuştur. Herkes yakinen tanıdığımız İslam'ı ve diğer dinleri hep kuralları ile, onun zorlukları veya neyi hedefledikleriyle ilgili konuşur. Lakin tıpkı İslam gibi tüm dinler aslında ahlakın inananları arasında tesisini hedeflemektedir. Bu tesisin oluşması için verilen en büyük algı, oluşması talep edilen iman aslında hep aynıdır : Kudreti sonsuz, ilahi bir güç olan tek bir yaratıcı tarafından sürekli İzlenme ve takip edilme. Söz konusu esas, dinlerin ahlakı tesis etmedeki belki de en büyük argümanlarından biridir. Nitekim Kuran'da bu durumu ifade eden ayetlerden bazıları şu şekildedir : -Bakara 186: Kullarım beni soracak olurlarsa şüphesiz ben onlara çok yakınım. -Al-i İmran Suresi, 5.ayet : Şüphesiz, yerde ve gökte Allah'a hiçbir şey gizli kalmaz. -En'am Suresi, 3.ayet : Göklerde ve yerde Allah O'dur. Gizlinizi ve açığınızı bilir; kazandıklarınızı da bilir.
Luna YayınlarıKitabı okudu
Bir günlük düş ve gerçek
//Dünyanın her yerinde semtler ikiye ayrılır, fakir ve zengin...// Tahran iki bölümdür. Her bölüm de birbirinden çok farklıdır. Kuzey Tahran ve Güney Tahran. Güney tarafı pislik içindedir. Kuzey Tahran ise tertemiz. Neden dersen; tüm eski, kırık dökük arabalar güneyde çalışır. Yük arabaları oradadır. Bütün tuğla fabrikaları burada kurulmuştur. Sokakların caddelerin çoğu topraktır. Kuzeyin lağım suları, pislikleri hep güneye akar. Her taraf pislikten geçilmez. Güney, yoksul ve aç insanların yurdudur. Kuzeyde ise temiz, mutlu, zengin insanlar yaşar. Sen hiç on katlı mermer kaplamalı apartmanlar gördün mü? İşte bütün büyük ve güzel yapılar kuzeydedir. Bu dev gibi yapıların altında koca koca mağazalar sıralanmıştır. Burada altlarında lüks arabaları, yanların- da pahalı köpekleri olan zengin insanlar alış veriş ederler.
Hukuk bilgisi arttıkça kanunlardaki arka sokakların veya kestirmelerin bilgisi de artar. Bu nedenle hukukla meşgul olan kimselerin takva, ihlas, ihsan gibi Allah'a karşı sorumluluk bilincini yükselten duygularını beslemeye çok şiddetli ihtiyaçları vardır. Kıymetli bir fakih olan Mehmet Savaş hocamız, bu konuda bizi ikaz ederken şöyle demişti: "Ben her akşam bir tasavvufi metinden bir bölüm okurum ki fıkıh bilgim beni sürekli cevazları bulmaya teşvik etmesin." Fıkıh bilgisinin artması insanı, kanun boşluklarını bulmaya, kanunlardan sıyırmaya sevk edebilir. Halbuki asıl olan kulluktur. Biz Allah'a kulluğumuzu O'nun koyduğu nizama uyarak göstermiş oluruz.
Sonraki biriki gün Frodo evrakını ve yazılarını Sam ile birlikte gözden geçirdi ve anahtarları teslim etti. Düz kırmızı, deri kaplı koca bir kitap vardı; koca sayfalan artık neredeyse tamamen dolmuştu, îlk başlar, Bilbo'nun ince, dolaşık yazısıyla doluydu; fakat çoğu Frodo'nun sıkı, akıcı yazısıydı. Kitap bölümlere ayrılmıştı fakat
Reklam
378 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.