Hayat Nektarı
Bugün belki de aylar sonra ilk defa boğazımdan sıcak bir çorba geçti. Buğday çorbası. Annem ne çok sever, eve geldiğim günlerde benim için ne hevesle yapardı. Ve bugün ilk defa boğazımdaki yumru kayboldu; tekrar yaşıyor gibi, hiçbir şey değişmemiş gibi oturdum, çorbayı içtim. Annem öldü. Beraberinde benim de koca bir parçam yitti. Acı baklayı
Kaç gün geçti bilmiyorum. Ama içimde hep şu his var. Keşke bişeylerimiz uyuşmasaydı, bi konu yüzünden tartışsaydık, bi sinir öfkeyle ayrılsaydık da böyle olmasaydı. Göğsümü gere gere yine birlikte olmasakta ben onu çok seviyorum. Uzakta olsak da o kalbimde ve biliyorum o da beni seviyor. Ama şartlar hayat kader adını ne koyarsanız koyun birlikte olamıyoruz yan yana gelemiyoruz. Olsun kalplerimiz bir. Belki de hayırlısı bu, onu uzaktan da sevebilirim, belki de uzaktan sevmem onun mutluluğu için daha iyidir, vuslatım dedim bi kere ben ona. Son nefesime kadar da vuslatım olarak kalacak diyebilseydim. Ya da içimde küçücük de olsa bi umut. 60 yaşına gelsem bana gelse şartlar ne olursa olsun kabul ederim deseydim. Şimdi adın geçti mi susuyorum. Adın geçmesin, hatırlatacak birşey olmasın gün içinde diye dua ediyorum. Canım sürekli yanıyor. Ama bi anı, bi isim, bi mekan, bi müzik hatta gördüğüm yaşlı çiftler… Canımı öylesine acıtıyor ki. Tarif etmeye çalışmayacağım. Zaten istesemde edemem. Gülüp eğlenip rutin hayatımı yaşar gibi görünürken o acıyı göstermeyeceğim diye çok çaba sarfediyorum. Bi an önce eve geleyim, ya da yalnız kalayım istiyorum hergün, her saat. Bi yanardağım bu aralar. İçim alev alev. Dışımda o ateşin emaresi yok. Patlasam yıkıp devireceğim eriteceğim önüme ne gelirse. Ama içimde yaşamaya çalışıyorum. Ne olursa olsun biz çok güzeldik. Çok güzel de olacaktık. Yazık oldu…
Reklam
İnsanın dile getirebildiği en temiz, en duru sözcük "anne", en güzel sesleniş "anneciğim"dir. Bunlar küçük oldukları kadar yüce; umut, sevgi ve şefkatle yoğrulmuş, insan yüreğinin tüm inceliğini, tatlılığını ve sıcaklığını yansıtan çok güzel sözcüklerdir. Anne hayatta her şeydir: Hüzünde teselli, kederde umut ve zayıflıkta güçtür. Sevginin, şefkatin ve bağışlamanın kaynağıdır. Annesini yitiren, başını koyacağı bir göğsü, ona dua eden bir eli ve onu koruyan bir bakışı yitirir. Doğadaki her şey anneden söz eder: Güneş yeryüzünün annesidir, onu ısısıyla beslemek için emzirir, ışıklı kollarıyla sarıverir ve ancak akşam olunca, denizin dalgalarının ritmiyle, kuşların ve ırmakların şarkılarıyla yatıştırıp uyuttuktan sonra bırakır. Yeryüzü ağaçların ve çiçeklerin annesidir, onları dünyaya getirir, emzirir ve sütten keser; sonra ağaçlar ve çiçekler sulu meyvelerine ve canlı tohumlarına karşı şefkatli birer anneye dönüşürler. Varoluş içindeki her şeyin annesi de güzellik ve aşk dolu, ebedi Evrensel Ruh'tur.
Nurullah Ataç, yolda yürürken beyitler okurdu kendi kendine; sevdiği, seçtiği Divan beyitlerini yazmıştı bir deftere, "O koca koca divanlarda güzel beyit azdır, ama aramaya değer" derdi. Sonra ben de öyle bir defter tutmaya kalktım, ama sürdüremedim, bıraktım gitti. O şiir, Divan şiiri, gittikçe unutuluyor, genç ozanlarımız onun tadını
Selamün aleyküm kardeşlerim. Çok güzel günlerin arefesindeyiz Vaktin değerini bilip değerlendirmek, tüm mazlum ve mağdurların kurtuluşu için bolca dua edip sebepleri hızlandıracak güzellikler yapabilmek gibi bir amacımız olursa eğer hiç ummadığımız kapılar açılabilir neden olmasın ...
EZVÂC-I TÂHİRÂTTAN ÜMMÜ SELEME R.ANHÂ
Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin pâk zevcelerinden ve Ashâb-ı Kirâm’ın fakîhlerinden olan Ümmü Seleme (r. anhâ) vâlidemizin asıl ismi Hind binti Ebû Ümeyye’dir. Kureyş’in Benî Mahzûm kolundandır. Resûlullah (s.a.v.) Efendimizden önce Ebû Seleme bin Abdülesed (r.a.) ile evli idi. Kocası ile birlikte ilk Müslümanlardan ve Habeşistan’a ve Medîne-i
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.