Sözümden dönebilir ve çok büyük günahlar işleyebilirim. Belki üzerim birini belki aldatılırım ve belki affederim sonra af dilerim birinden. Sevebilirim ve sevişebilirim bir başkasıyla. Savaşabilirim onunla ve vazgeçebilirim. Üstelik ben değilim bir ilah, Allah'ın bile inkar edildiği bir alemde elbette vazgeçilebilirim. Yola çıkabilirim biriyle, yoldan çıkabilirim, yarı yolda bırakılabilirim. Olabilir bunlar sorun değil. Benden güzel biri vardır, benden zeki ya da benden aptal. Herkes bir ve eşsizdir elbet ama herkes yerini doldurur herkesin. Biter her hikaye, biter en bitmez aşklar.
Birkaç tavsiye ...
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana "bu benim şarkım bak" diye dinlet. Birgün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse seni hatırlasın . Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünyada bunu illaki birtek sen kullanmayacak son .Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa "acaba
Reklam
Kronolojik Kitap Potpurisi (1 Yıllık Okumanın En Absürt Hikayesi)
2022’den 2023’e
Yürüme
Yürüme
'ye başladığımda birden ‘’
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
ne kadar önemli olabilir ki’’ diye düşünmeye başlamıştım ki bir
İntibah
İntibah
gerçekleşti. Hayallerim gibi batan
Kronolojik Kitap Potpurisi-2 (1 Yıllık Okumanın En Absürt Hikayesi-2)
#191045458 devamı... 2023 yılının ilk günlerinde
Martıları Seven Adam
Martıları Seven Adam
‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
Eski Bir İstanbul Hanımefendisi anlatıyor; Yıl 1919. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış. Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim. Nişanlandık. Nişanlımı seviyordum. Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının altında sabahlara kadar oyalar örüyor, çeyizler hazırlıyordum. Ama çok geçmedi ki mahallede bir dedikodu yayıldı. (Ayşe'nin nişanlısı avukat değilmiş, ipsizin biriymiş, üstelik cami önlerinden tabut taşıyarak karnını doyuruyormuş.) dediler. Alt üst oldum, babam götürdü, uzaktan izledik, gerçekten de tabut taşıyordu. Yıkıldım. Nişanı atıp, ayrıldık. Aradan 5 yıl geçti. Evlenmiştim, bir de çocuğum olmuştu. 1924 yılıydı. Artık ülkemiz özgürdü. Bir gün Beyoğlu'nda rastladım ona. Oğlum yanımdaydı. Beni görünce titredi, ceketini düğümledi. Saygı göstererek durdu önümde. “Vaktiniz varsa size bir çay ikram etmek isterim" dedi. "Olur." dedim. Bir büroya girdik. Burası bir avukatlık bürosuydu ve kapıda adı yazıyordu. İçerde yardımcıları çalışıyordu. "Siz gerçekten avukat mısınız?" dedim. "Evet" dedi. "Peki, avukatsanız neden cami önlerinden tabut taşıyordunuz ?" diye sordum. Durdu, başı öne eğildi. "Beni affedin" dedi. "İstanbul işgal altındaydı, her taraf İngiliz askeri kaynıyordu. Her şeyi didik didik arıyorlardı. Biz de Anadolu'ya, Milli kuvvetlere ancak, cenaze süsü vererek tabutlarla silah kaçırıyorduk. Bu ülke için hayati bir işti. Bunu size söyleyemezdim..!!"
"İSİMSİZ KADINLAR 2."
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir! Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
Reklam
zaman bir yılı daha süpürdü baktın mı geçmişin temiz mi temiz mi yürünen sokaklar . kimsenin gördüğünde mutlu olduğu biri olmasan dert etme , kendi gördüklerin ile mutlu ol bakarsın gelecek yıl daha az üzülürsün ama bu yıl ki acını yine de unutma olur mu attığın adımların seni göğe çıkarmaz ama uçurumdan atabilir kahve içeceğin insanları da
Sosyal Medyadan Tanışıp Evlenmek
Ben tanışma şeklinin önemli olmadığını düşünüyorum. Ancak tanışma durumunu belirli şartlar ve sınırlar içinde tutmayınca kızlar mağdur oluyorlar. Mesela buradan birinin paylaşımlarını beğenip onunla muhabbeti ilerletiyorlar sonra bakıyorlar ki çocuk aslında bir persona çizmiş, gerçekte işe yaramaz bir tip. Kızların bir de evlenme isteği fazla
"İNNE MEIYE RABBİ, SEYEHDİN..!”
*"İnne meıye Rabbi, seyehdin!”* Bu Ayet-i Celile’yi dağlara taşlara haykırmak, her gördüğüm yere yazmak istiyorum BÜYÜK HARFLERLE.. *"İNNE MEIYE RABBİ, SEYEHDİN..!”* Belki bir çoğumuz ilk defa işittik, Rabbimizin bize böyle bir vahiy indirdiğini.. Belki yüzlerce mukabeleye gittik, defalarca kendimizde okuduk ama birazdan ilk defa
İntihar
23 Mart 1994’te Ronald Opus’un cesedini inceleyen adli tabip, onun kafasından yediği kurşunla öldüğü sonucuna vardı. Ronald Opus, on katlı bir binanın tepesinden, intihar niyetiyle aşağıya atlamıştı. Umutsuzluğunu, geride bıraktığı bir notta açıklıyordu. Ancak, dokuzuncu katın önünden geçerken pencereden gelen kurşun başına isabet etmiş, hayatı bu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.