güzel bir pazar İstanbul'da, sanki hiç bitmeyecek. sonra bir zamanlar ne çok dinlediğim bir şarkı takılır dilime yakıştırırım kitabımın arka fonuna onu kitabımın bir şarkısı olsun yine "Outlandish, Callin'u" eşliğinde "İçimizdeki Şeytan" "Kimseye ihtiyacım yok. Kimseden korkmuyorum. Senin dışında kimseyi aramıyorum. Sen benim hayatım boyunca ihtiyacım olan tek şeysin."
Alo baba sen misin nasılsın?Allahıma bin şükür ben burda iyiyim... Ne olsun be baba güzel geçiyor günlerim silah elimde hergün iştima nöbetteyim. Annem nasıl baba ağlamıyor değilmi? Söyle nolur ağlamasın bırakmasın kendini... Doğudayım tehlike evet biliyorum baba! Korkmuyorum elbet vatana kan can feda... Kardeşlerim nasıl sınıfı geçtilermi?
Reklam
MUTLU AŞK YOKTUR İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip
Hava soğuk. Tak kulaklıkları. Dışarı çık. Üşü. Yürü. Daha çok üşü. Daha çok yürü. Üşüdükçe yürü.
470 syf.
·
Puan vermedi
bu yaz okuduğum güzel kitaplardan biridir ama okurken ağlamaya hazır olun..babam hastalıkla uğraşırken okumuştum ve dahası kitaptaki kızın yaşadıklarını birebir yaşadım..içinde bulunduğum durumla birebir eşleştiği için daha da çok etkilenmiş olabilirim ama bir baba kız ilişkisinin ön yargısız olması gerektiği anlatan hoş bir kitap..babanızı seviyorsanız yada ayrıysanız mutlaka okuyun..
Son Şarkı
Son ŞarkıNicholas Sparks · Artemis Yayınları · 2010199 okunma
Biliyorum bu şiiri sevmedin oysa ben de sana bu şiirle orada çok güzel bir hata var demek istedim şiirimle şart değil artık sevgilim bir şarkı da olur yeter ki “hatamla sev beni”
Güzel hatta
Reklam
youtube.com/watch?v=kUGhOuf... Çok güzel bir şarkı. . . :( :( sözleri de öyle...........
Rüzgar, sonbaharda hep aynı şarkıyı söyler. Pencerenin camlarında gezinen titreyiş, kasımpatıların gövdelerini okşayan fısıltı, karanlıkta gümüşi yaralar açan çığlık, yağmuru hızlandıran deli ıslık, yüzümüzde patlayan haykırış, denizi ürperten mırıltı, kaç renk, kaç çeşit, kaç ton sesi varsa, rüzgar sonbaharda hep aynı şarkıyı söyler. Buna şarkı demek de doğru değildir; çoğu zaman bir ağıttır. Güzelin kısacık ömrüne, gidenin çekiciliğine, sevgilinin hayaline yakılmış bir ağıt. Her yıl tekrarlanmasına rağmen yıpranmamış, dipdiri kalmış, hüznünü zerrece yitirmemiş bir ağıt... Aslında hikayenin başlangıcı sonbahar değil, bahardır. Bulutlar yükselip güneş cömertleşince, tomurcuklar belirginleşip yapraklar seçilince rüzgar aşık olur. Birden değil, sanki çok eski, çok derin, hep var olan bir şeyi anımsar gibi ağır ağır aşık olur, usulca, sindire sindire. Tanıdık, bildik, hep gözünün önünde olanın kadim güzelliğini yeniden keşfeder gibi. Hayır, rüzgar hemen şarkıya başlamaz, sadece aşık olur. Belki size şaşırtıcı gelecek, rüzgar çiçeklere değil, yapraklara aşık olur. Evet, ağaçları güzel kılan, kuru dalları yeşile çevirip güneşte gümüşbalıkları gibi kımıl kımıl kıpırdanan yapraklara... Çiçekler mi? Nedendir bilinmez, rüzgar, çiçekleri yaşamı boğacak kadar süslü ve züppe bulur.
Alper Canıgüz
Karlar Kraliçesi, işi gücü hainlik ve fesatlık olan Laponyalı bir cadıymış. Sözü geçen pis karı öyle bir ayna yaptırmış ki, bu aynaya yansıyan tüm görüntüler güzelliklerini yitirir, iğrenç ve kötücül şeylere dönüşürmüş; dünyayı bir kez oradan görenler anında taş kalpli, berbat insanlar oluverirlermiş. Karlar Kraliçesi’nin çömezleri, dalgayı
İnsan ruhunun derisi yoktur.İnsan ruhunun ŞARKI SÖYLEMEK isteyen bir içi vardır,duymuyor musunuz? Mırıldanıyor,duymuyor musunuz kardeşler? Sıkı bir hatun ve yeni bir Cadillac bir şey değiştirmez.Temel Reis tek gözlü kalacak ve Nixon yeni başkanınız olacak.İsa çarmıhtan indi ve şimdi bizi çivilediler allahın belası şeye.Kara ve beyaz,hepimiz. Seçimimiz seçim değil.Çok hızlı hareket edersek ölürüz.Yeterince hızlı değilsek yine ölürüz.Onların destesi ile oynuyoruz,kıçına 2000 yıllık Hristiyan tıpasını sokmuşlar.Gel de iyi bir seçim yap. Öğrenmek için Karl Marx okumayın.Kurumuş boktan başka birşey değil.İnsanlık ruhunu tanımaya çalışın lütfen.Marx,Prag'dan geçen tanklardır.Bu yola girmeyin lütfen.Öncelikle Celine okuyun.2000 yıldır yetişmiş en büyük yazar.Camus'un YABANCI'sı listede olmalı.SUÇ VE CEZA,KARAMAZOV KARDEŞLER,Kafka'nın tümü,tanınmamış yazar John Fante'nin bütün kitapları,Turgenyevin öyküleri.Faulker,Shakespear ve özellikle George Bernard Shaw'dan uzak durun.Shat inanılmaz politik ve edebi bağlantıları sayesinde şişirilmiş koca bir balondur.Genç yazarlar arasında önündeki yol asfaltlanmış ve gerektiğinde kıç yalamasını bilen bir diğer yazar da Hemingway sanırım.Ancak Hemingway ile Shaw arasındaki önemli bir fark Hemingway'in ilk yazılarının iyi olması.Oysa Shaw baştan sonra bok yazdı. Bakın işte devrimle başladık ve edebiyata geldik.Aralarında bir bağ var.Her şeyde bir bağlanabilirlik var zaten.Ama yoruluyorum ve yarını bekliyorum. Adamlar gelip kapımı kırarlar mı? Adam sen de! Umarım bu yazı çayı üstünüze dökmeme neden olmuştur.
Sayfa 124Kitabı okudu
Resim