Rahip sözün burasında durdu, tutuklu kız rahibin göğsünden hiriltı sesi çıkartan bir iç çekiş duydu. -Bir gün odamın penceresinden bakıyordum. Hangi kitabı okuyordum o zaman? Ah! Bütün bunlar kafamda bir girdap gibi dönüyor. Kitap okuyordum. Pencere bir meydana bakıyordu. Tef ve müzik sesi duydum. Düşüncelerden bu şekilde uzaklaştırıldığım için
Sayfa 309
Öncelikle Lady Bexborough gibi esmer olmak isterdi, kırışık deriyi andıran bir cildi ve güzel gözleri olmalıydı. Tıpkı Lady Bexborough gibi ağır ve heybetli olmak isterdi; oldukça da iri; erkekler gibi siyasetle ilgilenirdi; kent dışında bir evi olurdu; çok ağırbaşlı, çok içtenlikli olurdu. Oysa kendi bedeni incecikti, fasulye sırığı gibiydi, ufacık, gülünç bir yüzü, kuş gagasına benzeyen bir ağzı vardı. Kendine iyi baktığı doğruydu; elleri, ayakları güzeldi; fazla para harcamadığı göz önüne alınırsa, iyi giyiniyor sayılırdı. Ama taşıdığı bu beden, ne kadar yeteneğe sahip olsa da (bir Hollanda resmine bakmak üzere durdu), çoğunlukla bir hiçti sanki – bir hiç. Görünmez olduğunu hissediyordu nedense; görünmüyordu; bilinmiyordu; ne evliydi artık, ne de çocuk sahibi; sadece öbür insanlarla birlikte Bond Sokağı’nda yürüyordu, şaşırtıcı ve epeyce ağırbaşlıydı yürüyüşü.
Reklam
Öz yaşamımdan ve bütünsel hayatta dair izlenimler Sizinde bu konuda pek hakim olduğunuz hiç şüphesiz nitekim en baskıcı ve etkileyici günümüz sorunların sancağını taşıyan ekonomik dalgalanmalardır bu dalgalar öyle şiddetli ki önüne çıkan her şeyi katıp ilerliyor bu sorunu bütünleği olarak hükümetin üstüne atmak hiçte adil olmayacaktır deprem
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yunan Büyüsü ve Mısır Büyüsü birleşiyor.
Evet, 220 sayfalık bir kitabı okumak bu kadar zor olmamalı diyerek başlıyorum incelemeye. Çok zordu, aslında çok fazla olmasa da daha önce de İngilizce kitap okumuşluğum var, fakat bu kitap sanırım bir çocuk kitabı olmasına rağmen beni on kat daha çok yordu. Sebebi ise içerdiği Mısır ve Yunan terimleri, çoğunun ne olduğunu anlamak için çeviri
Demigods & Magicians
Demigods & MagiciansRick Riordan · Disney-Hyperion Publishing · 201627 okunma
Babamın tek kız kardeşidir. Ama ne kadın! Onun yumuşaklığında büyüdüm ben. Annemden çok severdim onu. Vericiydi. Güzeldi. Çok güzel. Yüce gönüllüydü. Okumayı, yaşamayı bana o öğretti... ama kaderi içler acısıydı. Çok zengin olan rezil biriyle evlendi. Çekilmez bir adamla. Çevirdiği kirli işlerden çok para kazanıyordu. İki yıllık evlilikleri sırasında halam ona bir çocuk veremedi. Ona diyorum, çünkü siz erkeklerin kafası böyle çalışıyor. Sözün kısası halam kısırdı. Başka deyişle bir işe yaramazdı. Bunun üzerine kocası onu ana babasına hizmet etmesi için taşraya gönderdi. Kısır ve güzel olduğu için kayınbabası onu hiç tasalanmadan, rahatça beceriyordu. Gece gündüz. Günün birinde halamın sabrı taştı. Adamın başını yardı. Onu evden kovdular. Kocası da onu reddetti. Babam da dahil olmak üzere kendi ailesi de ona sahip çıkmadı.
Çocuklarımız okul bahçesinden çıkıyorlar. Çocuklarımız çocuk olmaktan çıkıyorlar. Çocuklarımız gülümsemekten, çocuklarımız onları kimsenin umursamadığını anladıkları andan itibaren, büyük ve anlamlı hayaller kurmaktan, çocuklarımız günahsız bahar sabahlarından çıkıyor, aradıkları hayatın bu ülkede olmadığını anlamış olarak çemberimizden çıkıyor, çocuklarımız düşlerinden çıkıyor ve şehrin gürültüsü içerisinde iyi bir maaş, güzel bir araba, kaloriferli bir daire sahibi olmak üzere sinemalardan, kitapçılardan, spor salonlarından çıkıyor, uzaklara gidiyor, orada yaşıyorlar. Okuldayken resmim çok güzeldi, diyenlerine rastlıyorum yıllar sonra. Tiyatroya kabiliyetliydim ama... diyenlerine. Şiir yarışmalarından birinde üçüncü olmuştum ben... diyorlarken duyuyorum onları. Aynı kasiyerin sırasında oluyoruz çünkü. Aynı maç kuyruğunda. Aynı internet kafede. Aynı belediye gişesinde. İçlerinden biri dönüp de bana, "Neden?" diye sormuyor. Şişman ve sessiziz, neden? İdealsiz ve sahipsiziz, neden? İştahlı ve iddiasızız, neden? Heyecansızız neden? Yaşamımız kuru ve boş, neden? Bir sorsalar söyleyeceğim, diyeceğim ki onlara: Yaşamın kendisi burada değil. Bu bir yutturmaca! Bu bir oyalamaca! Bu bir kandırmaca! Bu bir savmaca! Bu bir bıktırmaca! Yaşama benzeyen bir şeyler var. Ama dokunduğunuz şey yaşam değil. Ne yenilgiler yenilgilere benziyor, ne başarılar başarılara... Düşlerinizi unutmak mı istiyorsunuz: Haydi sınıflara!
Sayfa 128 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.