Ne desem bilemedim.
Kitap güzel ama okunmuyor. Yani ben okurken aşırı sıkıldım ama devamını da merak ettiğim için devam ettim.
Yazı şekli asla heyecan verici değil, çok monotondu ve gerçekten okurken zorlandım. Ama yine de okudum, bu kitap hakkındaki görüşümdü.
Gel gelelim kitap karaktarleri tarafından olaya bakalım. Jülide sanırım koç burcu(kitapta doğum tarihi yazmıyor ama nisanda doğum günü için arkadaşları istanbuldan geliyor. Spoiler değil) ama bana soracak olursanız tam bir ikizler. O dik başlılık ama onu bırakmayacak, onu terk etmeyecek insan bulduğunda çocuksulaşması kesinlikle Jülide'yi gerçekçi yapıyor. Jülide kendi kendini yetiştirmiş ama karakterini oluşturduğunu sanarken oluşturulamış birisi ve çok da güzel işlenmiş. Ama Alp Aslan Şahin'e gelecek olursak küfretmemek için kendimi zor tutuyorum. Ben bu kadar kadın düşmanı bir herifle daha önce hiç tanımadım ve Jülide'nin de Alp Aslan'ın imalarını duymazdan gelmesini aşamıyorum. Karakter oldukça başarılı işlenmiş, yalanım yok ama gerçekten aşırı sinir bozucu birisi. Alp Aslan'ın ettiği bütün küfürleri sesli okudum. Tek bir niyetim vardı, o da sesli dile getirdiğim her küfrü ona ediyor oluşumdu.
Onun dışında kitapta birçok karakter var ama yoklar. Yani sayfalarca betimleme yazılacagına bence karakterlere diyalog yazılmalıydı. Ki bence kitabı sıkıcı yapanda buydu. Kitap 457 sayfaysa bunun 450 sayfası durumlar, geçmiş ve kesinlikle edilmeyen ama içten açıklanan cümlelerdi. Bence daha fazla diyalog ve daha fazla olay olmayıydı.
Kitap her ne kadar heyecanlı bitmiş olsa da ikinci kitabı okumayacağım çünkü onda da sıkılacağımı biliyorum.